Son Güncelleme:
ÇILGIN TATÄ°LCÄ°LER TAYLAND'DA! Tayland denince ilk aklıma gelen Bangkok... YaÄŸ kokan sokaklar, taklit malların olduÄŸu Patpong'daki gece alışveriÅŸi ve çocuk
ÇILGIN TATÄ°LCÄ°LER TAYLAND'DA! Tayland denince ilk aklıma gelen Bangkok... YaÄŸ kokan sokaklar, taklit malların olduÄŸu Patpong'daki gece alışveriÅŸi ve çocuk denecek yaÅŸta kızların doldurduÄŸu seks pazarı... Bir zamanlar Tayland benim için sadece bu kadardı. Ama...Ama ÅŸimdi çok farklı bir gözle görüyorum bu ülkeyi. Çünkü ben bu ülkeyi gördüm; hem de gerçek anlamda gördüm. Sadece gezilip görülmesi gereken o çok tanınmış yerlerini, tapınaklarını deÄŸil; doÄŸasını, ormanlarını, Türkiye'nin yerini bilmeyen insanların küçük kasabalarını, muhteÅŸem adalarını ve en önemlisi sıcacık gülümseyen sakin ruhlu minik insanlarını...En iyisi baÅŸtan baÅŸlamak...AÄŸustos sonu... Sabah saat 11:00... Bangkok'da üç Türk... Ä°ki pilot bir de eski hostes -yani ben!! Kızımızı ilk defa anneme bıraktık ve çılgın bir tatile hazırız!! Sakin ve bol uykulu bir Türk Hava Yolları yolculuÄŸundan sonra maceraya susamış üç Türk olarak Tayland'a ayak bastık. Kızımız 20 aylık ve ÅŸimdiden onu özledik ama özgür bir tatili de çok özlemiÅŸtik.Ah! Bu arada, söylemeyi unuttum: Biz çılgın tatilciler tabii ki tur ÅŸirketlerimiz ile yola çıkmadık. Bizim ihtiyacımız deÄŸiÅŸik, ilginç bir tatil; yoksa standard turist muhabbeti, standard yerler bize göre deÄŸil diye düşündük -çılgınız ya... Zaten görecekesiniz pek de iyi yapmışız...Neyse! Bir otelde rezervasyonumuz olmasına raÄŸmen -internet saÄŸolsun, havaalanındaki turizm acentası aklımızı çeldi ve aynı fiyata daha iyi bir oteldebize rezervasyon yaptı. Zaten Bangkok'da otelden çok bir ÅŸey yok... DaÄŸ taÅŸ otel. Hem de öyle uyduruk kaydırık oteller deÄŸil; çoÄŸu 4- 5 yıldızlı muhteÅŸem oteller. Fiyatlarını hiç söylemeyeyeyim bizim otelcilerimiz isyan ederler!! Sadece kendi kaldığımız otelden bahsedelim...Otelimiz: Baiyoke Sky Hotel. Dünyanın en yüksek oteliymiÅŸ. Tam 88 kat. Deprem korkumuz var ya çok yüksek olmasın dedik, 38. katta karar kıldık... Sadece ve sadece 35 Amerikan Doları... KiÅŸi başı falan deÄŸil burada fiyatlar -oda başına. Ä°stersen birkaç dolar daha verip 3 kiÅŸi bile kalırsın odada. Biz yine de iki oda tuttuk.Size Bangkok'dan uzun uzun bahsetmek istemiyorum. Her türlü dergi, kitap ve internette burası ile ilgili bilgiyi kolaylıkla bulabilirsiniz zaten. Ama bir restoran var ki sakın atlamayın: SeaFood Market! Adrese gerek yok tüm taksiciler biliyor.Kapıda yazan ÅŸu: 'If it's swimming, we have it' Yüzüyorsa bizde vardır! HoÅŸ deÄŸil mi? Gerçekten de muhteÅŸem yengeçler, balıklar, midyeler... Aklınızın alamayacağı sayıda, tüm deniz ürünleri, ve gerçekten "yüzen herÅŸey"... Ama buranın hoÅŸluÄŸu sadece bu deÄŸil. Daha kapıdan girmeden, koskoca bir mutfakla burun buruna geliyorsunuz. Sanırım 100 kiÅŸi kadar çalışan var. Sadece piÅŸiren! Ve muhteÅŸem bir salon. Tertemiz, pırıl pırıl... Masalarda orkideler... Åžirin, sıcak garsonlar... O kadar kalabalığa raÄŸmen elinizi yanlışlıkla kaldırdığınızda koÅŸup gelen 3-5 garson!!Ah ah Ä°stanbul!.. KeÅŸke... Neyse... Biz Tayland'dayız...Bu restoranın en entersan tarafı sanki bir markettesiniz... Elinizde bir alışveriÅŸ arabası; kendiniz seçip, canlı canlı arabanıza dolduruyorsunuz yiyeceklerinizi. Sonra sebzeleri -salata için- ve muhteÅŸem meyvaları... Ve parasını kasaya ödeyip geliyorsunuz masanıza.Garson uçup geliyor ve sipariÅŸinizi ve yiyeceklerinizi alıyor. Hangisini nasıl piÅŸirmelerini istediÄŸini