Ayten SERİN
Son Güncelleme:
Fransa’da parfümün izini sürerek tatil
Fransa’nın güneyinde Grasse kasabasında bir parfüm üretim tesisindeyim. Elimde tüpler, damlalıklar, parfüm hammaddeleri, kulağımda uzman tavsiyeleri: Linalol’den en az 11 ml koymalı, öjenol 4 ml’yi geçmemeli. Sonuçta elde ettiğim karışımı koklayıp "Hımm, güzel oldu galiba" diye düşünüyorum. Benimle birlikte parfüm konseptli geziye katılanlarla birbirimizi pohpohluyoruz. İçimizden biri gerçeği itiraf ediyor: "Bunlar gülsuyuna benzedi!"
Parfüm turuna, olabilecek en güzel zamanda gitmişiz. Sonbaharın ılıklığında Cote d’Azur bölgesini gezmenin tadı bir başkaydı. Burası her ne kadar Cannes, Nice, St Tropez gibi kentleriyle Hollywood yıldızlarının tatil mekanı olarak popüler olsa da bizim gezimiz bir parfüm gezisiydi. Konsept turlar dünya turizminin son trendi. Tüm hizmetler hızla kişiye özel hale gelirken, seyahatte de kişinin ilgi alanlarına göre turlar ön plana çıkıyor. Garanti Bankası’nın Shop&Miles kredi kartının kurduğu & Club ve & Club Prive, konsept tur hizmetini Türkiye’de vermeye başladı. Sundukları standart paketler bulunsa da amaç katılımcı grubun isteğine göre bir tur biçmek. Farklı ülkelere gastronomi, şarap, sanat, sağlık-spa "showtime" (gösteri zamanı) gibi geziler organize ediyorlar. Bu arada, benden size tavsiye: Siz siz olun, parfüm turuna katılırsanız, tarifleri iyi dinleyin.
Turda ilk sabahımız Saint Paul de Vence köyüne ziyaretle başladı. Kasaba diyebileceğimiz büyüklükteki Saint Paul de Vence, Côte d’Azur bölgesinin sanat üssü. Bölge ılıman deniz iklimi ve florasıyla son yüzyıllarda sanatçıların ilgisini çekmiş. Picasso, Chagall, Matisse, Cezanne bölgede yaşamış. 19’uncu yüzyılın sonlarında açılan, ressamları bölgeye alıştıran La Colombe D’Or adlı han (otel-restoran) bugün ülkenin en ünlü restoranlarından biri. İçinde Picasso, Leger, Dufy, Matisse gibi ünlülerin mekan sahibine armağan ettiği eserler sergileniyor.
Saint Paul sanat tarihi kitabı gibi. Jean-Paul Sartre, Simone de Beauvoir’ın favori mekanı olan köy evlilik için de çok tercih edilen bir yer olmuş, Yves Montand da eşiyle burada tanışıp evlenenlerden. James Baldwin, Miles Davis de buraya gelip kalanlardan.
Ortaçağ şehir mimarisine sahip surların dibinde şapeller, mezarlıklar, bağlar ve zeytinlikler var. Bugün surlardan bakınca gördüğünüz vadide bahçelerin içine gizlenmiş birçok küçük ev bulunsa da yapılaşmanın yaygınlaşmadığı günlerde bölge zeytinliklerle kaplıymış. Bugün de köyde her tür zeytin ürünü, lavanta, kozmetik, sabun ve diğer banyo malzemeleri satılıyor. Ayrıca adım başı denebilecek kadar çok sanat galerisi var. Bölgenin ünlü ressamlarının reprodüksiyonları her yerde satılıyor.
NİCE’TE OSMANLI İZLERİ
Nice’in geçmişinde Türkler’in de izi var. Eskiden bu bölgede Nisar denilen bir dil konuşuluyormuş. Fransa yerine İspanya’yı destekleyen Savua Kontluğu stratejik ve ekonomik önemi bulunan kenti almak istemiş. Fransa Kralı I. François de kaptırmamak için bölgeyi işgale girişmiş. Bir yandan da Kanuni Sultan Süleyman’ın annesi Ayşe Hafsa Sultan’a bir mektup yazarak destek istemiş. Bunun üzerine Barbaros Hayreddin, donanmayla Nice’i topa tutmuş. Nice Kalesi yıkılırken, şehir halkı kalenin bulunduğu tepeden inip düzlükte yeni bir yerleşim kurmuş. Nice, parfüm dükkanları, baharat, zeytinyağı ve sabun satan mağazalarla dolu. Mağazalarda şehrin mimoza esanslı parfümü "Eau de Nice," lavanta sabunu ve Nice’in yerel Bellet şarabını bulmak mümkün.
