Değirmenli koyun lezzet durağı
Bodrum kıyılarına kuş uçumu 35 kilometre uzaklıktaki Leros (İleryoz) Adası’nın en ünlü restoranı Mylos. Denizdeki yeldeğirmeniyle tanınan Agia Maria koyunda. Sahibi Taki, adada doğmuş ve hiç ayrılmamış. Başarısını küçük bir aile restoranı olarak kalmasına bağlıyor. Okurumuz Sarp Evliyagil gitti, izlenimlerini yazdı.
Kos ve Kalimnos’tan sonra Bodrum’a en yakın olan ada Leros. Türkiye’ye bakan kıyısında iki büyük koy bulunuyor. Güneydekinin ismi Pantelli, bir kilometre kadar kuzeyindeki ise Agia Marina. Bu iki koyu ve yerleşim birimini adanın en önemli tarihi yapılarından, denizden 150 metre yüksekteki kale ayırıyor. Kaleye tırmanan yolun iki yanı harika bir manzaraya sahip. Yanyana beş yeldeğirmeni yol boyunca sıralanıyor. Adanın merkez köyü Plantos iki koyun tam ortasında.
TAKİ’NİN GENÇLİK SIRRI
Leros’un batı yakasındaki Laki kasabası büyük bir doğal liman. 1940-1944 arasında, İtalyan işgali sırasında diktatör Mussolini’nin gönderdiği mimarlar kasabaya art-deco tarzında yapılar inşa etmiş. Sinema binası, saat kulesi olan çarşı ve günümüzde ruh ve sinir hastalıkları hastanesi olarak kullanılan Mussoli’nin yazlık sarayı o döneme ait en önemli İtalyan yapılarından.
Adanın lezzet mekanlarından Mylos Restaurant, Agia Marina’da. Bu koyda denizin ortasında çok sevimli bir küçük yel değirmeni kondurulmuş. Restoran koyun uç kısmına konuşlanmış. Tipik bir aile işletmesi, yani karı-koca ve iki çocuk. Hepsi işin içinde. Kurucusu ve sahibi Taki (56) adada doğmuş, tüm ömrünü burada geçirmiş. Genç gözükmesinin sırrını açıklarken, gülerek “Zamanı durmuş bir adada yaşlanamazsınız” diyor. Adada gerçekten zaman durmuş, hayat yavaş ve gürültüsüz akıyor.
MÜŞTERİLERİN YÜZDE 85’İ TÜRK
Karısı ve baş yardımcısı İona kendisinden 7 yaş genç. 1983’te evlenmişler; 26 ve 24 yaşlarında iki oğulları var. İkisi de Mylos’ta garsonluktan komiliğe her türlü işi yapıyor. Taki başarılarının sırrını aile işletmesi olarak kalmalarıyla açıklıyor.
Taki adanın diğer koylarından Alinda’da, amcasının restoranında mesleğe başlamış. Her şeyi ondan öğrenmiş. Amcası 17 yıl önce vefat edince, yengesi ile anlaşamamış ve şimdiki Mylos’un bulunduğu yerin önce yarısını kiralayarak burada 5 masalık küçük bir balıkçı - meze evi açmış. Sonra işler büyümüş. 2000 yılında yapıya ve komşu binayı satın almış ve büyütmüş. Amcasını rahmetle ve minnetle anıyor.
Taki’nin Türk müşterisi çok. Yaz sezonunda gelenlerin yüzde 85’i Türk. Kalan yüzde 15 ise İtalyan Fransız ve Yunan. Taki, Türkler için “damak tadına düşkünler” diyor. Gerçek bir Türk dostu. Sohbet sırasında sürekli Türk müşterilerine teşekkür ediyor.
Restoran toplam 180 kişilik. Sezonda 17 kişi çalışıyor. Kasımdan marta kapalı. Sezonu martta başlayıp ekim ayı sonunda sona eriyor. Temmuz, ağustos en yoğun dönem. Bu iki ayda mutlaka önceden rezervasyon yaptırmanızı öneriyor. (www.mylostavern.gr)
AHTAPOT KARPAÇYO VE SYMI KARİDESİ ÜNLÜ
Menüsü ada mutfağından oluşuyor. Mezelerinden ahtapot karpaçyo, peynirli kadayıf ve midye marine çok ünlü. Ara sıcaklardan papalina dedikleri bizdeki küçük gümüş balığı ve Symi karidesi denilen bizdeki cim-cim karides kızartması çok tutuluyor. Sinarit, barbun ve orfoz en çok sattığı balıklardan. Ayrıca taze ıstakozlu spagettisi çok tercih edilen bir yemek. Gönlünüzce yiyorsunuz, uzo dahil en fazla 40 Euro hesap ödüyorsunuz.
RAKI VE KAHVE KARDEŞLİĞİ
Mylos’ta ilginç detaylara rastlıyorsunuz. Örneğin ”Greek Coffee” yani Yunan kahvesini bizim Arçelik’in Türk kahvesi makinesi Telve’de pişiriyor. Plomari marka uzolarını ise Yeni Rakı kadehinde sunuyorlar!
Bunları sorduğumuzda; “ne fark eder ki kardeş değil miyiz” diyorlar. Aslında çok benzeyen ve iç içe geçmiş iki komşu toplumun nasıl politik oyunlarla birbirlerinden koparıldıklarını daha iyi anlıyorsunuz...