GeriSeyahat Dünyanın en müthiş yerlerini kuş merakım sayesinde gördüm
MENÜ
  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Hürriyet Twitter
    • Yazdır
    • A
      Yazı Tipi
Dünyanın en müthiş yerlerini kuş merakım sayesinde gördüm

Dünyanın en müthiş yerlerini kuş merakım sayesinde gördüm

16 yaşında, TÜBİTAK’ın Matematik Kampı için gittiği Çanakkale’de bulduğu bir böceğin ismini merak etmesi Çağan Şekercioğlu’nun hayatını değiştirdi. Sorusu ABD’deki Harvard Üniversitesi’ne kadar ulaştı, merakı sayesinde bu okula tam bursla kabul edildi.

Şimdi, Stanford Üniversitesi Biyoloji Bölümü Doğa Koruma Bilimi Merkezi’nde öğretim üyesi. Kars, Etiyopya ve Kostarika’da kuşlar üzerine projeler yürütüyor. “Kuşlar doğası bozulmamış ortamları tercih eder. Kuş gözlemciliği bu nedenle dünyanın en güzel yerlerini görme imkânı sağlar” diyor. Bugüne kadar doğal ortamında 5195 tür kuşu gözlemlemiş. Şekercioğlu, eylülde kuş gözlemi yapılabilecek üç yer önerdi.

Seyahati pek sevmeyen bir ailede büyüdüm. Üstelik annem THY’de çalışıyordu ve ücretsiz bilet hakkımız vardı. Titiz ve endişeli oldukları için gezginliğe geç başladım. Ailemle ilk kez yurtdışına 13 yaşında çıktım, Londra’ya dil öğrenmeye gittim. 15 yaşında, okulum Robert Lisesi’nin Kâşifler Kulübü’yle çıkacağım gezi son anda ailem tarafından iptal edildi. Ertesi yıl, arkadaşlarımla Marmaris’teki Amazon Kamping’e gitmek için ciddi bir mücadele vermem gerekti. Herhalde bu baskıya tepki olarak, sonraki altı yılda neredeyse tüm dünyayı dolaştım, 22 yaşında ayak basmadık kıta kalmamıştı. Bunu ABD’deki eğitimime, daha doğrusu merakıma borçluyum: 16 yaşında, TÜBİTAK’ın Matematik Kampı için gittiğim Çanakkale’de Scalab familyasından çiftleşen bir böcek dikkatimi çekti. İsmini kimse bilmiyordu. Kitaplarda bulamayınca, bir hocam kanalıyla Harvard’a sorduk. Meğer bu böcek, Harvard’ın bir milyon örnekli kınkanatlılar koleksiyonunda bile yokmuş. Ricaları üzerine gönderdim. Bir teşekkür belgesi aldım. İki yıl sonra, Harvard’a başvurduğumda bu belgeyi de ilettim. Robert’te ilk 10’a giriyordum, ancak Harvard sadece birincileri kabul ediyordu. Fakat merakım sayesinde tam burslu olarak okula kabul edildim. Antropoloji ve biyoloji okudum.

GÜNEY KUTBUNDAN KUZEY KUTBUNA

Harvard’daki ilk yılımda kampçılık ve dağcılık kulüpleriyle Rocky Dağları’na gittim. İkinci yıl tropik ekoloji dersi için Venezüella’nın yağmur ormanlarında üç hafta çalışmaya gönderildim. Dünya Kâşifler Kulübü’nün bursuyla üç ay Kongo’da kuşları inceledim. Yüksek lisansa başlamadan bir yıl izin istedim. ABD Biyolojik Araştırma Programı
/images/100/0x0/55ea0c40f018fbb8f8671455
kapsamında Alaska’da üç ay çalıştım. Ardından Güney Amerika’yı, günde 10 dolarlık bütçeyle, baştan başa geçtim. Kıtanın güney ucundaki Ushuaia’ya vardığımda cebimde 300 dolar kalmıştı, kutup turlarının fiyatı 2300 dolardı. Limanda tanıştığım ABD’li bir meteoroloji mühendisi “Hayalini gerçekleştirmek için sana kredi açacağım, bana taksitle ödersin” deyince kutupları görme imkânı buldum. Ardından üç ay Afrika’yı gezip “Yok Olan Afrika”yı yazdım. Fakat yayımcı, evrimle ilgili bölümleri metinden çıkarmak istedi. Reddedince, kitap yayımlanmadı.

Dünyanın en müthiş yerlerini kuş merakım sayesinde gördüm
Kuş gözlemi merakım sayesinde bugüne kadar dünyanın en ilginç yerlerini gördüm. Yağmur ormanlarına, dağlara, çöllere gittim. Çünkü, nesli tükenmek üzere olan nadide kuşlar el değmemiş bölgelere sığınmış. Örneğin geçen ay Çin’de sarp dağlarda, kayaların arasına kondurulmuş Budist manastırlarında konakladım. Çok leziz vejeteryen yemekler yedim.

