GeriSeyahat Buralarda kola şişesi, meyve, sebze ya da araba şeklinde tabut yapıyorlar
MENÜ
  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Hürriyet Twitter
    • Yazdır
    • A
      Yazı Tipi
Buralarda kola şişesi, meyve, sebze ya da araba şeklinde tabut yapıyorlar

Buralarda kola şişesi, meyve, sebze ya da araba şeklinde tabut yapıyorlar

Ömür Altunçizme (54), kendini erken emekli etmiş bir mali müşavir. Bundan iki sene önce ölümle burun buruna geldiği bir olaydan sonra bırakmış işi gücü. "Bu hayatta görebildiğim her yeni yer yanıma k r" diyerek yollara vurmuş kendini. Şimdilerde Fethiye’ye yerleşme planları yapıyor. Ömür Altunçizme, Hürriyet Seyahat için Afrika kıtasındaki Benin, Gana ve Togo’yu anlattı.

O kadar çok ülke varken neden bu üçü diye sorduğumda ise şöyle açıkladı: "Bu geziyi bir gazete ilanında gördüm. Aslında safariye gitmek istiyordum ama buraları da hayatta bir daha göremem dedim, gittim..."

Safariye gidemediniz ama buralarda gördüğünüz insanlar her şeye değdi galiba...

- Öyle oldu gerçekten. Buralarda yaşayanlar çok farklı. Sefalet var ama mutsuz değiller. Hepsi kendince bakımlı. Ayakkabısı yok ama üzerinde rengarenk elbise var mesela. Etraf birbirinden güzel çocuk dolu. Kadınları ilk bakışta sert ve asık suratlı gibi duruyor ama aslında çok sempatikler ve çok güzeller.

Buradan kalktınız, Gana’nın başkenti Accra’ya indiniz. İlk sözleriniz neler oldu?

- Çok şaşırmadım valla. Ne göreceğimi aşağı yukarı biliyordum. İlk gördüklerimiz, havaalanından otele giderken sıralanmış kulübelerdi. Belli mesafelerde işlevleri değişiyordu. İlk gördüklerimiz otomobil parçası satıyordu, sonra berbere dönüştüler. Bu halklar saçlarına çok meraklı zaten. Eğer bir şaşırma söz konusu ise bizi otobüsle yanından geçerken görenler daha çok şaşırdı. Ya da hayatında dijital fotoğraf makinesi görmemiş insanlar... Accra’daki ilk günümüzde onların market dediği ve lüks kabul edilen pazarların birine gittik. Daha evvel görmeye alışık olmadığımız kadar çok kapkara insan bir anda üzerimize üşüşünce tedirgin olduk.

Accra’da neler gördünüz başka?

- Osu Kalesi, Özgürlük ve Bağımsızlık Meydanı ve şehrin ilk hapishanesi olan James Kalesi ve fener. Esas heyecan ertesi gündü. Accra’nın biraz dışında çok enteresan yerler var. Bir yerden geçtik; adamlar kola şişesi veya meyve, sebze, araba şeklinde tabut yapıyorlar. O gün sahil yolundan giderek Kpong’a vardık. Balık pazarını gezdikten sonra
/images/100/0x0/55eb520ef018fbb8f8b9b1c4
kendimizi Volta Nehri’ne attık.

CANGIL VE ASMA KÖPRÜ

Seyahatin en adrenalinli bölümü burası galiba.

- Evet. Volta Nehri çok güzel, bir de gölü var. Nehirde gondola benzeyen kayıklarla dolaşıyorlar. Gölü 1965’te bitmiş, dünyanın en büyük suni gölü. Nehrin etrafı tam bir cangıl. Orman içinde asma köprüler var. Altı tane asma köprüden geçtik korka korka. İncecik, ortasında minicik bir tahta var yürümek için. O kadar sallanıyor ki, öndeki kişi ortaya varmadan öbürü çıkmasın deniyor.

Sağ salim geçtiniz köprülerden. Sonra nereye gittiniz?

- Yine aynı gün Krobo Dağı’nın eteklerindeki boncuk pazarına gittik, sonra Accra’ya döndük. Ertesi gün yine doğadaydık. Sabah şehirdeki W.E.B. Dubois Merkezi’ni, Kwame Nkrumal Mozolesi’ni ve Ghana Ulusal Müzesi’ni gördükten sonra dört saatlik bir yolculukla Gana’nın en büyük milli parkı olan Kakum’a gittik. Devasa yağmur ormanlarında yürüyüş yaptık. Onlarca farklı ağacın yanı sıra 400’ün üzerinde kuş, 40 civarı büyük hayvan varmış. Varmış diyorum, çünkü biz sadece kelebek falan görebildik! Aynı gün Hans Botel’de bir mola daha verip, orada olması gereken başka vahşi hayvanları izleyemedik.

Elmina kasabasında ne var?

