Paylaş
İki gün önce, yani 25 Kasım 2024, “Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü” (International Day For The Elimination of Violence Against Women) idi. Bu özel gün, 1999 yılında, toplumda kadına yönelik şiddete karşı farkındalık oluşturmak amacıyla Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu Kararı ile ilan edildi. Ben, yine, konu ile ilgili yazımı biraz gecikerek yazıyorum. Ama, inanıyorum ki; aslında her gün kadına şiddetle mücadele etmemiz gereken bir dönemden geçiyoruz.
Kadına yönelik şiddet, “BM Kadınlara Karşı Ayrımcılığın Önlenmesi Komitesi” tarafından; “Kadına, kadın olduğu için yöneltilen veya orantısız biçimde kadınları etkileyen şiddet” olarak tanımlanıyor. Söz konusu Komite tarafından; cinsiyete dayalı şiddetin, ‘kadınların erkeklerle eşit olarak hak ve özgürlüklerini kullanmalarını ciddi şekilde engelleyen ayrımcılık biçimi’ olduğu ifade ediliyor.
Kadına yönelik şiddet, her nerede meydana gelirse gelsin; kadınların fiziksel, ruhsal, sosyal, cinsel ve ekonomik açıdan zarar görmelerine ve onurlarının zedelenmesine yol açıyor. Ayrıca bu konu, pek çok zaman; yaşam hakkı, özgürlük ve güvenlik hakkı, fiziksel ve duygusal bütünlük hakkı gibi temel insan haklarının ihlâl edilmesine yol açan bir insan hakları meselesi olarak da karşımıza çıkabiliyor.
Kadına yönelik şiddet, toplum açısından yıkıcı etkisi bulunan küresel bir olgu. BM Kadınlara Karşı Ayrımcılığın Önlenmesi Komitesi’nin verileri; küresel ölçekte her üç kadından birinin, genellikle yakın partnerleri tarafından, fiziksel veya cinsel şiddete maruz kaldığını gösteriyor.
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu verilerine göre; Ekim ayında ülkemizde 48 kadın cinayeti işlendi, 23 kadın şüpheli bir şekilde ölü bulundu. %47’si evli olan bu kadınların %17’si bekârdı, %40’ının medeni durumu ise tespit edilemedi. Yaşam hakları ellerinden alınan bu kadınların; %35’i 36-65, %23’ü 25-35, %13’ü 19-24, %2’si 15-18, %8’ de 0-11 yaş aralığındaydı. Öldürülen kadınların %6’sı 65 yaşından daha büyüktü, %13’nün ise yaşları tespit edilemedi. Ekim 2024’te öldürülen kadınların % 40’ı evli oldukları erkek tarafından katledildi
Öldürülen 48 kadından 10’u boşanmak istediği ya da evlenmeyi, ilişkiyi, barışmayı reddettiği yani kendi hayatına dair karar almak istediği için; 3’ü ekonomik bahanelerle; 3’ü katilinin oğlunun intiharına sebep olduğunu düşünmesi yüzünden, 1’i de katili evli olduğu kadına hakaret ettiğini düşündüğü için katledildi. 48 kadından 31’inin ise hangi bahanelerle öldürüldüğü tespit edilemedi.
Ekim ayında yaşamı sona erdirilen 48 kadından 19’u evli olduğu, 3’ü eskiden evli olduğu erkek; 6’sı tanıdığı biri; 5’i birlikte olduğu, 3’ü eskiden birlikte olduğu erkek; 4’ü akrabası; 3’ü babası; 2’si kardeşi; 2’si oğlu tarafından öldürüldü. 1 kadının ise katiliyle yakınlığı tespit edilemedi.
Yine geçen ay hayattan kopartılan kadınların 26’sı evinde, 9’u kamusal alanlarda, 7’si sokakta, 2’si suda ya da su kenarında, 1’i ıssız bir yerde, 1’i eğlence mekânında, 1’i çay ocağında öldürüldü. Bir kadının öldürüldüğü yer ise tespit edilemedi. Ekim 2024’te öldürülen kadınların % 54’ü evlerinde katledildi.
Yine Ekim ayında öldürülen kadınların 33’ü ateşli silahlarla, 12’si kesici aletlerle, 1’i darp edilerek, 1’i boğularak, 1’i araba ile ezilerek hayattan koparıldı. Bu ay öldürülen kadınların %69’u ateşli silah ile katledildi.
Yaşları, memleketleri, eğitim durumları, medeni durumları fark etmeksizin; Ekim ayında 31 günde, en az 48 kadın erkekler tarafından öldürüldü. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu yetkilileri, Ekim 2024’te 48 kadın cinayeti sayısıyla, şu ana kadar bir ayda gerçekleşen en yüksek kadın cinayeti sayısını kaydettiklerini söylüyorlar. Çocuklar ve kadınların cinsel şiddet tehdidi altında yaşamaya devam ettiklerini ifade eden aynı yetkililerce aşağıdaki bilgiler veriliyor:
Platform’ dan alınan Ekim Ayı dava gelişmelerine gelecek olursak;
Yine Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’ ndan alınan bilgilere göre; intihar, kaza veya doğal ölüm gibi gösterilen şüpheli kadın ölümleri sayısında, pandemi süreciyle birlikte çok ciddi bir artış yaşanıyor. Şüpheli kadın ölümlerinin çözümü, ne yazık ki, kadın cinayetlerinden daha da zorlu olabiliyor. Kadınların öldürülüp öldürülmedikleri, gerçekten kaza ile mi öldükleri; kadınların toplumsal cinsiyet temelli öldürülüp öldürülmedikleri (kadın cinayeti olup olmadığı); intihar edip etmedikleri veya intihara sürüklenip sürüklenmediklerinin açığa çıkarılması büyük önem taşıyor. Örneğin;
Kadınların kim tarafından ve neden öldürüldükleri tespit edilmedikçe; şüpheliler, sanıklar ve katiller caydırıcı cezalar almadıkça; önleyici tedbirler uygulanmadıkça; şiddet, boyut değiştirerek devam etmeyi sürdürüyor.
Ancak, sevinerek söylüyorum ki; son zamanlarda, kadın cinayetleri ile ilgili olarak hak ettiği cezayı alan faillerin sayısının giderek arttığını görüyorum. Bu da bana cinayetlerin azalmaya başlayabileceğine dair umut veriyor…
Engellerimizi hissettirmeyecek engelsiz bir yaşam dileği ile…
Not: Ekim 2024’te öldürülen kadınların isimlerini ve kısa hikayelerini Sizler’le bir sonraki yazımda paylaşacağım.
Paylaş