GeriSeyahat Çocukluk hayalimi 55 yaşımda gerçekleştirdim, Borneo’ya gittim
MENÜ
  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Hürriyet Twitter
    • Yazdır
    • A
      Yazı Tipi
Çocukluk hayalimi 55 yaşımda gerçekleştirdim, Borneo’ya gittim

Çocukluk hayalimi 55 yaşımda gerçekleştirdim, Borneo’ya gittim

Borneo’yu görmek Zafer Çakırtaş’ın çocukluk hayaliydi. Babası ona adayla ilgili kitaplar okumuş, öyküler anlatmıştı. Bu yıl 10 günlüğüne Borneo’ya gitti. En çok UNESCO Dünya Mirası Listesi’ndeki Gunung Mulu Milli Parkı’ndan etkilendi. Çakırtaş “Yağmur ormanlarına saklı dev mağaralara hayran kaldım” diyor.

/images/100/0x0/55ea7a05f018fbb8f8827885

Zafer Çakırtaş (55), Ankara doğumlu, İstanbul’da ikamet ediyor. Kamudan sonra şimdi özel sektörde yöneticilik yapıyor. En büyük hobisi gezmek. Tüm hayatını seyahat üzerine kurduğunu söylüyor: “Günün her anı seyahat hayali kurarım. Sık sık gezi kitapları okur, belgeseller izlerim. Yılda birkaç kez seyahat ederim.” Daha önce Afrika, Asya ve Avrupa’da birçok ülke gördü. Borneo’ya nasıl gitmeye karar verdiğini şöyle anlatıyor: “Rahmetli babam şair ve gazeteciydi, biz evlatlarına çocukluğumuzda sürekli Afrika, Borneo gibi yerler hakkında kitaplar, dergiler okurdu. Hayal dünyam o zamanlar gelişmeye başlamıştı, her zaman hafızamda kalan o gizemli yerleri keşfetmek istedim. Borneo’nun balta girmemiş ormanları, sadece resimlerini gördüğümüz vahşi hayvanları benim için her zaman merak ve özlem konusu olmuştu. Hatta üniversite yıllığımda bile ‘hayali dünya turu yapmaktır’ diye yazıyor, yaklaşık 15 yıldır bu hayalimi gerçekleştirmeye çalışıyorum. Güneydoğu Asya’nın birçok yerini gezdim, benim için gizemli olanı yani Borneo Adası’nı en sona saklamıştım ve hayallerimin adasına bu yıl toplam 10 günlük bir seyahat gerçekleştirdim.”

YARASALARIN GÜNBATIMI ŞOVU

Borneo Adası’nda üç ülkenin toprağı bulunuyor: Malezya, Endonezya ve Brunei Sultanlığı. Çakırtaş ağırlıklı olarak Malezya tarafındaydı. En çok UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi’ndeki Gunung Mulu Milli Parkı’ndan etkilendiğini söylüyor: “Parka en yakın yerleşim Sarawak Eyaleti’nin Miri şehri. Fakat karayoluyla ulaşım çok zor. Bozuk, yetersiz yoldan bir süre gittikten sonra nehir yolculuğu yapmak gerekiyor. Biz Kuching şehrinden küçük bir uçağa bindik, yağmur ormanları ve nehirlerin üzerinden bir müddet uçtuktan sonra parkın havaalanına indik. Kumtaşından 2300 metrelik Mulu Dağı’nın yanı başındaki öğle yemeğinden sonra gezmeye başladık. İki önemli mağara, Deer Cave ve Lang’s Cave bizim konakladığımız Royal Resort Mulu’ya oldukça yakın, yaklaşık üç kilometre kadar mesafede. Mağaralara ulaşmak için yağmur ormanının içerisine yaklaşık iki metre eninde ahşap bir yol yapmışlar. Yol boyunca, ağaçların arasında kuş, kelebek ve yılanları görmek mümkün. Geçmişte geyiklerin barınağı olan bu mağara sistemi, turizme açılması nedeniyle maalesef bu özelliğini yitirmiş. 2 kilometre uzunluğu ve 220 metre yüksekliği olan mağara gerçekten çok etkileyici. Günbatımında mağaralardan çıkan binlerce yarasayı izlemek mümkün, dakikalarca süren bir resital gibi gökyüzünü süslüyorlar. Mulu’da ikinci günümüzde bu defa otelimizin yanındaki nehirden hareket eden küçük ve dar botlarla Clear Water ve Wind olarak adlandırılan diğer büyük mağara sistemlerini görmeye gittik. Her iki mağara sistemi de yine yağmur ormanlarına saklı muhteşem tabiat harikalarıydı.” Bölgede iki gün kalmanın yeterli olacağını söyleyen Çakırtaş, “Her bir mağara sistemine bir gün programlanıyor ve vaktiniz dolu dolu geçiyor. Bizim kaldığımız Royal Mulu Resort’ta her akşam misafirler için yerel müzik, gösteri ve benzeri etkinlikler düzenleniyor” diyor.

/images/100/0x0/55ea7a05f018fbb8f8827887

PARKTA KONAKLAMA

Çakırtaş, konaklama seçeneklerini şöyle anlatıyor: “Çok sınırlı sayıda tesis var. Bunlardan en cazibi Royal Resort Mulu. En önemlisi bu tesisten Deer Cave ile Lang’s Cave’e yürüyerek ulaşmak mümkün. Bu tesisin yanı sıra bir iki tesis daha var. Bungalow ve hostel türü mekânlar bunlar. Yemeklere gelince, Çakırtaş konakladığı tesiste Batılı tarzda yemeklerden tattığını belirtiyor. Gitmek isteyenlere önerileri şöyle: “Gunung Mulu Milli Parkı 1500 çiçekli bitki, 4 bin mantar, 265 kuş, 50 sürüngen ve 281 kelebek türünü barındırıyor. Burayı ziyaret ederek tam bir ekolojik tur yapabilirsiniz. Kaldığınız tesisin hemen yanı başında olan Melinau Nehri’nden botlarla yarım saatte gidilebilen mağaralar var. Bu bölgede nehir ufak bir gölet oluşturmuş, isteyen ziyaretçiler yağmur ormanlarında serinleme imkânına sahip olabiliyor. Devasa mağaraları görmek isteyenlere şöyle bir uyarım var: Yerel bir tur firmasıyla gidin, çünkü ziyaret saatlerini bilmek ve özel görevli park rehberini organize etmek mümkün olmayabilir.”

Karanlık basınca ormanda yürümek daha heyecanlı oldu

Deer Cave ve Lang’s Cave denilen mağara sistemlerini görmek için deneyimli ve özel izinli rehberimizle beraber kahvaltıdan sonra yola çıktık. Devasa mağaraları dolaşmak büyüleyiciydi ancak oldukça yorulmuştuk. Gruptaki yaşlı çift nedeniyle sık mola veriyorduk. Dönüşümüz gece karanlığına sarktı. Yanımızda her ne kadar tecrübeli bir rehber de olsa karanlıkta vahşi bir ormanın içerisinde hayvan sesleri arasında hızlı adımlarla adeta koşarcasına yürümemiz oldukça heyecan vericiydi.

False