En büyüğü Beşiktaş'ta...İstanbul'da 400'ü hala kayıp
Bir grup akademisyen ve araştırmacı tarafından kaybolan tarihi eserlerin bulunması ve yeniden ihya edilmesi için 2007'de kurulan İSTED, İstanbul ve Edirne'de çalışmalar yürütüyor. İstanbul Çevre Kültür ve Tarihi Eserleri Koruma Derneği (İSTED) Başkanı Dr. Erhan Sarışın, 2006'dan bu yana yapılan taramalar neticesinde İstanbul'da 400 civarında kayıp cami bulunduğunu söyledi.
Bir grup akademisyen ve araştırmacı tarafından kaybolan tarihi eserlerin bulunması ve yeniden ihya edilmesi için 2007'de kurulan İSTED, İstanbul ve Edirne'de çalışmalar yürütüyor. Dernek üyesi harita mühendisi ve araştırmacılar, Osmanlı arşivleri, tarihi harita, belge ve kayıtlardan elde edilen veriler üzerinden kayıp eserlere ait yer tespiti yapmak için sahaya iniyor. Yerinde yapılan çalışmalarda kayıp eserlere ait izler aranıyor. Tarihi kalıntıların tespit edilip fotoğraflandırılmasının ardından eserin tescillenmesi için önce Anıtlar Kuruluna ardından planlara işlenmesi ilgili belediyelere başvuru yapılıyor.
Tescillenip imar planlarına işlenmesinin ardından dernek üyesi mimarlar, kayıp eserin aslına uygun projesini çiziyor. Çizilen projenin Anıtlar Kuruluna onaylatılmasının ardından kayıp eserin yapılması için hayırseverlerin kapıları çalınıyor. Maddi kaynağın bulunmasının ardından kayıp eser yapılarak ihya ediliyor.
Bereketzade Ali Camisi, Beşikçizade Tekkesi Mescidi, Çamlık Camisi, Paşababa Tekkesi Camisi, Haliç Kapıüstü Camisi, Kasap Halil Camisi, İtfaiye Camisi, Şeyhülislam Camisi, Esekapı Camisi, Seydibey Camisi, Hacı Ferhat Camisi, Sivasi Tekkesi Camisi, Kürkçübaşı Camisi, Avcı Bey Camisi ve Parmakkapı Camisi, yeniden açılan camiler arasında yer alıyor.
İstanbul genelinde kayıp tarihi eserlerin peşine düşüyoruz
İSTED Başkanı Dr. Erhan Sarışın, AA muhabirine yaptığı açıklamada, derneğin kuruluşunun Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın belediye başkanlığında ihyası için başvuruda bulunduğu Beyoğlu'ndaki Bereketzade Ali Mescidi ile başladığını belirtti. Mescidin ihyasıyla başlayan sürecin ardından derneğin kurulduğuna değinen Sarışın, şunları anlattı:
"Başhekim olduğum bir hastanenin önünde küçük bir çöplük vardı. Burayı yeşil alan yapmak istedim. Belediye gelip 'Buranın altında tarihi cami var.' diyerek engel oldu. Sonra araştırıp bakınca hakikaten orada bir cami varmış. Bu cami, yapım tarihi 1453 olan Bereketzade Ali Camisi'ymiş. Cumhurbaşkanımız Erdoğan belediye başkanlığı döneminde burası için Anıtlar Kuruluna başvuruyor. Kurul, 'Burası artık yol olmuştur.' diyerek başvuruyu işleme koymuyor. Ben bunu kendime dert edindim. Bir uzman bularak, burada kazılar yaptık. 1,5 metre kazdıktan sonra caminin temelleri ve minarenin kaidesine rastladık. Biraz daha kazınca Galata Kulesi'nden camiye doğru gizli bir yol bulduk. Bereketzade Ali Efendi'nin burayı, İstanbul fethedilince cami haline getirdiğini arşiv çalışmalarımızla da tespit ettik."
