Son Güncelleme:
‘Denizaltı daÄŸcılığının’ ilk sonuçları kötü
Giderek yaygınlaÅŸan ‘denizaltı daÄŸcılığı’, deniz diplerindeki canlılar dünyasının da tehdit altında olduÄŸunu gösterdi. Kuzey Atlantik’in 2000m derinliÄŸine buyurun! Sonsuz karanlıklar ülkesinde fotoÄŸraf çekmek hiç de kolay deÄŸil. Karanlığın içinden ansızın beliren parlak bir deniz canlısı sizi ÅŸaşırtabiliyor.Ama denizaltı bilimcileri, geniÅŸ açılı denizaltı kameralarıyla karanlıkları yeryüzüne çıkartıyorlar.Bu korkusuz meraklılardan biri de, deniz araÅŸtırmacısı Bernd Christiansen (Hamburg Ãœniversitesi). Meteor araÅŸtırma gemisiyle Kuzey Atlantik’te sönmüş denizaltı volkanı Sedlo’nun yamaçlarını görüntüleyebilmek için iki hafta kadar dolaşıp durdu. ‘Sedlo gibi denizaltı volkanları okyanusların gizli vahalarıdır. Son derece zengin bir tür çeÅŸitliliÄŸiyle karşılaÅŸtık burada,’ diyorAslında bu çalışmanın diÄŸer adı ‘Deniz altı daÄŸcılığı’. Dünyanın her yerinde bir kısmı okyanus zemininden 4000m kadar yükselen volkanlarla ilgili yeni araÅŸtırmalar baÅŸlıyor. Bakir alanlarAraÅŸtırmacıları bu iÅŸe teÅŸvik eden, henüz bakir olan ekosisteme karşı duyulan kaygıdır. Deniz dibi çorak bir ova deÄŸildir sonuçta. Vadiler, etekler, oyuklar ve yüksek tepeler sanki baÅŸka bir dünyadan gelmiÅŸ yaratıklara benzeyen yosunlar, mercanlar ve çeÅŸitli deniz canlılarının barınağıdır. ‘Ne zaman yeni bir deniz altı dağını ziyaret etsek, mutlaka eÅŸsiz bir yenilikle karşılaşıyoruz’ diye anlatıyorlar. Özellikle de trol avcılığı ve okyanuslarda hazine avı deniz diplerindeki büyüleyici dünyaya zarar vermekte. Balıkçılık denizlerdeki daÄŸlar üzerinde yıkıcı etki yapıyor diye yakınıyor, örneÄŸin World Wide Fund for Nature (WWF) kurumu uzmanlarından Stephan Lutter. Tuzlu suyun zirvelerindeki tür çeÅŸitliliÄŸi henüz yeterince araÅŸtırılmadı. Yükseklikleri bin metreyi aÅŸan 30.000’in üzerinde deniz dağı kartograflar tarafından tarandı. ÇoÄŸu Pasifik’te yer alan bu daÄŸlardan an fazla bin tanesi isimlendirilirken olsa olsa 150 tanesi ayrıntılı bir ÅŸekilde incelenebildi. Bu tepeleri özel kılan ise genelde içinde bulundukları bölgenin yalıtılmış olması, dolayısıyla da eÅŸsiz bir canlı dünyası sunmasıdır. 270 endemik türBugüne deÄŸin araÅŸtırılan çok az sayıdaki örnekler bile deniz diplerindeki doÄŸa harikası hakkında önemli bilgiler verebiliyor. ÖrneÄŸin Fransız araÅŸtırmacılar bundan üç yıl kadar önce Yeni Kaledonya’da yaklaşık olarak 270 kadar endemik, yani dünyanın baÅŸka hiçbir yerinde bulunmayan türler saptadı. Ancak Åžili açıklarındaki Nasca ve Sala y Gomez daÄŸlarını mercek altına yatıran Rus biyolog Nikolai Parin’in bulguları çok daha ilginçti. Parin’in buralarda bulmuÅŸ olduÄŸu balıkların, mercanların ve kabukluların yüzde ellisini daha önce baÅŸka hiçbir araÅŸtırmacı görmemiÅŸti. Kaliforniya Ãœniversitesi (San Diego) araÅŸtırmacılarından Karen Stock, okyanus devlerini bu yüzden ‘türlerin sıcak noktaları’ olarak adlandırmakta. Ayrıca denizlerdeki daÄŸlar yanı zamanda okyanuslardaki canlı türlerinin çoÄŸalmasında da önemli bir rol oynamakta. Deniz canlılarının çoÄŸu milyonlarca yıldan bu yana bir tepeden diÄŸerine atlayarak dolaşıyorlar sularda. ÖrneÄŸin kayalık zemin üzerinde yaÅŸayan mercanlar ancak bu ÅŸekilde çoÄŸalabilmiÅŸler. Deniz altı daÄŸları serbest dolaÅŸan larvalarına sonsuz bir barınak sunar. YaÅŸam deniz daÄŸlarına baÄŸlıDeniz altı daÄŸlarını araÅŸtıranlar arasında çok sayıda Alman bilim adamları da var. Kanarya adalarının batısındaki