GeriSeyahat Dar sokaklarını, devasa su kemerlerini çok sevdim
MENÜ
  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Hürriyet Twitter
    • Yazdır
    • A
      Yazı Tipi
Dar sokaklarını, devasa  su kemerlerini çok sevdim

Dar sokaklarını, devasa su kemerlerini çok sevdim

İzmirli Pınar Güngör (24) fotoğraf çekmeyi, seyahati seviyor. Bugüne kadar üç kıtada pek çok ülke, şehir gezdi. Güngör “UNESCO Dünya Mirası Listesi’ndeki Segovia’nın tarihi eserlerini keşfetmek, yerel yiyeceklerinden tatmak, sokaklarına karışmak unutulmazdı” diyor.

Ne sıklıkla seyahat edersiniz?
- Seyahat, ailemin çocukluğumda aşıladığı bir alışkanlık. Yılda en az iki yolculuğa çıkarım. Öğrenciliğimde daha çok gezerdim. Öğrencilere tavsiyem, para biriktirip yurtdışında küçük bütçeli gezilere çıkmaları. Üniversitedeki değişim programları da bir başka fırsat. Aldıkları harçlıkla Avrupa’da kolayca seyahat edebilirler. Bugün olaylara bakış açımın gelişmesinde seyahatin önemi çok büyük, ailemin bu alışkanlığı ve imkanı sağlaması da büyük şans elbette.

Daha önce nerelere seyahat ettiniz?
- Amerika, Kanada’nın yanı sıra Avrupa ve Kuzey Afrika’nın büyük kısmını gördüm. En sevdiğim şehir Berlin. Bir yıl orada yaşadım ve bir yerlisi gibi düzenine alıştım.

Segovia’ya ne zaman gittiniz, oranın hangi özelliği dikkatinizi çekti?
- Geçen sene gittim. Çok büyük olmadığından, eğer yürümeyi de seviyorsanız, birkaç günde gezebileceğiniz bir şehir. Sabahları Roma eserlerini, akşamları da renkli evlerle sarılmış dar sokaklarını keşfedebilirsiniz.

Şehrin coğrafi konumunu anlatır mısınız?
- Madrid’in kuzeyinde, otomobille yaklaşık 1 saat uzaklıkta. Pek çok insan bilmese de, Romalılar’ın ticaret merkezi olarak kullandıkları önemli bir şehirdi.

Gezip görülecek yerlerini anlatır mısınız?
- En ihtişamlı yerlerinden ilki, bir mühendislik harikası olan, Roma Dönemi’nden kalma devasa su kemerleri. Bu kemerler ve eski meydan, UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde. Bir diğeri de, tüm şehri kuşbakışı izleyebileceğiniz Alcazar de Segovia. Bu kaleye tırmanmak biraz zor olsa da manzaraya değer. Özellikle, yüksekliği ve merdivenleriyle nefes kesen kulesine çıkmanızı tavsiye ederim. Eğer siz de benim gibi kilise ve müzelere girmeyi çok sevmeyenlerdenseniz, sokakların ve çiçekli meydanların tadını çıkarmanızı öneririm. Akşam yemeği için gece aydınlatmasıyla daha da ihtişamlı görünen su kemerine bakan tarihi meydanda bir restoran seçebilirsiniz. İspanyolların yaptığı gibi geç yenen bir akşam yemeğinden sonra da San Millan bölgesinde günümüz müzikleriyle dans edebilirsiniz. Şehrin en canlı olduğu vakit akşam yemeği saatleri. Halk, yemek yedikten ve Sangria’larını içtikten sonra dinlenmeye çekiliyor.

SİESTA SAATLERİNE UYUM GÖSTERİN

Konaklama seçenekleri neler?
- Büyük, uluslararası otel yok. Pansiyon ve hosteller uygun konaklama sunuyor.

Gideceklere neler önerirsiniz?
- İspanyolca bilmiyorsanız, sözlük alın ya da İspanyolca bilen bir arkadaş edinin. İngilizce bilen az. İspanyol arkadaşım bana yerel rehberlik yaptığı için şanslıydım. Turla İspanya’ya gidenlere, gerçek İspanya’yı görmek için, Madrid’deki boş günlerini bu geleneksel şehre ayırmalarını öneririm. Mümkünse, kendinizin ayarlayabileceği turlar düzenleyin ve herkesten farklı bir rota çizmenin tadını çıkarın. Siesta saatlerine uyum gösterirseniz, İspanyollar gibi geceyi uzun yaşayabilirsiniz. Kadınların tabanı kalın, rahat ayakkabı giymesinde yarar var. Parke taşı kaplı sokaklarda topuklu ya da babetle yürümek çok zor. Sokaklarda satılan uygun fiyatlı hediyelik eşyalar, özellikle de yelpazeler için pazarlık yapın. Mümkün olduğu kadar yerel yaşamı keşfedin.

Unutamadığınız bir olay yaşadınız mı?
- İki ilginç olay oldu, birincisi arkadaşımla İspanyol kanalında canlı yayına çıkmamız, ikincisi de hediyelik eşya satan bir dükkana girip satıcı kadının bir süre İzmir’de yaşadığını öğrenmem oldu. İlk olay, Segovia’nın tarihi meydanında kalabalığı ve kameraları görmemizle gelişti. Akşam kaldığımız yere gelip sabahki kayıtları izlediğimizde bütün bir canlı yayın boyunca arkada el salladığımızı fark ettik. İkincisi ise, koleksiyonum için fincan aranken girdiğimiz dükkanda nazar boncuklarını görmemle başladı. Laf lafı açtı ve bu tek kelime İngilizce konuşamayan İspanyol hanımın az da olsa Türkçe kelimeleri ve İzmir adını ne güzel telaffuz ettiğini gördüm. Çok mutlu oldum.

En sevdiği beş şehir: Berlin, Sevilla, Marakeş, Granada, Londra
Seyahatte ne okur? Harita ve mönüler
Seyahatte ne yer ne içer? Deniz mahsülleri, yerel içkiler
Hangi ulaşım aracıyla gider? Uçak ve şehirlarası otobüs
Seyahatte nerede kalır? Hostel ve arkadaşlarda
Kiminle seyahat eder? Ablası, ailesi
Seyahat çantasının vazgeçilmezleri neler? Sudoku kitabı, SLR makinesi, güneş gözlüğü
Seyahatten ne alır? Koleksiyonu için fincan

False