Doğu ile Batı kol kola
Yeni bir kitap çıktı, gördünüz mü? Kapadokya'yı anlatıyor. Aygaz'ın sponsorluğunu üstlendiği ‘‘Kapadokya: Kayalardaki Şiirsellik’’ adlı kitap, kaya oyma mekanları, yeraltı kentleri, güvercinlikleri, hisarları, yemekhaneleri, manastırları, kiliseleri, camileri, kervansarayları, hamamları ve çeşmeleriyle tanıtıyor Kapadokya'yı. Genel Yayın Yönetmenliğini Devrim Yaman'ın yaptığı kitabın, Görsel Yönetmenliğini Bünyad Dinç üstlenmiş, yazılarıyla Eray Canberk, Profesör Metin Sözen ve Tarık Durkun K. katkıda bulunmuş. Türkiye'nin doğal ve sanatsal harikalar diyarını tanıtmayı amaçlayan bu çalışma, bakın amacına nasıl ulaşıyor:
Dünyada benzeri olmayan olağanüstü bir bölge. Büyüleyici bir güzellik. Şekillerin ve renklerin inanılmaz cümbüşü. Tarih ve sanat meraklıları, fotoğraf düşkünleri ve yürüyüş sevenler için ideal bir yer. Doğa ve insan etkinliğinin akıl almaz uyumu. İnsanların oyarak oluşturduğu mağara evleri, mutfakları, yemekhaneleri, depoları, ahırları, şaraphaneleri, yeraltı kentleri, güvercin yuvaları, kiliseleri içeren ‘‘peri bacalarının’’, taş piramitlerin, konik sütunların, acayip kayaların dalga dalga yayıldığı, bir eşsiz jeolojik-tarihsel-sanatsal mekan. Doğu ile Batı'nın sarmaş dolaş olduğu, halkların, dillerin, dinlerin, kültürlerin birbiri içinde eridiği bir pota, değer biçilemez bir kültür mirası. İşte Kapadokya. Bir mağara evinin tepesine TV anteni dikilmesi gibi zıtlıklarıyla, insanların sıcak konukseverliğiyle, geleneksel çömlek yapımı, halı ve kilimleri, Hacı Bektaş taşı ürünlerini sergileyen renkli yaşamı ile Kapadokya bir doğal ve sanatsal harikalar diyarı, bir masal ülkesi. Bölge Aksaray, Kırşehir, Kayseri ve Niğde merkezlerini kapsayan bir dikdörtgenin içinde yeralıyor. Bugün bu dikdörtgenin merkezinde Nevşehir-Avanos-Ürgüp üçgeni daha çok ünlenmiş durumda. Etkileyici doğal güzelliklerinin yanısıra, harika freskolarla kaplı kayaoyma
kiliseleriyle, akılalmaz karmaşık güvenlik sistemlerine sahip yeraltı kentleriyle, Selçuklu, Beylikler dönemi ve Osmanlı eserleriyle de ünlendi. Kapadokya tarih boyunca Doğu ve Batı'yı birleştiren bir köprü oldu. Antik tarihte ünlü Kilikya geçidi ile Tarsus'u Nevşehir ve Ankara'ya bağlayan yol ile Konya'yı Kayseri'ye bağlayan yol Kapadokya merkezinde kesişiyordu. Bölge uzun yıllar dünyanın iki büyük dini arasındaki mücadelenin alanı oldu. İki kültür arasındaki büyük farklılıklardan etkilendi.
Kapadokya'nın adı eski pers dilinde ‘‘güzel atlar ülkesi’’ anlamına gelen Katpatuka sözcüğünden geliyor.
Bundan tam 60 milyon yıl önce, üçüncü jeolojik çağda, Toroslar yükselir ve kuzeydeki Anadolu Platosunun sıkışmasıyla yanardağlara ‘‘Hadi’’ der. Erciyes ile Hasandağı arasında kalan küçük alanda irili ufaklı gölleriyle Göllüdağ galeyana gelip ateş püskürür dünyaya. Lavları milyarlarca kıvılcımlanıp göğe çıkar, cehennem yağmurları gibi gökten yere her yeri yakıp yıkarak, yokederek iner. Bir gün, Torosların sıkıştırması, itip kakmaları durur. Lavlardan arta kalıp platoda biriken soğumuş küller yumuşak bir tüf katmanı oluştururlar. Tüf katmanının üstü yer yer katı bazalttan meydana gelen daha da ince bir lav katmanıyla örtülür. Sonra, Bazalt çatlar, parçalara ayrılır. Rüzgar eser, gök kararır ve yağmurlar yağar. Geceler gündüzler, haftalar ve aylar boyu. Yağmur suları nazikçe çatlaklardan sızıp o yumuşak tüfü aşındırmaya başlar. Isınan ve soğuyan hava bir yandan bu yenilenmeye karışırlar. Böylece sert, katı, bazalt kayasından başlarında şapkaları bulunan kimi koniler çıkıp kendilerini dünyaya gösterirler. Çok değişik ve ilginçtirler. Halk bunlara bakar bakar ve ‘‘Peri Bacaları’’ adını verir.
Peri bacaları, Avcılar ile Ürgüp arasında uzanan vadide toplanmış. Bu bölgede Kaya kiliseleri ve yeraltı kentleri de peri bacaları kadar ünlü. Kimi peri bacalarının içleri, Bizans döneminde Roma işkencesinden kaçan Hıristiyanlar ve din adamları tarafından oyularak birkaç katlı kilise ve ev haline getirilmiş. Duvarlarında İsa, Azizler ve Meryem Ana'ya ait renkli freskler bulunuyor.
KAYADA KİLİSE
Peri bacaları, Avcılar ile Ürgüp arasında uzanan vadide toplanmış. Bu bölgede Kaya kiliseleri ve yeraltı kentleri de peri bacaları kadar ünlü. Kimi peri bacalarının içleri, Bizans döneminde Roma işkencesinden kaçan Hıristiyanlar ve din adamları tarafından oyularak birkaç katlı kilise ve ev haline getirilmiş. Duvarlarında İsa, Azizler ve Meryem Ana'ya ait renkli freskler bulunuyor.
HER SAATİ AYRI
Kapadokya artık bu yüzyılın başında bölgedeki kiliseleri bulup çıkaran, sınıflandıran rahip Jerphanion'un Kapadokya'sı değil. Onun gününden bu yana Kapadokya'da yeni yerler keşfedildi. Hala daha keşfediliyor. Bu nedenle hala bakir. Dünyanın çok özel bir coğrafyası. Sürekli oluşum içinde olan bu coğrafyanın değişik öğeleri içermesi, çeşitlenmeyi birlikte getiriyor. Bu coğrafya günün her saatinde ayrı bir özelliğini ele veriyor. ‘‘Zaman kavramı’’ sürekli derinlik kazanıyor Kapadokya'da.