GeriSeyahat Çat’ta artık güvercinler uçmuyor
MENÜ
  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Hürriyet Twitter
    • Yazdır
    • A
      Yazı Tipi
Çat’ta artık güvercinler uçmuyor

Çat’ta artık güvercinler uçmuyor

Nevşehir’e karayoluyla 7 kilometre uzaklıktaki Çat, az bilinen, sıradışı bir vadiye ev sahipliği yapıyor. Geçmişte kayalara oyulmuş yüzlerce güvercinliğin bulunduğu Çat Vadisi baharda yeşeriyor. Söğütler yapraklanıyor, yaban çiçekleri açıyor, kelebekler de bu güzelliği süslüyor. İstanbullu öğretmen okurumuz Ramazan Bedük, unutulmuş Kapadokya vadisini yazdı.

Kapadokya; rüzgarın özene bezene işlediği peribacalarıyla, trajedi kokan yeraltı şehirleriyle, bin bir zahmetle kayalara oyulmuş kiliseleri ve manastırlarıyla ve milyonlarca yıllık doğa harikası kayalarıyla parıldarken arkada keşfedilmeyi bekleyen derin bir vadi vardır. Yapayalnızdır bu vadi. Unutulmuştur.
Üç, beş bin kadar güvercinlik vardır bu vadide. Yedi kilometredir uzunluğu. Çevresi tıpkı Kapadokya’daki gibi milyonlarca yıllık zarif volkanik kayaçlarla kaplıdır. Kayaların içindeyse bir zamanlar keşişlerin barındığı manastır, kiliseler vardır. Çat Vadisi, Kapadokya’nın parıldayan güzelliğinin ardında gölgede kalmış, unutulup gitmiştir adeta.

VADİYİ YUKARIDAN SEYRETMEYE DOYULMAZ

Bu unutulmuşluğa bakıp aldanmamak gerekir. Çünkü vadi merkezi konumdadır. Çat kasabası Nevşehir’e yedi kilometre uzaklıktadır. Vadi ise kasabanın birkaç kilometre dışında. Öyle kuş uçmaz kervan geçmez bir yerde değildir yani.
Vadi yürüyüşü yüksek bir noktadan başlar. Burada tüm vadi karşınızda birden arz-ı endam ediverir. Bu manzara, güzelliği öyle bir işlemiştir ki kendini saatlerce keyifle izlettirebilir. Bir an için manzarayı bırakıp sağınızdaki tarlaya doğru yürüdüğünüzde hepitopu birkaç metre uzunluğunda, kısa bir tahta köprü görürsünüz. Bu köprü, iki yakanın vadi başlangıcında birkaç metre kadar birbirine yaklaştığının ispatıdır. Daha girmeden vadinin darlığını, dik bir eğimin sizi beklediğini anlarsanız. Vadiye girmek için aşağıya doğru inen yolu takip edip merdivenleri kullanmamız gerekir. Yürüyüşçüler burada dikkatli olmalı. Çünkü merdivenler diktir. Daha inmeden, vadi size kendini bir tahta köprüyle bir merdivenle tanıtır.
İndiğinizde görkemli bir güzellik bekler sizi: Kayalara oyulmuş binlerce güvercinlik, vadinin ortasından akan ince bir dere, peribacaları, söğüt ağaçları, kuş sesleri ve rengarenk kelebekler...
Yürüyüşe başladığınızda vadiyi ortalayarak akan dere, her ne kadar yazın ince bir su şırıltısına dönüşse de, yol boyunca size eşlik etmeyi ihmal etmez. Serin suları, yürüyüp yorulunca, ayaklarınızı dinlendirmeye bire birdir.