PARFÜMÜN BAŞKENTİ GRASSE
Cote d’Azur’u da kapsayan Provance bölgesi parfümün eviyse, Grasse da parfümün mutfağı. Ancak burada parfüm değil, hammaddesi üretiliyor, dünyaya pazarlanıyor. Grasse parfüm endüstrisi oluşana kadar önemli bir kasaba olmamış, hayvancılık ve dericilikle geçiniliyormuş. Kasabadakilerin güzel kokuya ihtiyaç duymalarının nedeni deri işlenen tabakhanelerden yayılan kötü koku... Bitki, meyve ve çiçeklerden değişik esanslar üretmeye başlamışlar. Bir başka öykü yıkanmaya alışamayanların, kokuyu parfümle perdeleme çabası.
Kullanılan ilk koku gül. Bu yüzden Grasse’ın gülsuyu parfümü çok ünlü. Daha sonra portakal ağacı yaprağı ve narenciyeye sıra gelmiş. Ağırlıklı olarak çiçeklerden koku alınırken zamanla değişik ot ve baharat parfümleri de çoğalmış. Bugün Grasse parfümünün özelliği kimyasal katkının en aza indirgenmiş olması. 40 bin nüfuslu Grasse hálá dünyanın en önemli parfüm özü üreticisi. Ama yapılaşma artıp bahçeler küçüldükçe, dışarıdan alınan çiçek miktarı artıyor. Türkiye ve Bulgaristan’dan gül ithal ediyorlar.
Tur sırasında, Türkiye’den gelen gül özüyle parfüm yapmayı denedik. Grasse’daki üç büyük parfüm özü firmasından Fragonard’ın tesislerine giderek kısacık bir ders aldık. Öğretmenimiz parfüm uzmanı bir "burun" olmasa da epeyce bilgilendik. Dünyada ticari olarak çalışan 150 "burun" varmış ve 100’ü Grasse’taymış. "Burun"lar en az 1000 çeşit materyalle çalışıyormuş. Koku yeteneklerini kaybetmemek için asla parfüm kullanmıyor, sigara içmiyorlarmış.
Çiçeklerden koku almak için onları damıtmak ya da çok uçucu kokuları varsa bunu özel yağlara çıkarmak gerekiyor. Bir kilo yasemin kokusu özü elde etmek için tam bir ton yasemine ihtiyaç var. Ama yasemin o kadar hafif ve narin bir çiçek ki bir kilo taze yasemin toplamak için tam 8 bin çiçek koparılıyor. Üstelik bunların sabah saatlerinde toplanıp kokusu uçmadan taze taze damıtılması gerekiyor. İşte parfümün pahalı olmasının nedenlerinden biri de bu.
Parfüm yapımında sadece çiçekler değil bazen ağaç gövdeleri, kökleri, yaprakları da işe yarıyor. Ve ilginç ama dünyada her yıl piyasaya 200 yeni parfüm markası çıksa da bir yıl sonunda bunlardan 20’si, ikinci yıl ise sadece üçü piyasada kalabiliyor. Yani sevilen parfüm yaratmak çok zor.
ANNEME PARFÜM YAPTIM
Bilgileri aldıktan sonra kolları sıvadık, parfüm yapmayı denedik. 100 mililitrelik şişeyi parfümün üç ana unsuruyla doldurmamız gerekiyordu. Önce parfüme taban olacak karışımı hazırladık. Beş ana maddeden ve en çok 31 ml olmalıydı. Sonra en az beşer mililitrelik iki madde ekledik. Çalışmamızı ana esansımız gülü de içeren dört maddelik karışımı ekleyerek tamamladık. 11 parfüm özüyle hazırlanmış karışım, başta söylediğim gibi gülsuyuna benzedi. Tesellimiz hazırdı: "Ağırlık gül esanslarındaydı, bu kadar oldu."