Büyük Meteor Kayalığı örneÄŸin Kiel Ãœniversitesi’ne baÄŸlı Leibniz Deniz Bilimleri Enstitüsü’nün araÅŸtırma alanı. Biyolog Uwe Piatkowski burada mürekkepbalıkları üzerinde uzmanlaÅŸtı. Büyük Meteor Kayalığı’nda keÅŸfetmiÅŸ olduÄŸu 100 türden 30’unun yaÅŸamı, denizaltı daÄŸlarına baÄŸlı. Zoolog Christiansen da, Sedlo deniz altı dağı dışında Madeira’nın 180km kuzeybatısında bulunan Seine dağını da araÅŸtırıyor. Konik biçimindeki volkan, dört yüz metre derinlikte 180m kadar yükseliyor. AraÅŸtırmacılar daÄŸların üzerinden seyrederken alanın kartografisini çıkarıyor, akıntıları, sıcaklığı ve tuz oranını ölçüyorlar. DaÄŸların oluÅŸum biçimi, özellikle de eteklerinde oluÅŸan akıntılar ve çevriler, deniz canlıları için bir çekim kuvveti görevini görmekte. Bu koÅŸullarda yaÅŸayan canlılar akan suyun içinden besinlerini süzüyorlar. Demek ki deniz altındaki daÄŸlar bir yerde ‘okyanusların karıştırıcıları’ gibi iÅŸliyor. 60 derece kadar eÄŸimli etekleri akıntıları yukarı doÄŸru yönlendirerek, azot bileÅŸimleri veya fosfat gibi besleyici maddelerin yamaçlardan deniz diplerine yuvarlanmasını saÄŸlıyor. 3100 metrelik daÄŸTür çeÅŸitliliÄŸi denizdeki daÄŸların ışık alan su sınırına kadar yükselmeleri halinde iyice ilginçleÅŸiyor. Bunlardan biri Kanada’daki Bowie deniz dağıdır. Alaska körfezinde yükselen dağın yüksekliÄŸi neredeyse 3100m ve zirvesi deniz seviyesinin sadece 25m altında bulunuyor. Kayalık yüzeyi üzerinde kahverengi ve kırmızı yosunlar büyürken, resifler kabuk baÄŸlayan süngerler, 25cm kadar büyüyen taraklar, parlak deniz salyangozları ve mavi mavi ışıyan medüzlere ev sahipliÄŸi yapıyorlar. Derin sularda yayılıp geliÅŸen deniz altı bahçelerini ‘kayalıklarda yetiÅŸen ormanlar’ olarak adlandırıyor Amerikalı biyolog Susan Mills. SoÄŸuk su mercanlarından ve yosun hayvancıklarından oluÅŸan örtü, dik yamaca tutunurken filigran boynuz mercanları, polipli dallarını suyun akıntısına bırakıyorlar. Uzun bacaklı yengeçler, uzun çeneli tuhaf balıklar parlak bedenli kalamarlar derinlerde avlanırken öte yandan da balinaları, deniz kaplumbaÄŸaları, fokları, kedi balıklarını ama özellikle de köpek balıklarını kendilerine çekiyorlar. DaÄŸların rehberliÄŸiHayvanları bir araya toplayan sadece beslenme zinciri de deÄŸil, örneÄŸin çekiç baÅŸlı köpekbalıkları büyük gruplar halinde Kaliforniya Körfezi’ndeki Espiritu Santo gibi daÄŸların üzerinde toplanırlar. Hayvanlar deniz altındaki zirveyi yol gösterici olarak kullanarak, kayalığın manyetik alanına göre yön buluyorlar. Deniz altındaki fenerler, göçen hayvanlar için ideal buluÅŸma noktaları ve geçici konak yerleri. Fakat en ilginç olanları yamaçların ortasındaki canlı toplulukları. 700 ila 1400m derinlikte ‘Oreo’ gibi patlak gözlü derin deniz balıkları gruplar halinde yaÅŸar. Ve tam da bu canlılar halihazırdaki deniz altı trajedisinin merkezinde bulunuyorlar. Kırmızı imparator balığı (Hoplostethus atlanticus) lezzetli beyaz eti nedeniyle sevilen bir balıktır. Fakat açık derin deniz balıkçıları seksenli yıllarda bu balığı avlamaya baÅŸlayınca birkaç yıl içinde tüm dünyada tükendi. Altın var!Derin deniz balıkçılığı, diplerdeki hazineyi yok ediyor, diyor York Ãœniversitesi deniz biyologu Callum Roberts. Balıkçılar Avustralya ve Yeni Zelanda kıyılarında sadece 20 dakika içinde 60 ton kadar imparator balığı yakalamışlardı. Genelde uzun ömürlü olan derin deniz balıkları Äž bazıları 200 yıl kadar yaÅŸayabiliyorlar- çok yavaÅŸ büyüdükleri ve geç üremeye baÅŸladıkları