Ersin KALKAN
Son Güncelleme:
Burada televizyon, klima, araba yok Sadece kuşların ve rüzgarın sesi var İLYASTEPE
Şirince’deki Nişanyan Evleri’ni artık duymayan kalmadı. "Türkiye’nin En Güzel Küçük Otelleri" kitabının yazarları Sevan ve Müjde Nişanyan’ın oteli, beş odalı bir köşkle dört bağımsız köy evinden oluşuyor. Nişanyan çifti bu evleri ihya edip turizme kazandırmak için çok çabaladılar. Bazı anlar geldi ki analarından emdikleri süt burunlarından geldi. Ama pes etmediler ve Türkiye’de alternatif turizmin öncüsü oldular. Nişanyanlar, şimdi bu köyün en tepesinde, yürüme mesafesiyle beş dakika uzaklıkta bir alanı da satın aldılar. İlyastepe adı verilen arazide, tipik Şirince binalarından beş ev var.
Şirince 1924 öncesinde bir Rum köyü. Eski adı Çirkince. Doğu Roma İmparatorluğu döneminde bir yerleşim alanı olduğu tahmin edilen Şirince köyünde, bazı yapı kalıntıları ortaya çıkarılmış. Kule kalıntısı, su kemerleri ve 11. yüzyıldan beri varolduğu sanılan manastır, kilise yapıları, Şirince’de günümüze kadar kalan arkeolojik ve tarihi kaynaklar. Selçuk ilçe merkezine 8 km. uzaklıktaki Şirince köyü, 19. yüzyılda bir Osmanlı yerleşimi olarak vadi yamaçlarında gelişmiş. Arazi yapısıyla uyumlu kentsel dokuda, doğal çevreyle bütünleşmiş yaklaşık 200 ev günümüze kadar korunabilmiş.
Nişanyan çifti, bu köye geldiğinde turistleri ağırlayacak hemen hemen tek bir ev bile yoktu. Onlar da aslında burada bir köy evi alıp belli mevsimlerde kalmayı planlamışlar. Ama zaman içinde birkaç ev daha alarak turizme yönelmişler. Hem çökmekte olan tarihi yapıları kurtarmış hem de alternatif turizmin yolunu açmışlar. 400 rakımlı olan bu köy doğal klimasından dolayı yazın en sıcak zamanlarında bile barını rüzgarlara veriyor. Vadilerin, çayırların, çam, zeytin ve ladin ağaçlarıyla çevrilmiş olduğundan envai çeşit kokular içinde yaşayıp gidiyor.
BEŞ YENİ ŞİRİNCE EVİ
Nişanyanlar, birkaç yıl önce bu köyün en tepesinde, yürüme mesafesiyle beş dakika uzaklıkta bir alanı da satın aldılar. İlyastepe adı verilen arazide, tipik Şirince binalarından beş ev var. Evler, köy meydanı gibi bir alana açılıyor. Mübadele öncesinde burada İlyas peygambere adanmış olan bir kilise varmış. Şu anda kiliseden geriye sadece temel kalıntıları kalmış.
Evler yine Nişanyan tarzı. Temel konfor dışında klasik konaklama tesisinin konforunu arayanlar burada bulamaz. 60 santimlik taş duvarlar, evlerin kışın sıcak, yazın serin kalmasını sağlıyor. Her evde bir ocak ve bir odun sobası var. Serin gecelerde ısınmak için yapılmış. Bol sıcak su var ama suyu kendiniz ısıtacaksınız. Her banyoda odun termosifonu bulunuyor. Yıkanmak istiyorsanız verandada dizilmiş odunlardan bir kucak alıp termosifonun kazanına atıyor, kibriti çakıyor ve 15 dakika bekliyorsunuz. Odun ateşinin dumanı evi sarıyor, kor haline gelen ahşabın çıtırtılarını duyuyorsunuz.
ARABA YOLU YOK
Radyo, televizyon, klima gibi ses çıkaran tek bir cihaz yok. Kuşların cıvıltısını, rüzgarın esintisini duymak isteyenler için ideal. Evin suyu dağdan geliyor. Bacak kalınlığında buz gibi bir kaynaktan. Antik Efes kentine su sağlayan kaynaklardan birinden filtresiz, klorsuz su içmenin keyfini yaşıyorsunuz. Sabahları Nişanyan Evleri’ne has, yöreden elde edilen ballı, kaymaklı, tereyağlı kahvaltıyla güne başlıyorsunuz.
İsteyen kendi yemeğini yapsın diye evlerde mutfak da var. Ama hayır ben buraya yemek yapmaya gelmedim diyorsanız beş dakika yürüyüp Nişanyan Evleri’nin lokantasında karnınızı doyurabilirsiniz. Yürürsünüz diyorum çünkü yürümek zorundasınız. Köyden araziye araba yolu yok. Nişanyanlar özellikle yol açmamışlar. Aracınızı aşağıda bırakıp tabanvaya binerek dört-beş dakikada İlyastepe’ye varıyorsunuz. Yani köyde motor gürültüsü de yok.