- Elmina küçük bir yer ama UNESCO’nun korumaya aldığı Cape Coast Kalesi ve 1482’de Portekizlilerin yaptığı Elmina Kalesi var orada. Kale, ülkenin ilk köle hapishanesiymiş. Koloniyal bir yapı. Elmina’da ağırlıklı olarak köleliğe yönelik şeyler görüyorsunuz zaten. Köle rotası dedikleri Asin Manso ve kölelerin yurtdışına yollanmadan önce son banyolarını yaptığı Donko Nsuo’yu da gördük.

Benin’de neler gördünüz?

- Benin’in başkenti Porto Novo’ya 16. yüzyılda Portekizli tüccarlar yerleşmiş. Şehir turunda Etnografya Müzesi’ni ve Ajasse Kralı’nın yaptırdığı sarayı gördük. Başka bir şehir olan Cotonou’de Almanların yaptırdığı dev bir katedral var: Notre Dame. Benin’de de köleliğe dair anıtlar var tabii. Beninlilerin, Afrika’yı terk etmek zorunda kalan ataları için yaptığı Dönüş Yok anıtını gördük mesela.

AFRİKA’NIN VENEDİK’İ

Şehirlerin dışında, küçük yerlerde dolaştınız mı?

- Evet. Ganvie Köyü’ne Afrika’nın Venedik’i diyorlar. 25 bin nüfuslu bir yer, evler göl kıyısına kazıklar üzerinde yapılmış. Orada gondollarla gezdik. Benin’de gördüğümüz bir başka enteresan yer de Dabtokpa Çarşısı’ydı. Batı Afrika’nın en büyük pazarlarından biri; değerli taşlar, kumaşlar ve hasırdan yapılmış ürünler satılıyor.

Afrika ritüelleri veya yerel törenleri izleyebildiniz mi?

- Benin’deki son günümüzde Voodo kültürünün beşiği denen Qidah’a gittik. Orada gizli orman ve bereketli getirdiğine inanılan Pitonlar Tapınağı’nı gördük. Birçok yılanla birlikte tabii! Orada Voodo ayini görebilirsiniz dediler ama biz rastlamadık.

Oteller nasıldı peki?

- Hiç göreceğimi ummuyordum ama bayağı lüks oteller yapmışlar. Biz genelde 3-4 yıldızlılarda kaldık. Servis hepsinde kötü, hatta yok ama insanları çok sempatik, çok iyi niyetli. Odada ampul yok diyorsunuz, gidip yan odadakini alıyor.

Bu geziden sonra hayatınızda ne değişti?

- Önce, çocukluğumdan beri merak ettiğim Afrika’nın bir kısmını gördüm. Sonra, her gün, her saat halimize şükrettim. Kölelikten gelen, ekonomik olarak belini doğrultamamış ülkeler bunlar. Modern ülkeleri gezmekten sıkıldım artık. Bu coğrafyalar, buradaki kültürler beni çok daha fazla heyecanlandırıyor.

BÜYÜCÜLERİN ÜLKESİ TOGO

Gana’dan Benin’e geçerken, Togo’da üç dört saat geçirdik. Başkent Lomo’da Fetiş Çarşısı’nı gezdik gitmişken. Fetiş Çarşısı, aslında büyücü pazarı. Her tür büyüye uygun malzeme var. At başından kartala, elle yontulmuş üzeri çivili vodoo bebeklerine kadar... Fotoğraf çekmemize izin vermediler, ben de gizlice çektim. Gana halkı diğer iki ülkeye kıyasla daha fakir ama daha sempatik. Beyazlara ve turistlere sempatiyle yaklaşıyorlar. Ama Benin öyle değildi. Sanırım oranın halkı beyazlardan çok kötü muamele gördüğü için nefretle bakıyor beyazlara. Şehirlerdeki hayat modern sayılır ama şehirlerden uzaklaştığınız anda kabile hayatı başlıyor.

En sevdiği 5 yer

Volta Nehri (Gana) Algonquin Milli Parkı ve Niagara Şelalesi (Kanada) Nil Nehri (Mısır)

Kiev (Rusya) Kayaköy (Fethiye)

seyahatte ne okuyor

Yurtdışında rehber kitap, yurtiçi seyahatlerinde tarihi romanlar okuyor.

ne dinliyor

Seyahatte müzik dinlemiyor.

ne giyiyor

Spor, rahat ve gittiği yere uygun giyiniyor.

ne yiyor, ne içiyor

Sağlığını tehdit etmeyen her şeyi deniyor.

neyle seyahat ediyor

Varsa tren, yoksa karayolu ile.

nerede kalıyor

Lüks otellerden hoşlanmıyor, butik otellerde kalıyor.

kimle seyahat ediyor

En çok tek başına olmayı seviyor, kafasına uyanlarla da yola çıkıyor. Her yeri görmek istediği için yanındaki tarafından kısıtlanmayı sevmiyor.

çantasının olmazsa olmazları

Diş fırçası, fotoğraf makineleri, birkaç ilaç.
False