Fırtına’da Kardanadam Festivali zamanı

Bir zamanların sessiz ve sakin yaylası Ayder, kaplıcasının fark edilmesiyle son 10 yılda cazibe merkezi oldu. Karadeniz gezilerine katılıp da Ayder’e uğramayan yoktur ancak hoyrat uygulamalar sonucu bu güzelim eski yayla hızla betonlaştı. Ancak ne olursa olsun, önemli bir vadide ve yüksek dağlara ulaşmanın mecburi geçitlerinden biri. Özellikle yaz aylarında nüfusu 10 katına çıksa da henüz kış turizmi pek gelişmediğinden bu aylarda derin bir sessizlik içinde. İşte tam da bugünler Ayder’in karşı yamaçlarına doluşan karın ve rüzgârın sesini, ağaçkakanların büyük gürgen ağaçlarının üzerindeki serenadını dinlemenin ideal zamanı.

Tabii Ayder’in kışın da açık olan kaplıcasının tenhalığından faydalanmak, yerel mutfağı tatmak ve şubatta yapılan Kardanadam Festivali’ne tanık olmak da işin güzel tarafı. Son yıllarda bölgede heliski sporu yapılıyor. Heliski yapan kayakçılar helikopterle tepelere bırakılıyor, parkur ya da pist olmayan bu tepelerden iniş elbette çok heyecanlı oluyor. Dünyanın sınırlı bölgesinde yapılabilen heliskinin en önemli özelliği, kayak merkezinden veya kayak pistinden uzakta, karın bol olduğu alanlarda yapılması. Heliski için özellikle yurtdışından gelen kayakçılar, ‘Kaçkar Şekeri’ isimli yüksek kesimlerden aşağı kaymayı çok seviyor.

10 yıldır Yukarı Ambarlık mevkisinde yapılan Kardanadam Festivali hem yurtdışından gelen sporcuların hem de yerli halkın en güzel kış eğlencesi. Festival sırasında tepelere çıkanlar kamyon lastiği, şambrel veya naylon ne bulurlarsa üzerine oturup yukarıdan aşağıya kaymanın keyfini çıkarıyor. Yemekler yeniyor, bir taraftan da tulum eşliğinde horonlar oynanıyor. Yüksek dağların kış sessizliği birkaç günlüğüne de olsa bozuluyor. Kimi bu şenlikleri fırsat bilip kışın da bir başka görünen manzaranın tadını çıkarıyor, bol bol fotoğraf çekiyor.

Çamlıhemşin’den yukarı

Fırtına Vadisi’ni derenin kestiği alanlarında kurulu; sağlı sollu köyler vardır. İlçe merkezini geçtikten sonra yukarılara doğru çıkarken çok sayıda köyün yanından geçersiniz. Bu köylerden biri olan Çinçiva’yı (Şenyuva) da ziyaret etmenizi öneririm. Köyün içinde, 1699’da yapıldığı bilinen taş kemer köprü görülesi bir güzellik. Köprüden Çinçiva Kahve’ye doğru yürüyüp kahvede mola verin. Dağları ve tepeleri seyrederken size tanıdık gelirse şaşırmayın.

Burası ‘Yüreğine Sor’, ‘Bal’, ‘Sonbahar’ gibi filmlerin çekildiği köy. Şenyuva’dan yukarıya doğru çıkmaya devam edin, karşınıza 15’inci yüzyıl yapısı Zilkale çıkacak. Zamanında İpek Yolu’nun Tebriz-Trabzon arasındaki geçit noktasına kurulan kale, ticareti kontrol etmek için yaptırılmış. Zilkale’den devam ettiğinizde Çat Vadisi’ne kadar yine köylerin içinden geçiliyor. Çok azında kışın yaşam var. Evler etkileyici, her biri asırlık kestaneden yapılmış konaklar ve mütevazı evler doğanın zorlu koşullarına dayanıyor.

Taş köprüye karşı manzaranın tadını çıkarın

* Bakoz Köyü’ndeki Mora Restoran’a uğrayıp kahvaltı edebilir, kendi elleriyle yaptıkları reçel ve marmelatlardan satın alabilirsiniz.

* Konaklar Mahallesi’nde taş kemer köprünün yanı başındaki Kalif Kafe’de tatlı yiyip çay, kahve için. Sahibinin elleriyle ördüğü bere, eldivenlerden alıp karın tadını da çıkarabilirsiniz.

* Çinçiva Köyü’nde Ada Bungalov’da konaklayabilir, Kendini Koruyan Mahalle’ye teleferikle geçip unutulmaz bir deneyim yaşayabilirsiniz.

* Çat Vadisi’nde Toşi Bungalov’da konaklayıp yukarılara doğru nefes kesici manzaralar eşliğinde yürüyüş yapabilirsiniz.