Neyse ki ürettiğim parfüm işe yaradı. Anneme verdim ve bu kadar yıl sonra en çok gül kokusunu sevdiğini öğrendim...
Gezinin diğer günlerinde hayli hareketli bir tempoyla, Eze köyü, St Tropez hatta Monaco’yu bile gezdik. Ekibin tercihi mümkün olduğunca çok yer görmekti ama bu turlar tamamen katılımcıların isteğine göre hazırlandığından başka bir grup başka bir rota da çizebilir kendine.
Örnek parfümturu nasıl olur?
Parfüm turlarının gözdesi temmuzda Provence. Lavanta tarlalarının çiçeğe büründüğü bu dönemde manzara müthiş. Çiçek toplama işlemlerini de görmek mümkün. Parfüm turunda hem parfümün başkenti Grasse görülüyor, hem de kente 20 dakika uzaklıktaki ikinci önemli merkez sayılan Molinard köyünde bir parfümeri ziyaret ediliyor.
Konaklama kişilerin tercihine göre değişiyor. Deniz kenarı isteyenlerin tercihi Cannes, Provence ruhunu yaşamak, lavanta tarlalarına yakın olmak isteyenler Gordes köyünde konaklıyor. Gordes, doğal yapısı korunan, romantik, tarihi bir köy. Lavanta tarlalarını görmek için Provence bölgesinin içindeki Vaucluse’de vakit geçiriliyor; Petit Luberon, Saignon, Dignes-Les-Bains, Senanque vadisi, Senanque Kilisesi arasındaki manzaraları doya doya seyredecek rotalar izleniyor. İstenirse Chateaunouf Du Pape bölgesinde şarap tadımları yapılıyor.
Bir iki gece Orange köyünde Theatre Antique d’Orange festivali kapsamındaki klasik müzik konserlerine gidiliyor. Ayrıca Van Gogh’un izinde Arles ve St Remmy köyleri ziyaret edilebiliyor.
YILIN HER AYI MÜMKÜN
Benim katıldığım turu yılın her ayında yapmak mümkün: Cannes’da Carlton Intercontinental Cannes otelinde konaklama Feu Follet / Mougins’de akşam yemeği, Saint Paul de Vence turu, La Colombe d’Or’da öğlen yemeği... Nice turu, Chagall Müzesi’ni ziyaret, gece geç saatlerde gece kulübüne dönüşen Cannes’ın en şık mekanlarından Baoli’de yemek... Grasse Turu, L’Apprenti Parfumeur’de kendi parfümünü yaratma keyfi, Eze köyü gezisi, Le Chateau Eza’da öğle yemeği...
Club turların programı isteğe göre belirlendiği için fiyatları değişiyor. İkinci seçeneğin tüm transfer rehberlik ve vize hizmetleri dahil iki kişilik bedeli 3 bin 500 Euro.
Turda ilk sabahımız Saint Paul de Vence köyüne ziyaretle başladı. Kasaba diyebileceğimiz büyüklükteki Saint Paul de Vence, Côte d’Azur bölgesinin sanat üssü. Bölge ılıman deniz iklimi ve florasıyla son yüzyıllarda sanatçıların ilgisini çekmiş. Picasso, Chagall, Matisse, Cezanne bölgede yaşamış. 19’uncu yüzyılın sonlarında açılan, ressamları bölgeye alıştıran La Colombe D’Or adlı han (otel-restoran) bugün ülkenin en ünlü restoranlarından biri. İçinde Picasso, Leger, Dufy, Matisse gibi ünlülerin mekan sahibine armağan ettiği eserler sergileniyor.
Saint Paul sanat tarihi kitabı gibi. Jean-Paul Sartre, Simone de Beauvoir’ın favori mekanı olan köy evlilik için de çok tercih edilen bir yer olmuş, Yves Montand da eşiyle burada tanışıp evlenenlerden. James Baldwin, Miles Davis de buraya gelip kalanlardan.
