GeriSeyahat El değmemiş güzelliklere kanoyla gidiyoruz
MENÜ
  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Hürriyet Twitter
    • Yazdır
    • A
      Yazı Tipi
El değmemiş güzelliklere kanoyla gidiyoruz

El değmemiş güzelliklere kanoyla gidiyoruz

Hem eğlenceli hem sosyal mesafeli harika bir doğa sporu ve keşif etkinliği Kano… Serin sularda dinginliğin tadını çıkarırken karadan ulaşılamayan ya da teknelerin giremediği yerleri görmenizi sağlar. Kano yapılabilecek birçok yer var; hazırladığımız mini rehberi okuyun, küreklere asılın.

Kanoyla tanışmak hayatımı zenginleştirdi. Aslında ben tipik bir doğa yürüyüşü tutkunuydum. Zamanla yürüyerek ulaşamadığım sahil kıyılarını, sazlıkları, kaya kovuklarını ve deniz mağaralarını merak etmeye başladım. Bu merak beni kanoyla tanıştırdı. Sonra öğrendim ki kayıkla ilgili sporların en eskisi olan kanonun geçmişi tarihöncesi çağlara kadar iniyormuş. İlkçağlarda ağaç kütüklerinin oyulmasıyla yapılan tekneler, sonraları Kızılderililer tarafından kayın ağaçlarının kabuklarından yapılmaya başlanmış. Kızılderililerin hızlı ve çalkantılı sularda kullandığı bu ilkel tekneler, zamanın değirmeninde döne değişe bugünkü kano sporunun aracı olmuş. Ortasındaki oturma kabinine ek olarak öne ve arkaya bagaj olması için iki kabin eklenmiş ve tek saplı, çift taraflı kürekler üretilmiş. Ve kano sayesinde kürek çektiğiniz kıyılardaki kayalıkların arasına, tek kişilik kumsallara, el değmemiş koylara ve keşfedilmemiş antik harabelere rahatlıkla girebiliyorsunuz.

DÖRT ‘ÇOK ÖZEL’ KANO ROTASI

İSTANBUL’UN YANINDAKİ CENNET
Durusu

El değmemiş güzelliklere kanoyla gidiyoruz

Kemerburgaz’ın kuzeybatısında ve İstanbul’a sadece 40 kilometre uzaklıkta, kanoseverler için bir hazine saklı. Eski adıyla Terkos, yeni adıyla Durusu, yerkabuğunun şekillendiği dönemlerde Karadeniz kıyısında geniş bir koymuş. Günümüzdeyse oldukça sığ bir kumsalla denizden ayrılarak göle dönüşmüş. Gölün her iki kıyısı arasında zikzaklar çizilerek serbest kano gezileri yapılıyor. Göldeki turlarda Kızılderili kanolarına benzer ikişer kişilik kanolar kullanılıyor. Gölün etrafı sazlarla çevrili ve hava genellikle yumuşak… Fındıkdere, Deli Yunus Deresi ve çok sayıda kaynak suyuyla beslenen Durusu Gölü’nde birçok kuş türünü görmek mümkün. Arzu edenler, yanlarında olta götürüp balık da avlayabilir.

ANTİK KALINTILARIN ÜSTÜNDEN EFSANE YÜKLÜ ADALARA
Bafa Gölü

El değmemiş güzelliklere kanoyla gidiyoruz

Söke-Bodrum karayolu üzerinde, zeytin ağaçları arasındaki Bafa Gölü’nün kıyıları sürprizlerle dolu. Ege Bölgesi’nin bu en büyük gölünde, kayalık kıyıları ve adacıkların çevresini kapsayan 5 kilometrelik bir kano parkuru var. Gölün karakteristik özelliği olan durgun su ve hafif rüzgâr nedeniyle kanoseverler, en az üç saat yorulmadan rahatlıkla kürek çekebilir. Karia ülkesinin görkemli kenti Herakleia’nın sular altında kalmış antik liman kalıntıları üzerinde gezinmek gerçekten eşsiz bir deneyim. Göl üzerindeki irili ufaklı adacıkları keşfedebilme şansı, kano gezisini cazip kılan unsurlardan.