söylüyorsunuz. Biz görmemiÅŸiz ya; çılgınlar gibi aldık. Sanırım 6-7 kiÅŸinin yiyeceÄŸi kadar! Ve çılgınlar gibi de yedik.HerÅŸey tam kıvamında piÅŸmiÅŸti, salatamız muhteÅŸemdi. Meyvalar soyulmuÅŸ, şık şık tabaklarda servis edildi. Yengeçler, karidesler, böcekler, balıklar... Utanıyorum söylemeye artık... Çok iÅŸte çok! 3 kiÅŸi toplam 70 dolar verdik. Ama diÄŸer masalar bize "Somali'den gelmiÅŸ bunlar herhalde" diyerek bakıyorlardı!! Normalde kiÅŸi başı 15 doları geçmezmiÅŸ!! Ha tabii Türklüğümüzü göstererek Rakımızı da açmak için izin istedik. "Ne demek, tabii ki" dediler. Hemen buz ve su getirdiler. Çok çok keyifli bir gece idi. Kesinlikle tavsiye ederim... Tabii oradan gece pazarı yaptık, ıvır zıvırı topladık ve otelimize döndük..Ertesi sabah yeni yerler görmek için yollara düştük... Kanchanaburi diye bir kasaba'ya gittik. 3 saatlik otobüs yolculuÄŸu arkasından 1 saatlik meÅŸakkatli ama çok zevkli bir "kamyonet arkası" yolculuÄŸundan sonra Kwai nehrine vardık. Yol burada da bitmedi. ''Long tail boat'' dedikleri bizim balıkçı teknelerinden bin beter-eksozu bile olmayan -gürültüyü siz tahmin edin- bir tekne yolculuÄŸu ile 55 dakikada Kwai River Jungle Rafts oteline vardık. BaÅŸka ulaşım ÅŸekli yok!!"Aman tanrım!" dedik... Zordu buraya varmak ama sanki bir cennetteyiz. Sessizlik muhteÅŸem. Aslında ses çok... Nehrin sesi, kuÅŸ sesi ve arada sırada fil sesi... Tanrım! Cennet burası olmalı...10 haneli bir köy ve köyün gençleri bu otelde çalışıyorlar. Ne çalışmak!.. Kahvaltı veriyorlar sonra hamaklarda kitap okuyorlar, öğlen yemeÄŸi servisi sonra hepsi toz olup köy meydanında futbol maçı... Kısacası adamlar yaÅŸamayı biliyorlar... 2 gece bu elektriÄŸi olmayan otelde kaldık. Evet gerçekten elektrik yok, tabii televizyon, telefon gibi gereksiz icatlar da!! Ä°nanılmaz bir keyif... Cep telefonu bile çekmiyor burada. Gerçekten "cennet" anlayacağınız. Dünyadan uzak bir köşe... Tabii sadece iki gün yetiyor... Ve sonra: YaÅŸasın medeniyet!! Bangkok'a döndük ve ilk uçakla, doooÄŸru Phuket'e...Deniz, güneÅŸ, eÄŸlence... Ä°ÅŸte Phuket. Burada anlatacak çok fazla ÅŸey yok. Åžirin ve harika bir otelde kaldık. Otelden çıkmaya bile gerek duymadan güzel bir kaç gün geçirip ver elini Koh PhiPhi...Phi Phi adası... Ä°ÅŸte bir cennet daha... Balıklarla yüzmek, bir metrelik rengarenk bir balığın mercanı yemesini dinlemek -evet, bu sesi duyuyor, dinleyebiliyorsunuz- vanilya kumsallarda sımsıcak güneÅŸ altında uyuklamak... Ä°nsan daha ne isteyebilir ki?..Nehirde geçirdiÄŸimiz iki gün kendimizi cennette zannetmiÅŸtik ama "asıl burası cennet" diye karar deÄŸiÅŸtirdik... Dünyanın en güzel renkleri, yeÅŸil ve mavi oynaşıyor... Sular içilebilecek kadar temiz, kumsalda bir kibrit çöpü yok... Tüm arakadaÅŸlarımın burayı bir kez olsun görmesini isterdim...Buraya en azından 4-5 gün ayırmak gerek. GüneÅŸin doÄŸuÅŸu, güneÅŸin batışı, yemekler, bungalowlar, kumsal, deniz... HerÅŸeyin keyfine varmak gerek.Sonra maalesef her güzel ÅŸey gibi bu günler de bitiyor...Eve dönüş... Neyse ki THY sefer için güzel bir saat koymuÅŸ. Gece 01:00'de kalkıyor uçak ve siz mışıl mışıl uyurken sevgili kaptan pilotlarınız sizi evinize saÄŸ-salim getiriyorlar.Sabah 7'de Ä°stanbul'un o çok özlediÄŸimiz karmaÅŸasına geri dönmüş olduk... Ama eviniz burada yapacak birÅŸey yok... Ä°nsanlar çeÅŸit çeÅŸit, ülkeler çeÅŸit çeÅŸit. Sizse "bu" karmaÅŸada yaÅŸamak zorundasınız. Bu denli güzel bir tatilin ardından bile... Eve dönmek güzel..."HoÅŸ" bulduk!!Zeynep Dilek ÖZGÃœNÇ - 16 Ekim 2000, Pazartesi Â