için aşırı oranda avlandıklarından daha kolay tükeniyorlar. Deniz altında hazine avcılığına yönelik tekniklerin geliÅŸtirilmesi halinde ikinci bir tehlike daha doÄŸacak. Mineralog Peter Herzig, 1994 yılında Papua Yeni Gine sularında koni biçiminde 1000m kadar yükselen ve bu nedenle de ‘konik deniz altı dağı’ olarak adlandırılan bu daÄŸdan alınan örneklerde, ton başına 230g altın saptamış. Karada ton başına 3g altın bulunduÄŸunda bile o bölge iÅŸlenmeye deÄŸer kabul edilir. Aslında biyologlar bu gibi tehlikelerle deniz diplerindeki huzurun bozulacağını uzun zaman öncesinden tahmin etmiÅŸlerdi ve bu yüzden de duyarlı ekosistemin korunma altına alınmasını istiyorlar. Bunun için kıyılardan, deniz daÄŸlarını da içine açan derin sulara kadar uzanan bir bilgi ağına ihtiyacımız var diyor WWF’den Stephan Lutter. Darwin Tepesi korumadaVe bu konuda ilk adım atıldı bile. Avrupa’daki balıkçılık bakanları geçtiÄŸimiz haftalarda 1998 yılında keÅŸfedilen Darvin Tepesi’ni koruma altına almaya karar verdiler. Alaska Körfezi’ndeki Bowie deniz altı dağı 1998 yılından bu yana koruma altında. Avustralya da Tasmanya adasının güneyindeki 370 kilometrekarelik bölgeyi koruma alanı ilan etti. Bölgede neredeyse bir düzine yanardağı bulunmakta. AraÅŸtırmaları ÅŸimdi benzer kuralların kuzeydoÄŸu Atlantik bölgesi için de alınmasını bekliyor. Seine ve Sedlo deniz altı daÄŸları Madeira ve Azur etrafındaki 200 mil sınırında yer alıyor. Bugüne kadar özel bir AB yasası bu bölgede sadece küçük yerel balıkçılara avlanma izni veriyordu. Zirvesi deniz seviyesinin 700m altında olan Sedlo da, küçük balıkçı tekneleri için uygun olmadığı için henüz bakir kalabilmiÅŸ. Spiegel’deki yazıya göre (15/04) bir tehlike var: Brüksel artık bu suları tüm Avrupalı balıkçılara açmaya planlıyor. Ä°ÅŸte o zaman, tür çeÅŸitliliÄŸi tamamen yok olabilir.Deniz altı daÄŸlarıİngilizce’de ‘Seamounds’ olarak adlandırılan deniz altı daÄŸları, deniz dibinden 4000m kadar yükselen sönmüş yanardaÄŸlardır. Kanarya adalarındaki volkanik adalar gibi zirveleri deniz seviyesinin üzerine çıkmaz. Dünya genelinde bilinen 30.000 deniz altı dağından yaklaşık 50 tanesi kuzeydoÄŸu Atlantik sularında yükselir. Deniz altı daÄŸlarındaki ekosistem1- Deniz altı daÄŸlarının eteklerindeki akıntılar diplerdeki besleyici maddeleri yukarıya taşıyor ve bir akıntı çevrisi içine yöneltiyorlar. Bu besleyici maddelerle en küçük deniz canlıları yani planktonlar besleniyorlar. Dibe çöken planktonlar ve diÄŸer organik maddeler deniz altındaki tür çeÅŸitliliÄŸinin zeminini oluÅŸtururlar. 2- GüneÅŸ ışını deniz altındaki daÄŸların zirvesine kadar ulaÅŸtığında kayalıkların üzerinde kahverengi ve kırmızı yosunlar büyüyor. Ve bu yosun ormanı deniz kaplumbaÄŸaları, köpek balıkları ve sayısız resif balıkları tarafından ziyaret edilir. 3- Karanlık diplerdeki ormanlar ise soÄŸuk su mercanları, süngerler ve deniz zambaklarıyla oluÅŸturulur. Midye, salyangoz ve yengeç gibi canlılar ise mercan ormanında besin ve barınak bulurlar. 4- 700 ila 1400m’lik denizlerde imparator balığı veya Orea gibi deniz canlıları gruplar halinde bir araya gelirler ve bunlar balıkçılar tarafından tercih edilen balıklardır. Söz konusu balıklar akıntıyla sürüklenen daha küçük balık, yengeçler ve mürekkep balıklarıyla beslenirler. 5- 1300m derinlikten sonra tür çeÅŸitliliÄŸi birdenbire fakirleÅŸmekte. Bu derinlikte özellikle de yukarıdan yaÄŸan organik maddelerle beslenen denizyıldızları ve deniz kirpileri yaÅŸar. Â