Sarışın, kazıların ardından caminin yeniden yapılması için çalışmalara başladıklarını ve o dönem yaşadıkları zorlukların ardından dernekleşmeye karar verdiklerini söyledi.
"Kendisini bu işe vakfetmiş bir gönüllüler topluluğu" olduklarını dile getiren Sarışın, "Mimar, harita ve inşaat mühendisi, hukukçu, sanat tarihçisi olan dernek üyelerimizle İstanbul genelinde kayıp tarihi eserlerin peşine düşüyoruz." dedi.
Bir caminin tescil edilmesi için 100-200 belge gerekiyor
Sarışın, dernek çalışmalarını yıl yıl rapor haline getirip yayımladıklarını ifade ederek, "2006'dan bu yana yaptığımız taramalar neticesinde İstanbul'da 400 civarında kayıp cami, 150 civarında kayıp medrese, 1000'den fazla çeşme bulduk. Bu çalışmalarımızda ulusal ve uluslararası arşiv, harita ve fotoğrafları inceledik. Bulduğumuz kayıp camilerin 150'sini çalışmalarımız sonucunda tespit ve tescil ettirdik. Ayrıca kayıp camilerin bir haritasını çıkardık." diye konuştu.
Bulunan eserleri tescil ve imar planlarına işletmenin en çok uğraştıran süreç olduğunu anlatan Sarışın, şunları kaydetti:
"Bir caminin Anıtlar Kurulu tarafından tescil edilmesi için 100-200 arasında belge gerekiyor. Bunlar harita oluyor, yazılı belge oluyor, fotoğraf oluyor. Tarihi bir fotoğraf üzerinden kayıp caminin yeri ve açısını tespit ediyoruz. Sonra sahaya inip caminin yerini buluyoruz. Örneğin Fındıkzade'de Seydibey adında bir cami ihya ettik. Bir sene her gün aracımı koyduğum otoparkın yeriymiş, haberim yok. 1 sene onlarca sokak aradım. Meğer 4 yıl aracımı park ettiğim yermiş."
Sarışın, derneğin çıkar amacı gütmediğini ve üyelerinin gönüllülük esasıyla çalıştığını belirterek, "Tek derdimiz tarihi yapılarımızın yeniden ihyası. Biz bu tescilleri yaparken yeri geliyor can güvenliğimizle tehdit ediliyoruz." dedi.
En büyük kayıp camiyi Beşiktaş'ta bulduk
Tarihi camilerin yerlerinde çoğu zaman başka yapılarla karşılaştıklarını aktaran Sarışın, "Cami yerinde gazino olan yer var. Üzerinde bina olan yerler var. Otopark olarak kullanılan yerler var. Bu yerlerin yeniden cami olması için çalışırken çok zorlanıyoruz. Zira mülkiyet hakları nedeniyle ciddi kamulaştırma bedelleri çıkabiliyor." diye konuştu.
İSTED Başkanı Erhan Sarışın, araştırmalarında İstanbul'daki en büyük kayıp camiyi Beşiktaş'ta bulduklarını ifade ederek, şunları söyledi:
"İstanbul'da bulduğumuz en büyük kayıp cami Sultanahmet ebadında bir cami. İnönü Parkı'nın olduğu yerde, adı Aziziye Camisi. Burayı Kanuni Sultan Süleyman yaptırmış. Sultan Abdüllaziz Dolmabahçe Sarayı'nı yaptırırken bu ihtişamda da bir cami yaptırmak istemiş. Aziziye Camisi'ni yıktırarak bu amaçla büyütmek istemiş. Burada yeni cami için kazılar yaptırmış. Biz burayı radar yöntemiyle tarattık. 10 metre derinliğinde 5 metre eninde 52 metreye 57 metre büyüklüğünde eski caminin duvar kalıntılarını bulduk. Fakat bu cami inşaatı Sultan Abdüllaziz'in tahtan indirilmesi ile temel kazısı olarak kalmış. Şimdi biz Aziziye Camisi'nin ihya edilmesi için girişimlerde bulunuyoruz."