GeriSeyahat Dombay’da bulutlara dokunmak
MENÜ
  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Hürriyet Twitter
    • Yazdır
    • A
      Yazı Tipi
Dombay’da bulutlara dokunmak

Dombay’da bulutlara dokunmak

Avrupa’nın en yüksek dağı Elbruz, Kafkasya’da iki küçük çerkez cumhuriyetinin arasında yükseliyor: Karaçay-Çerkez ve Kabartay-Balkar. Çerkezlerin kutsal Kaf Dağı, kışın önemli bir kayak merkezi. Yaz aylarında ise doğa turizmine hizmet veriyor. Okurumuz Mehmet Şakir Örs gitti, izlenimlerini yazdı.

Çocukluğumuzda hep Kaf Dağı’nın ardından söz eden masallar dinlerdik… Doğrusu biz bu masallarla ve hikayelerle büyüdük… Kaf Dağı’ndan söz açılınca, bizim küçücük yüreğimizde Kafkas Dağları şekillenir, bilincimizde de Kafkasya biçimlenirdi…
Kafkas kökenli ailelerin çocukları için bu masalların, hikayelerin daha da farklı bir anlamı vardı… Hep Kaf Dağının ardını merak ederdik düşlerimizde… Kafkasya’nın özlemini duyardık minicik yüreklerimizde…
İşte yıllar sonra, nihayet, düşlerimize giren o Kaf Dağı’nın ardını görebiliyoruz… Kafkasya’ya olan merakımızı ve özlemimizi gideriyoruz… Kafkasya’nın yeşil doğasıyla gökyüzünün mavisinin buluştuğu, birleştiği Kafkas Dağları’na ve Elbruz’lara ulaşıyoruz…

HERKESTEN AYNI TAVSİYEYİ DUYDUK

Kafkasya gezimiz süresince uzunca bir süre kaldığımız Adıgey Cumhuriyeti’nin başkenti Maykop’tan Dombay’a hareket ediyoruz. Karaçay - Çerkez özerk bölgesinde yer alan Dombay, önemli bir kış turizmi merkezi. Buralarda kiminle görüşsek, herkes bize Dombay’ı methediyor ve mutlaka görmemizi istiyor. Bunca çok sözü edilen ve methedilen Dombay, doğrusu ilgimizi çekiyor.
Karayoluyla Kafkasya’yı bir baştan bir başa kat ediyoruz. Yol boyunca köyleri, kırsal kesimi de gözleme ve izleme fırsatı buluyoruz. Geniş ormanlar, yemyeşil uçsuz bucaksız tarlalar göz alabildiğine uzanıyor. En geniş topraklara ve petrol, doğal gaz gibi yer altı zenginliklerine sahip olan bu coğrafyada yaşayanlar, bunların keyfini sürüyorlar. Toprak, su ve petrol, başta ekonomi yaşamı olmak üzere, hayatın her alanında ağırlığını hissettiriyor.
Karaçay- Çerkes özerk bölgesi Rusya Federasyonu’na bağlı. İki halk kaynaşmış. Bin yıldır burada Karaçaylar ve Adıgeler birlikte yaşamış. Eskiden İpek Yolu buradan geçiyormuş. Son yıllarda nüfus Karaçaylar lehine artış göstermiş.

RUSLAR ÖNLEM ALMIŞ

Karacaisk ve Taberda şehirlerini geçerek Dombay’a ulaşıyoruz. Yol üzerinde gördüğümüz Taberda Gölü’nün kıyısında mola veriyoruz. Gölde yüzenler, balık tutanlar ve göl kıyısında yürüyüşe çıkanlar. İlginç görüntüler oluşturuyor.
Dombay 3 bin metreyi aşan yükseklikte, çok görkemli görüntülere sahip önemli bir turizm bölgesi. Burayı görünce, “Kafkasya’ya gelip de Dombay’ı görmeden gitmek olmaz” diyen Adıge dostlarımıza hak veriyoruz. “Bunca yolu göze alıp da iyi ki gelmişiz” diye düşünüyoruz.
Burada asıl kalmak istediğimiz Alibeg Otel’e çıkamıyoruz. Çünkü askerler zirveye çıkan yolu bariyerle kapatmış. Otel de askeri bölge içinde kalmış. Buraya çıkabilmek için önceden izin alınması gerekiyormuş. Bu durum, terör konusunda son yıllarda önemli sıkıntılar yaşayan Rusların, terör hareketlerine karşı önlemlerini ne denli güçlendirdiğinin somut bir ifadesi. Çünkü kısa süre öncesine kadar burada böylesi bir önlem yokmuş.

BİR ÇERKEZ GÜZELİ

Askerlerin önlemleri ve sınırlamaları nedeniyle daha yukarılara çıkamayıp, Dombay’ın içinde Mustang Otel’de kalıyoruz. Burada ortam ve manzara harika. Dağlarda karlar neredeyse buzula dönüşmüş. Oralardan aşağılara süzülen sular, Dombay’ın içinde çağlayıp ırmağa dönüşüyor. Irmağın çığıltısı insana huzur veriyor. Kaldığımız otelde görevli Nadya da, her daim gülen yüzüyle bu güzel görüntüyü tamamlıyor. O da bir Adıge.
Akşama doğru sis iniyor ve ardından yağmur başlıyor. Hava çok soğuyor. Ama manzara harika… Gecenin karanlığında çağıldayan ırmağın sesi, bizim için sanki bir ninniye dönüşüyor…
Ertesi sabah kahvaltıdan sonra teleferikle zirveye çıkıyoruz. Biz yukarıdayken yeniden yağmur başlıyor. Burada ne zaman güneş açıyor, ne zaman yağmur yağıyor hiç belli değil.
Ortalığı sis bulutları kaplıyor… Kollarımızı uzatıp bulutları kucaklıyoruz, onlarla adeta dans ediyoruz!..
Bu harika manzara karşısında büyülenip, bir an için gözlerimizi kapatıyoruz… Çocukluğumuzun Kaf Dağı masalları, büyüklerimizden dinlediğimiz Kafkasya hikayeleri adeta canlanıp bir film şeridine dönüşüyor ve bilincimizden, yüreğimizden akıp geçiyor…
Dombay’da gözümüzü ve gönlümüzü Elbruz’lara, Oşhamafe tepesine çeviriyoruz… İşte çocukluğumuzda bize anlatılan masallardaki Kaf Dağı’nın ardı burası olsa gerek…
Dağlara, bulutlara yeterince doyduktan sonra, Dombay’dan ayrılıp Çerkeskiy kenti üzerinden yeniden Maykop’a dönüyoruz. Ama gözümüz ve gönlümüz Dombay’da kalıyor…

35 farklı dil konuşuluyor

Kafkasya’da günler süren gezimizde, en çok dikkatimizi çeken konuların başında çok dilli yaşam geliyor. 35 ayrı dilin konuşulduğu ve yaşatıldığı söyleniyor.
Bu konuda ilginç bir hikaye de var.
Anlatıya göre, Tanrı dilleri torbasına doldurmuş ve dağıtmaya çıkmış. Kafkasya’nın yüksek dağları olarak bilinen Elbruz’un zirvesi Oşhamafe’ye gelince, ayağı takılmış. Torbasındaki diller Kafkasya’ya saçılmış.
Çerkesler, Oşhamafe Tepesi’ni kendileri için bir simge kabul ediyor. Yüceliğin, erişilmezliğin, özgürlüğün doruğu olarak düşünüyorlar.

False