Büyüleyen güzellikleriyle: Slovenya

Yüzde 70'i ormanlarla kaplı ve Avrupa'da görebileceğiniz en yeşil ülkelerden biri olan Slovenya, 20 bin kilometrekarelik yüz ölçümüne sahip. Dünyada en fazla mağaranın yer aldığı, pitoresk doğal güzellikleri ve biyolojik çeşitliliği ile İtalya, Macaristan, Hırvatistan ve Avusturya arasında kalmış, Balkanların bu küçük ve en farklı ülkelerinden Slovenya’nın gezilecek yerlerinden bazılarını sizler için derledik…

Slovenya gezilecek yerler

Rıjeka / Kolpa Nehri

Hırvatistan ile Slovenya sınırında bulunan Kolpa Nehri bu güzelliklerden bir tanesi. Nehrin bir tarafı Slovenya diğer tarafı ise Hırvatistan. Kolpa'ya yaz aylarında her gün yüzlerce insan piknik yapmaya ve yüzmeye geliyor. Sloven gençler burada hafta sonu tatillerini geçiriyor, kamp kuruyor, voleybol oynuyor.  Ormanların arasında gizlenen bu güzel nehir insanı kendine hayran bırakıyor.

Bled / Bled Gölü

Deniz seviyesinden 455 metre yükseklikte Julian Alpleri’nde bulunan Bled Gölü, Slovenya’nın turistik yerlerinden biridir. 145 hektarlık araziyi kapsayan 2,12 kilometre uzunluğundaki göl, ülkenin başkenti Ljubljana’ya 55 kilometre mesafede yer almaktadır. Tektonik ve buzul oluşumlu bu gölün en derin noktası yaklaşık 30 metredir. Burası su sporları ve gezi meraklılarının en fazla seyahat ettiği alanlardan biridir. Uluslararası alanda da çok meşhur olan Bled Gölü, defalarca Dünya Kürek Şampiyonası’na ev sahipliği yapmıştır. Zengin bitki örtüsüyle eşsiz manzaraları barındıran Bled Gölü, Slovenya’da mutlaka gezilmesi gereken yerlerden biridir.

Bled / Bled Kalesi

Bled Gölü'nü kuş bakışı izleyebileceğiniz Bled Kalesi, göl çevresindeki yüksek bir tepe üzerinde yer alıyor. 1004 yılında inşa edilen ve ülkenin en eski kalesi olarak bilinen bu kaleyi ziyaret ederken araç kullanmak istemeyenler, yürüyüş yolu boyunca uzanan merdivenleri kullanarak zor ama çok keyifli bir ulaşım macerası yaşayabilir.

Ljubljana / Ljubljana Kalesi

Ljubljana Kalesi, 15. yüzyılın 2. yarısında inşa edilmiş. Yapım amacı bölgeye düzenlenen Türk akınlarını durdurmak olan kalenin girişinde yerel el işçiliğinin en güzel örneklerini bulabileceğiniz Galerija Rustika yer alıyor. Girişin diğer tarafında ise kalenin tarihinin anlatıldığı bölüm bulunuyor. Avlusunda Gotik tarzdaki St George Şapeli'ni barındıran yapının içerisinde ayrıca Sloven yemekleri yiyebileceğiniz bir restoran hizmet veriyor.

Ljubljana / Belediye Binası

Belediye Binası, şehir merkezindeki Kent Meydanı'nda bulunuyor. Ljubljana Katedrali'nin yakınındaki yapı, ilk olarak 1484'te Peter Bezlaj tarafından Gotik tarzda inşa edilmiş. 1717-1719 yılları arasında Gregor Macek tarafından yapılan yenileme çalışmalarıyla Barok stil kazanan binanın hemen dışında Robba Çeşmesi'nin bir kopyası bulunuyor. Yapının 4 avlusu, kardeş belediyelerin düzenlediği kent sergilerinden amatör sanatçıların güzel sanatlarla ilgili çalışmalarının gösterimine kadar pek çok farklı etkinliğe ev sahipliği yapıyor.

Ljubljana / Aziz Nıcholas Katedrali

Yeşil kubbesi ve ikiz kuleleri sayesinde kolaylıkla fark edilebilen Aziz Nicholas Katedrali, Ciril-Metodov Meydanı'nda bulunuyor. 18. yüzyılın başlarında Gotik tarzdaki kilisenin yerine Barok stille yeniden inşa edilen katedralin güney duvarındaki oyuntulara yerleştirilmiş kumtaşı heykeller ve freskler en çok ilgi çeken detaylar.

