Çorba cenneti Anadolu
Şu karayellerin estiği, dağların karlarla kaplandığı günlerde yollardaki yolcuların tek ihtiyacı bir tas sıcak çorba. Anadolu gerçekten bir ‘çorba cenneti.’ Özellikle de kış aylarında çorbaların yeri bambaşka. Hele sadece kış aylarına özgü çorbaların peşine düşerseniz yolunuz uzun, afiyet olsun...
Gerdan etinden
Beyran Çorbası - Gaziantep
Gaziantep’te kış soğuğunda bir tas beyran içilmeyen bir gün yaşanmamış sayılabilir, hatta güne beyran ile başlamak esastır. Geceden gerdan eti lif lif olacak gibi pişiyor. Sipariş üzerine bakır sahanda yağda cızlatılan haşlanmış pirinci üzerine bu lif lif etler konuyor, üzerine de kepçe kepçe etin piştiği et suyu dökülüyor. Bol sarımsak ve pul biber. Sakın ola ki sizi yabancı görüp sarımsağı esirgemesinler, özellikle isteyin. Klasik adres sabahın erken saatlerinden itibaren metanet, çıkınca da karşıda Metanet katmen var. Sırtınız bir daha yere gelmez. Diğer güzel beyran yapan adresler. Kelebek ve Cıncık.
Formülü gizli
Mercimek Çorbası - Ankara
Mercimek çorbası kuşkusuz Türkiye’nin en yaygın, en sevilen çorbası, ama Ankara’da bir çorbacı pek çok yeri solladı bile. Devrez çorbacısı 24 saat hizmet veriyor, mercimek çorbasının formülü gizli, içeriği konusunda rivayetler Ankara’da sosyal medyayı meşgul ediyor. Masada kağıt üstünde tabaksız verdiği salata da çorbası kadar meşhur.
Atatürk de bu çorbadan içti
Kara Çorba, Ecevit Çorbası - Kastamonu
Kastamonu’ya gidince iki çorbayı da denemelisiniz. İlki Ecevit Çorbası. Adı politik bir tercih değil, adını İnebolu ile Kastamonu’yu bağlayan Ecevit geçidinden alıyor. Bir zamanlar Uzunöz köyündeki Ecevit Hanı yolculara bu çorbayı verirmiş, o yüzden çorba bu isim ile anılmaya başlamış. Atatürk Şapka ve Kıyafet Devrimi için 1925’te Kastamonu’ya geldiğinde ona da ikram edilmiş. Yoğurtlu olmasına rağmen yoğunluğu ve besleyiciliğiyle kış günlerine uygun.
İkincisi ise Kara Çorba. Pınarbaşı, Küre dağları civarında dağlardan toplanan karamuk ile yapılıyor. Karamuk Osmanlı mutfağında da kullanılan, eskiden kadın tuzluğu olarak bilinen yabani bir yemiş. Berberis olarak da bilinen bu yemiş dolmalık üzüm gibi koyu kırmızı ve oldukça ekşi. Nar ekşisi gibi ekşisi yapılıyor, ekşisi tavuk suyuna yapılan tavuk etli çorbaya katılıyor. Ekşinin rengi kapkara olduğu için çorbanın rengini de karartıyor, adı bu yüzden kara çorba. Tam bir şifa kaynağı. Bu çorbayı içen tük Küre dağlarını dere tepe kat eder.
Yalnız salı günü
Ördek Çorbası - İzmir
İzmir’de kelle-paça işi çok yaygındır. Doğrusu da pek çok yerde harika olur ama İzmir’de benim önerim bambaşka olacak: Ördek Çorbası. Kemaraltı’nda bilenin bildiği, Hisarönü Camii’nin oraya girerken hemen sola dönünce kuytuda gizli esnaf lokantası Bizim Mutfak’ta ördek çorbası gününe denk gelmeyi ayarlamanız lazım. Salı ve Perşembe günleri unutmayın. Bazen ördek, kaz, hindi karışık da yapıyorlar. Çorbaya denk gelmeseniz de tüm yemekler denenesi.
Kış çorbalarının şahı
Kızılcık Tarhanası - Bolu
Şifa kelimesinin karşılığı kızılcık tarhanası olsa gerek. Uçuk pembe rengiyle, mis gibi tereyağı ve sarımsak kokularıyla mayhoş kızılcık tarhanası kış çorbalarının şahı denilebilir. Bolu, Kastamonu civarında tüm esnaf lokantalarına ısrarla sorun.
İşin piri: Tarhana Baba
Tarhana çorbası - Uşak
Kış çorbaları deyince malum Uşak tarhanası ile meşhur, Uşak’ta ise bu işin piri Tarhana Baba. Acılı acısız ikisi de içi ısıtır, ama çorbasını içmişken paketle ve almak, hatta yaş tarhanasından da bir kutu eve götürmek lazım. Uşak’a yolu düşmeyenler ise internet adresinden sipariş verebilir veya ürünlerini marketlerde arayabilir. https://www.tarhanababa.com/