İlyastepe’de bir de tipik bir Roma havuzunu andıran 50 metrekare büyüklüğünde bir yüzme havuzu yapmışlar. Beyaz mermerden inşa edilen havuz önümüzdeki hafta açılıyor. Efes’e su veren kaynaktan gelen suyun içinde, sessiz doğanın tam orta yerinde yüzmek kadar güzel ne olabilir ki. Sevan Bey’e, diğer evlerle İlyastepe arasındaki farkı sorduk. İşte cevabı: "Daha sade bir düzlemde mükemmelliği yakalamaya çalıştık... Burası eğlenmek için değil, insanın kendisiyle yüzleşmesi için geleceği bir yer."
Nişanyan çifti, bu köye geldiğinde turistleri ağırlayacak hemen hemen tek bir ev bile yoktu. Onlar da aslında burada bir köy evi alıp belli mevsimlerde kalmayı planlamışlar. Ama zaman içinde birkaç ev daha alarak turizme yönelmişler. Hem çökmekte olan tarihi yapıları kurtarmış hem de alternatif turizmin yolunu açmışlar. 400 rakımlı olan bu köy doğal klimasından dolayı yazın en sıcak zamanlarında bile barını rüzgarlara veriyor. Vadilerin, çayırların, çam, zeytin ve ladin ağaçlarıyla çevrilmiş olduğundan envai çeşit kokular içinde yaşayıp gidiyor.
BEŞ YENİ ŞİRİNCE EVİ
Nişanyanlar, birkaç yıl önce bu köyün en tepesinde, yürüme mesafesiyle beş dakika uzaklıkta bir alanı da satın aldılar. İlyastepe adı verilen arazide, tipik Şirince binalarından beş ev var. Evler, köy meydanı gibi bir alana açılıyor. Mübadele öncesinde burada İlyas peygambere adanmış olan bir kilise varmış. Şu anda kiliseden geriye sadece temel kalıntıları kalmış.
Evler yine Nişanyan tarzı. Temel konfor dışında klasik konaklama tesisinin konforunu arayanlar burada bulamaz. 60 santimlik taş duvarlar, evlerin kışın sıcak, yazın serin kalmasını sağlıyor. Her evde bir ocak ve bir odun sobası var. Serin gecelerde ısınmak için yapılmış. Bol sıcak su var ama suyu kendiniz ısıtacaksınız. Her banyoda odun termosifonu bulunuyor. Yıkanmak istiyorsanız verandada dizilmiş odunlardan bir kucak alıp termosifonun kazanına atıyor, kibriti çakıyor ve 15 dakika bekliyorsunuz. Odun ateşinin dumanı evi sarıyor, kor haline gelen ahşabın çıtırtılarını duyuyorsunuz.
ARABA YOLU YOK
Radyo, televizyon, klima gibi ses çıkaran tek bir cihaz yok. Kuşların cıvıltısını, rüzgarın esintisini duymak isteyenler için ideal. Evin suyu dağdan geliyor. Bacak kalınlığında buz gibi bir kaynaktan. Antik Efes kentine su sağlayan kaynaklardan birinden filtresiz, klorsuz su içmenin keyfini yaşıyorsunuz. Sabahları Nişanyan Evleri’ne has, yöreden elde edilen ballı, kaymaklı, tereyağlı kahvaltıyla güne başlıyorsunuz.
İsteyen kendi yemeğini yapsın diye evlerde mutfak da var. Ama hayır ben buraya yemek yapmaya gelmedim diyorsanız beş dakika yürüyüp Nişanyan Evleri’nin lokantasında karnınızı doyurabilirsiniz. Yürürsünüz diyorum çünkü yürümek zorundasınız. Köyden araziye araba yolu yok. Nişanyanlar özellikle yol açmamışlar. Aracınızı aşağıda bırakıp tabanvaya binerek dört-beş dakikada İlyastepe’ye varıyorsunuz. Yani köyde motor gürültüsü de yok.
İlyastepe’de bir de tipik bir Roma havuzunu andıran 50 metrekare büyüklüğünde bir yüzme havuzu yapmışlar. Beyaz mermerden inşa edilen havuz önümüzdeki hafta açılıyor. Efes’e su veren kaynaktan gelen suyun içinde, sessiz doğanın tam orta yerinde yüzmek kadar güzel ne olabilir ki. Sevan Bey’e, diğer evlerle İlyastepe arasındaki farkı sorduk. İşte cevabı: "Daha sade bir düzlemde mükemmelliği yakalamaya çalıştık... Burası eğlenmek için değil, insanın kendisiyle yüzleşmesi için geleceği bir yer."