GeriSeyahat Ege usulü ‘cadılar bayramı’
MENÜ
  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Hürriyet Twitter
    • Yazdır
    • A
      Yazı Tipi
Ege usulü ‘cadılar bayramı’

Ege usulü ‘cadılar bayramı’

Bodrum, Datça ya da Marmaris’e giderken çoğu kez yanı başından geçip gittiğimiz Muğla’nın Milas ilçesi, aslında bir sürprizler coğrafyasıdır. Her yıl 29 Ekim’de kutladıkları ‘Kaddak Deve Bayramı’ buradaki Pınarcık Köyü’ne has bir eğlence. Kostümlü, eğlenceli, şarkılı, türkülü adeta bir festival olan bu bayramı yöre halkıyla birlikte kutlayan misafirlere keşkekli ziyafet sofraları kuruluyor, kalmak isteyenlere evler açılıyor. m

Dört yıldır Ege’yi köşe bucak gezen biri olarak Milas’ı oldum olası severim. Kesinlikle çok ilginç bir yer. Bir gün otomobilimin içinde kısa bir uyku çekip gözümü açtığım anda, atını eczanenin önüne bağlayan kasketli amcayı görünce buranın Fellini filmleri tadında bir atmosferi olduğuna emin oldum. O günden beri Milas’ı tarihi merkeziyle sınırlı kalmayıp dev hinterlandıyla birlikte geziyorum.

Bölgedeki son keşiflerimden biri Kaddak Deve Bayramı. Bir asırlık geçmişe sahip olan bu renkli gelenek, yılda sadece bir kez 29 Ekim’de, Cumhuriyet Bayramı kutlamalarının hemen ardından gerçekleştiriliyor. Bir tür Ege usulü Halloowen’e yani cadılar bayramına benzetebileceğimiz bu özgün ritüeli yerinde görmek üzere Milas’ın Pınarcık Köyü’ne gidiyorum.

4 bin yıllık bir köy

Antikçağın kutsal dağı Latmos’un ya da günümüzdeki adıyla Beşparmak Dağları’nın testereyi andıran kıvrımları, hayal gücümü harekete geçirmekte gecikmiyor. Ufukta ışıldayan Bafa Gölü’nü görünce, çevremi sarmalayan tuhaf kayalar ormanında efsanevi bir aşk yaşayan Ay Tanrıçası Selene ile Endymion’u düşlüyorum. Yamaçlarında manastırlar, kral yolları ve binlerce yıllık kaya resimleri saklayan dağlar, gökyüzüne uzanan bir merdiveni andırıyor ve benim Pınarcık’a varmam uzun sürüyor. Bodrum-Milas Havalimanı’na 45, ilçe merkezine 33 kilometre uzaklıktaki Pınarcık, yaklaşık 900 nüfuslu, dünya güzeli bir Ege yerleşimi.

Ege usulü ‘cadılar bayramı’
Bazı kaynaklara göre ilk yaşam izleri 4 bin yıl öncesine dayanan köy, tarihte berrak pınarlarıyla nam salmış. Belki de bu yüzden ‘ana tanrıçanın pınarı’ anlamına gelen ‘Mersenet’ adıyla tanınmış. Günümüzde zeytin ağaçları ve kekik kaplı tepelerle çevrelenen Pınarcık, Kaddak Deve Bayramı ile adını duyuruyor. Bugüne dek Türkiye’de benzerine rastlamadığım bu renkli etkinlik, 29 Ekim günü saat 18.00 sularında başlıyor ve gece yarısına kadar devam ediyor. Kaddak Deve Bayramı’nın resmi bir kutlama misyonu yok. Bu etkinlik, tamamen yöre halkının isteği, çabası ve organizasyonuyla gerçekleştiriliyor. Pınarcık muhtarı Kemal Şimşek, neredeyse Cumhuriyet ile yaşıt olan bu bayramlarıyla gurur duyduklarını, yaşatılması için her türlü desteği sağladıklarını söylüyor.

