Datça’nın köylerinde çiçekler açar...
Ülkemizin birçok bölgesi kar altındayken cennet köşelerimizden Datça’da badem çiçekleri açmaya başladı. Hava sıcaklığının bu hafta 15 dereceyi bulmasıyla birlikte Datça Badem Çiçeği Festivali’ni bahane edip hemen yola koyuldum. Balı, bademi ve zeytinyağıyla lezzetleri meşhur köylerde keşfe çıktım.
Türkiye’nin birçok bölgesi kar altında felç olmuşken ben badem peşindeyim. Bademin dünya başkenti Datça’da... Yerel halk ona ‘payam’ diyor. Tarlalar şimdiden pembe-beyaz muhteşem bir manzara sunuyor. Bu yılki Badem Çiçeği Festivali siz bu satırları okurken yani pazar günü bitiyor; ancak üzülmeyin çünkü pandemi önlemi olarak büyük etkinlikler planlamamışlar. Siz festivalden sonraki haftalarda da gitseniz büyük bir kaybınız yok. Bu çiçekler açarken mis gibi havayı soluyup Datça köylerinde ve merkezinde hafta sonu seyahati yapabilirsiniz.
Neredeyse el değmemiş doğa harikası köyleri, masmavi denizi, koyları, yemyeşil bitki örtüsü, zeytin ve badem ağaçlarıyla dolu tarlaları, hemen her menüde olan bademli yemekleri Datça denince ilk aklıma gelenler. Benim en sevdiğim, Nurlu Dede’nin bahçesinde kendiliğinden çıktığı söylenen Nurlu badem. En iri ve en dolgun tür. Tadı en tatlı olan. Zarı sarımsı. Datça dışında hiçbir yerde aşısı tutmaz, yetişmez. Coğrafi işareti var. En lezzetli badem. Şimdilerde kilosu 275 lira. Ak bademin kilosu 145 lira.
Datça’nın 12 tane, her biri farklı güzellikte ve farklı kültürel yapıda köyü var. Birkaçını gezme fırsatı buldum. İlçe merkezi dışındaki bu köylere eskiden ulaşım daha zorken şimdi çok daha kolay ve kısa sürüyor.
Birbirinden güzel köyler
Datça’nın Emecik, Kızlan, Reşadiye, Eski Datça, Datça İskele, Hızırşah, Karaköy, Mesudiye, Sındı, Yaka, Cumalı ve Yazı köyleri bugünkü yerel yapılanmada mahalle adıyla anılıyor. Her biri farklı özellik, ürün ve yerel dokuya sahip bu köylerin en azından birkaçına uğramadan Datça’dan ayrılmayın. Kızlan Köyü’nde tarihi 300 yıl kadar öncesine giden yel değirmenleri çok mistik bir hava katıyor. Tarihte biraz yolculuk etmek ve güzel kareler yakalamak isteyenler için ikisi restore edilmiş altı yel değirmeni var. Türkmen kültürünün sıcak atmosferinin hissedildiği Mesudiye Köyü bereketli topraklarıyla yılın her ayında farklı tarımsal ürünler sunan bir cennet köşe.
Özellikle çam ağaçları sayesinde yemyeşil bir görüntüye sahip köyde çekirdeksiz narla hazırlanan nar suyunu yaz-kış satıyorlar. Bu mevsimde nar suyunun bu kadar lezzetlisini bulacağımı tahmin bile etmezdim. Narenciye türlerinin yetiştirildiği köyde hünerli kadınların yapıp sattığı mis kokulu ve lezzetli doğal reçellerden almadan dönmemenizi tavsiye ederim. Tarımsal Kalkınma Kooperatifi sayesinde Datça’ya özgü lezzetleri en doğal haliyle sunan Sındı Köyü, ismini savaş dönemindeki sığınmacılardan almış. Denize kıyısı olmamasına rağmen etrafı dağlarla çevrili olduğu için binlerce yıl boyunca saldırılardan ve korsanlardan korunmak isteyenlerin sığındığı bir yer olmuş.
Kaya mezarlarına da ev sahipliği yapan köyün başlıca geçim kaynağı arıcılık. Datça’nın en lezzetli ballarını bu köyden satın alabilirsiniz. Yakaköy ise eşsiz manzarasıyla diğer köylerden ayrılıyor. Dünyaca ünlü Palamutbükü Koyu, Yakaköy’ün en ünlü noktalarından biri. Hatta Palamutbükü yeşil ve maviyi buluşturan eşsiz güzelliğiyle Yakaköy’ün bile adının önüne geçmeyi başarmış. Datça’nın merkezine 6 kilometre mesafede, tarım açısından elverişli topraklara sahip Hızırşah Köyü ise adını Menteşoğulları döneminde yaşamış Orhan Bey’in oğlu Hızırşah’tan almış. Bal, badem ve zeytinin yanı sıra yerel dokumacılık ürünleriyle de tanınan bu yere uğradığınızda yerel ipek dokuma atölyelerini ziyaret etmeyi unutmayın. Emecik Dağı eteklerinde kurulu Emecik Köyü geleneksel taş evleriyle ön plana çıkıyor. Daracık sokakları, mavi bayraklı Aktur Koyu, çam dağlarının eşsiz manzarası, Apollon Kutsal Alanı ve Bizans döneminden kalan büyük bazilikayı da mutlaka görün.
Almadan dönmeyin
Datça’daki yerel ürünlerin Türkiye ve dünya çapındaki ününü duymuştum. Merkeze beş dakika uzaklıktaki Datça Köy Ürünleri yerel ürünlerin satıldığı muazzam bir market diyebilirim. Burada binbir çeşit badem ve bademli ürün var. Özellikle badem sütü ve badem unundan yapılmış yiyecekler, kozmetikler sizi saatlerce oyalayabilir. Eskiden köylerde misafirliklerde ikram edilen fırınlanmış bademli kuru incir çok lezzetli.
Bademle hazırlanmış kuru inciri yörenin zeytinyağına bandırıp yemek gerekiyormuş. Tatlı şeyleri sevenler için ayrıca bademli gazoz, ballı badem, badem ezmesi, bademli sucuk ve Kavala kurabiyesi de var. Ayrıca biraz ötede zeytinyağı ve zeytinyağlı ürünler için Olive Farm’ı görmenizi tavsiye ederim. Datça’nın balı için ise Pehlivan Balları yöreye özel birçok çeşidiyle tercih edebileceğiniz noktalardan. Pehlivan Balları’nda yöreye özgü bademli ürünler de bulabilirsiniz.