Ortaçağ şehir mimarisine sahip surların dibinde şapeller, mezarlıklar, bağlar ve zeytinlikler var. Bugün surlardan bakınca gördüğünüz vadide bahçelerin içine gizlenmiş birçok küçük ev bulunsa da yapılaşmanın yaygınlaşmadığı günlerde bölge zeytinliklerle kaplıymış. Bugün de köyde her tür zeytin ürünü, lavanta, kozmetik, sabun ve diğer banyo malzemeleri satılıyor. Ayrıca adım başı denebilecek kadar çok sanat galerisi var. Bölgenin ünlü ressamlarının reprodüksiyonları her yerde satılıyor.
NİCE’TE OSMANLI İZLERİ
Nice’in geçmişinde Türkler’in de izi var. Eskiden bu bölgede Nisar denilen bir dil konuşuluyormuş. Fransa yerine İspanya’yı destekleyen Savua Kontluğu stratejik ve ekonomik önemi bulunan kenti almak istemiş. Fransa Kralı I. François de kaptırmamak için bölgeyi işgale girişmiş. Bir yandan da Kanuni Sultan Süleyman’ın annesi Ayşe Hafsa Sultan’a bir mektup yazarak destek istemiş. Bunun üzerine Barbaros Hayreddin, donanmayla Nice’i topa tutmuş. Nice Kalesi yıkılırken, şehir halkı kalenin bulunduğu tepeden inip düzlükte yeni bir yerleşim kurmuş. Nice, parfüm dükkanları, baharat, zeytinyağı ve sabun satan mağazalarla dolu. Mağazalarda şehrin mimoza esanslı parfümü "Eau de Nice," lavanta sabunu ve Nice’in yerel Bellet şarabını bulmak mümkün.
PARFÜMÜN BAŞKENTİ GRASSE
Cote d’Azur’u da kapsayan Provance bölgesi parfümün eviyse, Grasse da parfümün mutfağı. Ancak burada parfüm değil, hammaddesi üretiliyor, dünyaya pazarlanıyor. Grasse parfüm endüstrisi oluşana kadar önemli bir kasaba olmamış, hayvancılık ve dericilikle geçiniliyormuş. Kasabadakilerin güzel kokuya ihtiyaç duymalarının nedeni deri işlenen tabakhanelerden yayılan kötü koku... Bitki, meyve ve çiçeklerden değişik esanslar üretmeye başlamışlar. Bir başka öykü yıkanmaya alışamayanların, kokuyu parfümle perdeleme çabası.
Kullanılan ilk koku gül. Bu yüzden Grasse’ın gülsuyu parfümü çok ünlü. Daha sonra portakal ağacı yaprağı ve narenciyeye sıra gelmiş. Ağırlıklı olarak çiçeklerden koku alınırken zamanla değişik ot ve baharat parfümleri de çoğalmış. Bugün Grasse parfümünün özelliği kimyasal katkının en aza indirgenmiş olması. 40 bin nüfuslu Grasse hálá dünyanın en önemli parfüm özü üreticisi. Ama yapılaşma artıp bahçeler küçüldükçe, dışarıdan alınan çiçek miktarı artıyor. Türkiye ve Bulgaristan’dan gül ithal ediyorlar.
Tur sırasında, Türkiye’den gelen gül özüyle parfüm yapmayı denedik. Grasse’daki üç büyük parfüm özü firmasından Fragonard’ın tesislerine giderek kısacık bir ders aldık. Öğretmenimiz parfüm uzmanı bir "burun" olmasa da epeyce bilgilendik. Dünyada ticari olarak çalışan 150 "burun" varmış ve 100’ü Grasse’taymış. "Burun"lar en az 1000 çeşit materyalle çalışıyormuş. Koku yeteneklerini kaybetmemek için asla parfüm kullanmıyor, sigara içmiyorlarmış.
Çiçeklerden koku almak için onları damıtmak ya da çok uçucu kokuları varsa bunu özel yağlara çıkarmak gerekiyor. Bir kilo yasemin kokusu özü elde etmek için tam bir ton yasemine ihtiyaç var. Ama yasemin o kadar hafif ve narin bir çiçek ki bir kilo taze yasemin toplamak için tam 8 bin çiçek koparılıyor. Üstelik bunların sabah saatlerinde toplanıp kokusu uçmadan taze taze damıtılması gerekiyor. İşte parfümün pahalı olmasının nedenlerinden biri de bu.