Şimşek “Eskiden yetişkinler daha fazla rol alırdı oyunlarda, şimdi gençler ağırlıkta” diyor ve ekliyor: “Bu gelişme bizi mutlu ediyor. Çünkü gençler bayramlarına sahip çıkıyor, gelenek devam ediyor. Atalarımızın mirasını koruyoruz.” Muhtara teşekkür edip köy meydanında etkinliğin başlamasını bekliyorum. Biraz ileride gözüme çarpan tarihi çeşmenin 300 yıllık olduğunu öğreniyorum. Dev bir sahneye dönüştürülen meydanda hummalı bir çalışma var.
Ege usulü ‘cadılar bayramı’

300 gönüllü çalışıyor

Haftalar öncesinde başlayan hazırlıkların tamamlanması için yaklaşık 300 kişi gönüllü olmuş. Kimi hayvan, kimi hayalet, kimi canavar suretinde, hemen hepsi birbirinden yaratıcı formlardaki çeşit çeşit maske, pelerin, kostüm ve şov malzemesi sahiplerine ulaştırılıyor. Çevredeki evlere Türkiye ve Atatürk bayrakları asılıyor, skeçlerin son provaları yapılıyor, makyaj malzemeleri hazırlanıyor ve izleme alanlarındaki oturma yerleri düzenleniyor. Gündüz saatlerinde yapılan Cumhuriyet Bayramı kutlamalarından sonra, sıra ‘kaddak deve’ye geliyor. Hava kararmaya başlayınca kaddak develer de sahneye çıkıyor.

Derme çatma ahşap iskeletlerin üzerine çuval kaplanarak yapılmış gösteri develerinin en küçüğü, dörtbeş kişinin içine girebileceği büyüklükte. Geçmişte bu tuhaf kuklaların baş kısımlarında deve kafatasları kullanılırmış. Günümüzde büyükbaş hayvanlarınki tercih ediliyor.

Temsili deve güreşi

Ahalinin söylediklerine bakılırsa bayramın adı, çenenin lastik yardımıyla hareket ettirilmesi sonucu çıkan ‘kad kad’ sesinden geliyormuş. Gösterilerde rol alacak sanatçı ruhlu Pınarcıklılar için meydana yakın bir müştemilat kulise dönüştürülmüş. Sahneye çıkacak olan herkes, ne giyeceğine, hangi maskeyi takacağına kendisi karar veriyor. Kaddak develerin görünmesiyle köy meydanında büyük bir alkış tufanı kopuyor. Bir grup insan davul-zurna eşliğinde develeri koşturuyor. Komik maketlerin seyircilerin arasına girmesi ve temsili deve güreşleri de keyifle izleniyor.

Ardından amatör skeçler, yer yer korku mizahı atmosferinde gezinen şovlar, teatral gösteriler, halk katılımlı oyunlar birbirini izliyor. Folklorik danslar ve zeybek figürleri de seyircilerin coşkusunu arttırıyor. 7’den 70’e izleyiciler, oturdukları yerden kalkarak oyunlara eşlik ediyor. Etkinliklerde ahlak sınırları içerisindeki tüm doğaçlamalar serbest kabul ediliyor. Kostüm giyip sahneye çıkanların uyması gereken iki temel kural var: Kimseye zarar vermemek ve tanınmamak.
Ege usulü ‘cadılar bayramı’

Sadece eğlence değil dayanışma

Kaddak Deve Bayramı, Bafa Gölü yakınlarındaki başka köylerde de düzenleniyormuş ama Pınarcık ahalisine sorulursa hiçbiri, bu kadar gösterişli sayılmaz. Pınarcık’taki son etkinliğe 4-5 bin kişi katılmış. Kaddak Deve Bayramı, sadece seyirlik bir sokak eğlencesinden ibaret değil. Köye gelen misafirler için karşılama çadırı kuruluyor, keşkek başta olmak üzere yemek ikramları yapılıyor ve evlerde yataklar açılıyor; komşuluk, aile bağları, hemşerilik gibi kavramları da güçlendiriyor.

False