KANAT SESLERİ KESİLDİ

Vadiyi gezerken rehberimiz bir ara “Allah günahlarımızı affetsin” diye söylenince, dayanamayıp sordum: “Neden affetsin? Ne yaptın?”
“Biz buraya küçükken güvercin avlamaya gelirdik” dedi ve biraz soluklanıp ekledi:
“Bir avda 14-15 tane vurduğum olurdu. Artık burada güvercin yok.”
Dediği gibi 7 kilometrelik yürüyüş boyunca tek güvercine rastlamadık.
Unutmadan ekleyeyim: Buranın diğer adı Güvercinlik Vadisi’dir.
Vadinin 3 ya da 4’üncü kilometresinde demir merdivenlerle çıkılan güvercinlik tıpkı bir ev gibi tasarlanmıştır. Tırmanıp içine girdiğinizde şaşırıp kalırsınız. İki katlı, iki odalıdır. Odalardan biri salon olsa gerek, diye düşünebilirsiniz. Çünkü nerden baksanız 10 metrekare vardır. İç yüzeyi duvar kağıdı gibi aşı boyalı süslemelerle bezelidir. Diğer küçük oda ise 2 metrekare kadardır. Üst kata işte bu odadan çıkılır.
Bir zamanlar Çat kasabasında güvercinliği olmayana kız vermezlermiş. Yine geline verilen en kıymetli hediyeler arasında güvercinlikler bulunurmuş. Yani Çat’ın en önemli kültürel unsurlarından birisiymiş güvercinlikler. Roma İmparatorluğu’ndan kalmış bu kültür mirası. Zamanla değişse de, 700’lü yıllardan bu yana aynen kalmış. Çünkü bölgedeki bağların verimini en fazla artıran güvercin gübresiymiş. Kolayca oyulabilen volkanik kayalara 5-10 metrekare büyüklüğünde yuvalar yapılırmış. En küçük güvercinlik 100 kuş alabilirmiş. Güvercinlikler yükseklere yapılırmış, kenarları da yumurta akı ve alçıyla sıvanırmış ki insan, yabani hayvan erişemesin.

İKİ VADİ BİRLEŞİYOR
 
Kuşların dikkatini çekmek için güvercinlikler çeşitli bitki köklerinden elde edilen boyalarla süslenirmiş. Süslemelerde dinsel öğeler, bölgedeki sosyal yaşama dair motifler yer alırmış. Anlaşılan o ki; güvercinlik deyip geçmemek lazım. Çünkü güvercinlikler Romalılardan günümüze uzanan bir kültür yolculuğuna davet aslında. Şimdilerde vadi binlerce güvercinlikle kaplı. Öyle ki müstakil olarak yapılanından tutunda 6-7 katlı apartman şeklinde olarak yapılanı da var. Ama güvercin yok. Çünkü avcılar güvercinlerin sayısını, yapay gübre de güvercin gübresine talebi azaltmış...
Azalan sadece güvercinler mi? İlgi de yok denecek kadar az. Çat Vadisi, Kapadokya’nın ardında unutulup gitmiş adeta. 7 kilometrelik yürüyüşten sonra, Fırınasma Vadisi’ne geçiyorsunuz. Diğer deyişle bir başka vadiyle öpüşüyor. Tam da bu nokta dinlenmek, bir şeyler atıştırmak için ideal. Fırınasma Vadisi güvercinliklerinden çok peribacalarıyla göz kamaştırıyor. Bunlar Ürgüp ve Göreme’nin şapkalı, sütun şeklindeki peribacalarından farklı. Herbiri fantastik şekillere bürünmüş hayvanlara benziyor. Balığa benzeyeni de var, kuşa da; aslana da dinazora da. Yaklaşık 5 kilometrelik yürüyüş parkuruda böyle devam ediyor. Yol üzerinde Bizans döneminden kalma Fırınasma Kilisesi özellikle görülmeli. Üç katlı yapının tavanına işlenmiş haç dikkat çekiyor.
Böylece yürüyüş güzargahı 12 kilometre uzunluğa erişiyor. Ama üzerinde yürüyeni yok!

NASIL GİDİLİR

Nevşehir - Gülşehir karayolunun 6’ncı kilometresinden sola sapın. Ayrıca Çat Beldesi’nden de ulaşabilirsiniz. Çat’a Nevşehir’den dolmuş servisi bulunuyor.

REHBERLİ TURLAR

Yürüyüş güzergahı boyunca hiçbir yerleşim yok. Çantanıza su ve sandviç koymadan yola çıkmayın. Vadiye rehberli turlar düzenleniyor. Nevşehir Rehberler Derneği’nden bilgi alabilirsiniz. Ortalama rehber ücreti 150 TL. (www.kared.org.tr)

False