Ljubljana / Presen Meydanı

Adını, Slovenya'nın en ünlü şairlerinden biri olan France Preseren'den alan bu meydan şehrin kalbi konumunda. Meydanda aynı zamanda şairin bir heykeli de bulunmaktadır. Günün her saati kalabalık olan bu meydan, herkesin buluşma noktası olarak biliniyor.

Ljubljana / Tivoli Parkı

Şehir merkezine doğru uzanan Ljubljana'nın en büyük ve en güzel parkıdır. Ljubljana gibi küçük bir şehir için oldukça büyük bir park denilebilir. 1813 yılında Fransız mühendis Jean Blanchard tarafından tasarlanmış. Yaklaşık beş kilometrekarelik bir alanı kaplayan parkta, kestane ağaçları, ilginç ağaçlar ve sayısız heykel ile çeşmeler bulunmaktadır.

Ljubljana / Slovenya Ulusal Müzesi

Tivoli Park yakınlarında şehrin merkez ilçesinde bulunmaktadır. 1821 yılında kurulan müze, Slovenya Doğal Tarih Müzesi ile aynı binayı paylaşmaktadır. Bu kurumlar ülkenin en eski bilim ve kültür mekanları olarak ünlenmiştir. 1992 yılına kadar birkaç farklı isimle anılan müze, bu tarihten itibaren Slovenya Ulusal Müzesi adını almıştır. Müzede Arkeolojik eserler bölümü, nümizmatik sergiler bölümü, baskı, çizim, uygulamalı sanat gibi bölümlerin yanı sıra tarih bölümü de hizmet vermektedir.

Ljubljana / Üçlü Köprü

Ljubljana Nehri üzerine 1842 ve 1932 yılları arasında kurulan tarihi bir kemer köprüdür. Kireçtaşı ve betondan inşa edilen köprü, başkent Llubljana’nın modern ve tarihi parçalarını birbirine bağlamaktadır. Son kez 1992 yılında restore edilen Triple Bridge (Üçlü Köprü) 2007’den bu yana yalnızca insan geçişine açıktır. Joze Plecnik’in tasarladığı muazzam köprü kompleksi Slovenya’nın tarihi yerlerinden biridir.

Â

Ljubljana / Fransız Kilisesi

Pembe duvarlarıyla Preseren Meydanı'nın en çok ilgi çeken yapıları arasında sayılıyor. İlk olarak eski bir kilisenin yerine 1646-1660 tarihleri arasında inşa edilen yapının manastır bölümü 18. yüzyılın sonlarına kadar Dominikan Tarikatı'na bağlı keşişler tarafından kullanılmış. Ana sunağı Francesco Robba tarafından tasarlanan kilisenin iç kısmındaki freskler 1895 depreminde zarar gördüğü için yenileri 1936'da Matej Sternen tarafından tasarlanmış.

Postojna / Predjama Åžatosu

İçinde Orta Çağ döneminden kalma eşyaların yer aldığı Predjama Şatosu, gizli geçitleri ve mimarisiyle ünlü. 123 metre yüksekliğindeki bir kayalık üzerinde yer alan bu şatoyu rehberli turlar eşliğinde gezerek daha kapsamlı bilgiler de edinebilirsiniz. 12. yüzyılda inşa edilen bu şatonun altında ise Predjama Mağarası bulunuyor.

Postojna / Postojna Mağaraları

Postojna Mağaraları adını bulundukları en yakın yerleşim birimi olan Slovenya’nın güneyindeki Postojna kasabasından almaktadır. 24,12 kilometre uzunluğa sahip olan dev mağaralar ülkenin en uzun ikinci mağaralar sistemidir. Pivka Nehri’nin oluşturduğu bu karstik oluşumlu mağaralar, Slovenya’nın turistik yerlerindendir. 1818 yılında keşfedilen mağaralar 2. Dünya Savaşı yıllarında Alman işgal güçleri tarafından yakıt ambarı olarak kullanıldı. Daha sonra burada çıkan yangında mağaralar ağır şekilde tahribata uğradı. Şu anda mağaraların yaklaşık 5 kilometrelik bölümü turizme açıktır.

Â

Koper / Skocjan Mağaraları

Skocjan Mağaraları yeryüzünün en önemli doğal hazinelerinden biri olarak kabul görmektedir. 1986 yılından bu yana UNESCO’nun Dünya Doğal ve Kültürel Mirasları Listesi’nde yer almayı başaran mağaralar, 1991 yılında koruma altına alınmıştır. Mağaraların uzunluğu tam 6200 metre olup 300 metre kalınlığındaki kalker tabakalardan meydana gelmektedir. Karstik oluşumlu mağaranın alt katmanlarında su birikintileri, çöküntüler vb. bulunuyor.