KIYIDAN LİKYA UYGARLIĞINA BAKIŞ
Kekova kıyıları

El değmemiş güzelliklere kanoyla gidiyoruz

Kaş’a bağlı Kekova’da, Türkiye’nin ilk sualtı milli parkında kürek çekerek Likya uygarlığının izlerini sürebilirsiniz. Üçağız Koyu’nda başlayan 60 kilometrelik parkurda sırasıyla Karaloz Koyu, Tersane Koyu, Sıçak Burnu, Kekova Adası çevresi ve Kaleköy (Simena) kıyıları geçilerek başlangıç noktasına dönülüyor. Kekova-Simena rotasını kanoyla tamamlamak için günde ortalama 4-5 saat kürek çekmek gerekli. Kekova çevresindeki koy içleri genellikle dalgasız ve korunaklı. Ancak Kekova Adası çevresiyse zaman zaman hayli dalgalı olabiliyor. Batık Şehir’in yanı sıra Kekova Adası’nın batı kıyısındaki Tersane Koyu, bir kısmı sular altında kalmış olan Likya mezarları, parkurun en heyecan verici durakları.

KANYONUN DERİNLİKLERİNE YOLCULUK
Kemaliye Vadisi

El değmemiş güzelliklere kanoyla gidiyoruz

Erzincan’ın Kemaliye ilçesi, benzersiz coğrafi ve iklim özellikleriyle tüm doğa sporlarının yanı sıra kano gezisi için de elverişli. Fırat Nehri’nin iki kolundan biri olan Karasu’nun milyonlarca yıldır kalkerli kaya yapılarını aşındırmasıyla oluşan Kemaliye Vadisi, zengin yaban hayatıyla da kano tutkunlarını cezbediyor. Sarp kaya duvarlarıyla son derece vahşi görünen Karanlık Kanyon’un derinlikleri, yaklaşık 10 kilometrelik kano parkurunun en heyecan verici bölümü. Nehirdeki hafif akıntı, yorulmadan uzun süre kürek çekebilme avantajı sağlıyor.

SEÇENEK ÇOK: ALTERNATİF ROTALAR

Türkiye kano tutkunları için tam bir cennet. İşte Türkiye genelinde kano yapılabilecek birbirinden güzel 10 alternatif yer: Sapanca Gölü (Adapazarı), Eşen Çayı (Muğla-Antalya), Ölüdeniz, Köprüçay, Demre Çayı (Antalya), Göksu Nehri (Mersin), Çoruh Nehri (Artvin), Dalyan (Muğla), Salda Gölü (Burdur), Karine Lagünü (Aydın).

CAN YELEĞİNİ GİYİP BİR KEZ REHBERLE KULLANMAK YETER

Peki, gezi amaçlı kano turunu kimler yapabilir? Hemen söyleyelim. Yürüyüş yapabilecek kadar kondisyonu olan herkes. Tek, çift ve üç kişilik çeşitleri olan kanolar, suyun her debisinde gidebilen ve hiçbir deneyimi olmayanların bile rahatlıkla kullanabileceği bir dizayna sahip. Elbette tüm güvenlik önlemlerini almak ve işin püf noktalarına dikkat etmek şartıyla... Her şeyden önce kanoların devrilme ihtimaline karşı can yeleği giymek şart. Kanonun içine oturduktan sonra, su almasını engelleyen etekleri belinize geçirip askılarla omuzlarınıza asıyorsunuz. Deniz kanosu kırılmadığı sürece kesinlikle batmıyor. Tek risk, kanoyla birlikte ters dönmek… Son derece az rastlanan böylesi bir durumda yapılacak iki şey var: Birincisi, soğukkanlı olmak. İkincisi, vücudunuzu kanodan ayırıp su yüzüne çıkmak ve yeniden kanonuza dönüp uygun şekilde pozisyon almak. Eğer ilk kez kano gezisine çıkacaksanız, rehber eşliğinde bir grupla deneyim kazanmanızda fayda var. Kanoyu akıntıya karşı dengelemeyi öğrenmek için birkaç saatlik deneyim yeterli oluyor genelde. Kullanıcısına dilediği yerde yürüme, yüzme ve güneşlenme şansı vermesi kanonun sunduğu ayrıcalıklardan birkaçı.

False