Şu anda Kars, İstanbul, Stanford’da yaşıyorum. Yılın 6 ayını ABD dışında geçiriyorum. Kars, Kostarika ve Etiyopya’daki araştırma istasyonlarında kuşların göçü, beslenmesi, üremesini inceleyip, bölgedeki okulların öğrencilerine çevre eğitimi veriyorum. Kurucusu olduğum Kuzey Doğa Derneği ve Kafkas Üniversitesi’yle Kars-Iğdır Doğal Zenginlik Projesi’ni yürütüyorum. Proje bölge kuşlarının araştırılması, konakladıkları Kuyucuk Gölü’nün korunması, ekoturizme kazandırılmasını öngörüyor. Bu sayede Kuyucuk, Kültür Bakanlığı’nca 2009 Avrupa’nın Seçkin Destinasyonları yarışmasında Türkiye’yi temsil etmek üzere seçildi. Kuş gözlemciliği, dünyadaki önemli alternatif turizm temalarından biri. ABD’de her yıl 14 milyon kişi en az bir kez kuş gözlemi için seyahate çıkıyor, 36 milyar dolarlık ekonomik hareket yaratıyor. Teksas’ın High Island kasabası altı haftada kuş gözlemcilerinden 2 milyar dolar kazanıyor. Biz de kuş gözlemcilerini Kars’a çekmek için 21 Ağustos’ta İngiltere’de düzenlenecek dünyanın en büyük kuş gözlemcileri fuarı Rutland’a katılacağız, Türkiye’nin tanıtımını yapacağız.

ÜÇ GÖZLEM ÖNERİSİ

KENYA: Türkiye’de 465 tür kuş gözlemlenebiliyor. Kenya’da ise 1100 tür. Yani dünya kuşlarının dokuzda biri. Üstelik yağmur ormanlarında sık bitki dokusu nedeniyle kuş gözlemi yapmak çok zorken, Kenya’da çok kolay. Birçok firma Masaimara Milli Parkı’nda kuş gözlem turları düzenliyor. Günlük fiyatları 150-300 dolar arasında. Park, karayoluyla Nairobi’nin beş saat batısında. Mara Nehri havzası, savan, çalılık, çöl gibi farklı ekosistemleri içeriyor. Çok renkli kuşlardan yalıçapkınının 12, dokumacıkuşlarının 50, sığırcıkların 30 türü, ayrıca yırtıcıların 50 türü yaşıyor burada. Güneşkuşları, arıkuşları, trobanlar, barbet, boynuz gagalılar açısından da zengin. Eylülde yapacağınız bir gezide parkta binlerce antilopun göçünü de izleyebilirsiniz. Eğer yolunuz Nakuro Gölü’ne düşürse bir kuşbilimcinin “Dünyanın bir numaralı kuş şaheseri”nde yüz binlerce flamingoyu ve 400 civarındaki türde kuşu gözlemleyebilirsiniz.

KARS: Kars çevresi kuş çeşitliliğiyle gözlemciler için bir cennet. Gözlem açısından yılın en kötü dönemi sayılabilecek temmuz başında bile bir arkadaşım 24 saatte 90 tür görmüştü. 285 santimetrelik kanat açıklığıyla Türkiye’nin en büyük kuşlarından kara akbaba ve ailenin diğer üyelerinden kızıl, beyaz, küçük akbaba bu bölgede yaşıyor. Kanat açıklığı 220 santimetreye ulaşan kaya kartalı, daha küçük boyutlardaki bozkır, yılan ve küçük orman kartalı da... Sonbahar göçünün doruğa çıktığı 15 Eylül-15 Ekim’de Ağrı’da üreyen Şam kartalı, Ardağan’da üreyen orman kartalı bölgeden geçiyor. Akbaba gözlemi için ideal bölge Arpaçay Kanoyu’nun yanındaki Ani harabeleri, kartallar için Kars-Iğdır karayolunun 80’inci kilometresindeki kayalık bölge. Aras Nehri ve Kuyucuk Gölü birer kuş cenneti. Eylülde, Kuyucuk’ta 20 bin angutu bir arada görebilirsiniz. Kaz, 10 çeşit ördek, turna, soyu tükenmek üzere olan kuşlardan dikkuyruk, Türkiye’de sadece 700 tane kalan en ağır kuşlarımızdan toy kuşu da gözlemlenebiliyor. 2-4 Ekim’deki Dünya Kuş Gözlem Günü etkinliklerimize tüm doğaseverleri bekliyoruz. Ayrıca kuş halkalamaya en az iki hafta ayıracak gönüllülerin konaklamasını, yemeklerini üstleniyoruz. Eylülde, hasat zamanı Kars’a yapacağınız bir gezide, meşhur Kars gravyerinin üretimini, kazların kurutularak kışa hazırlanma ritüelini görebilirsiniz. Kars Kaz Evi’nde kaz yemeklerini tadabilir, Büyük Zavotlar ve Eren Mandıra’dan gravyer, bal alabilirsiniz Eğer boz ayılar ve kurtları merak ediyorsanız, Sarıkamış Ormanları’na gözlem turu yapabilirsiniz. Kuzey Doğa Derneği olarak, doğaseverlerin yerel rehber bulmalarına yardımcı oluyoruz. (Tel: 0474 212 38 84 / www.kuzeydoga.org)

İSTANBUL: Kuş göçü açısından dünyadaki 18 önemli noktadan üçü Turkiye’de: Borçka Geçidi, Hatay Belen Geçidi ve İstanbul Boğazı. İstanbul Boğazı’nda göç eylülde başlar, ekimde maksimuma çıkar. Yaklaşık 400 bin kuş geçer. Bunlardan 300 bini leylek, 75 bini ise 30 türde yırtıcı kuş. Göçü en kolay izleyebileceğiniz bölge Çamlıca Tepesi. Bir çaybahçesinde, teleskop kurup, elinizde kuş rehberiyle gözlem yapabilirsiniz. Sarıyer’deki Koç Üniversitesi’nin giriş kapısından 200 metre kuzeye yürüdüğünüzde, ikinci önemli gözlem noktasına ulaşırsınız. Sabah 9.00’da havanın ısınması, termal akımların artmasıyla yırtıcı kuşların geçişi başlar. Saat 17.00’ye doğru hava serinleyince geçiş azalır. İstanbul Kuş Gözlem Topluluğu’nun bu dönemde düzenlediği etkinliklere de katılabilirsiniz. (http://ikgt.blogspot.com)
False