Parfüm yapımında sadece çiçekler değil bazen ağaç gövdeleri, kökleri, yaprakları da işe yarıyor. Ve ilginç ama dünyada her yıl piyasaya 200 yeni parfüm markası çıksa da bir yıl sonunda bunlardan 20’si, ikinci yıl ise sadece üçü piyasada kalabiliyor. Yani sevilen parfüm yaratmak çok zor.
ANNEME PARFÜM YAPTIM
Bilgileri aldıktan sonra kolları sıvadık, parfüm yapmayı denedik. 100 mililitrelik şişeyi parfümün üç ana unsuruyla doldurmamız gerekiyordu. Önce parfüme taban olacak karışımı hazırladık. Beş ana maddeden ve en çok 31 ml olmalıydı. Sonra en az beşer mililitrelik iki madde ekledik. Çalışmamızı ana esansımız gülü de içeren dört maddelik karışımı ekleyerek tamamladık. 11 parfüm özüyle hazırlanmış karışım, başta söylediğim gibi gülsuyuna benzedi. Tesellimiz hazırdı: "Ağırlık gül esanslarındaydı, bu kadar oldu."
Neyse ki ürettiğim parfüm işe yaradı. Anneme verdim ve bu kadar yıl sonra en çok gül kokusunu sevdiğini öğrendim...
Gezinin diğer günlerinde hayli hareketli bir tempoyla, Eze köyü, St Tropez hatta Monaco’yu bile gezdik. Ekibin tercihi mümkün olduğunca çok yer görmekti ama bu turlar tamamen katılımcıların isteğine göre hazırlandığından başka bir grup başka bir rota da çizebilir kendine.
Örnek parfümturu nasıl olur?
Parfüm turlarının gözdesi temmuzda Provence. Lavanta tarlalarının çiçeğe büründüğü bu dönemde manzara müthiş. Çiçek toplama işlemlerini de görmek mümkün. Parfüm turunda hem parfümün başkenti Grasse görülüyor, hem de kente 20 dakika uzaklıktaki ikinci önemli merkez sayılan Molinard köyünde bir parfümeri ziyaret ediliyor.
Konaklama kişilerin tercihine göre değişiyor. Deniz kenarı isteyenlerin tercihi Cannes, Provence ruhunu yaşamak, lavanta tarlalarına yakın olmak isteyenler Gordes köyünde konaklıyor. Gordes, doğal yapısı korunan, romantik, tarihi bir köy. Lavanta tarlalarını görmek için Provence bölgesinin içindeki Vaucluse’de vakit geçiriliyor; Petit Luberon, Saignon, Dignes-Les-Bains, Senanque vadisi, Senanque Kilisesi arasındaki manzaraları doya doya seyredecek rotalar izleniyor. İstenirse Chateaunouf Du Pape bölgesinde şarap tadımları yapılıyor.
Bir iki gece Orange köyünde Theatre Antique d’Orange festivali kapsamındaki klasik müzik konserlerine gidiliyor. Ayrıca Van Gogh’un izinde Arles ve St Remmy köyleri ziyaret edilebiliyor.
YILIN HER AYI MÜMKÜN
Benim katıldığım turu yılın her ayında yapmak mümkün: Cannes’da Carlton Intercontinental Cannes otelinde konaklama Feu Follet / Mougins’de akşam yemeği, Saint Paul de Vence turu, La Colombe d’Or’da öğlen yemeği... Nice turu, Chagall Müzesi’ni ziyaret, gece geç saatlerde gece kulübüne dönüşen Cannes’ın en şık mekanlarından Baoli’de yemek... Grasse Turu, L’Apprenti Parfumeur’de kendi parfümünü yaratma keyfi, Eze köyü gezisi, Le Chateau Eza’da öğle yemeği...
Club turların programı isteğe göre belirlendiği için fiyatları değişiyor. İkinci seçeneğin tüm transfer rehberlik ve vize hizmetleri dahil iki kişilik bedeli 3 bin 500 Euro.