Son Güncelleme:
Bulutlar ayaklarınızın altında okyanus başınızın üstünde
Alpler’den baÅŸlayıp Himalayalar’da biten daÄŸ sisteminin küçük kardeÅŸlerinden NiÄŸde Demirkazık Zirvesi alternatif tatil arayanları mıknatıs gibi çeken AladaÄŸlar’ın en yüksek noktası. Kamp yeriyle olan 1800 metrelik yükseklik farkı ve son 400 metresindeki ters külah biçimli kaya yapısıyla kendini kolay teslim etmeyen 3756 metrelik bu güzel, baÅŸarabilenleri tam anlamıyla bulutların üstüne taşıyor.Türkiye’de daÄŸcıların mabedi haline gelen AladaÄŸlar Milli Parkı, NiÄŸde, Kayseri ve Adana arasında 54 bin 524 hektarlık alanı kapsıyor. Bölge her yıl klasik tatil anlayışından sıkılan, yüzlerce yerli yabancı turist ve daÄŸcıyı ağırlıyor. Parkın en yüksek noktası Demirkazık Zirvesi ise NiÄŸde ÅŸehir merkezinin 40 kilometre kadar güneydoÄŸusunda, Çamardı Ä°lçesi sınırlarında yer alıyor. Bazı kaynaklara göre Demirkazık adı, batan güneÅŸ altında kıpkırmızı parladığı için, kızgın demir anlamına gelen Demirkızık’tan geliyor. EÄŸer akÅŸamüstü giderseniz gerçeklik payını görüyorsunuz.Bu güzelliÄŸe haftasonu tatilinizde bile ulaÅŸabilirsiniz ama bazı dikenlere katlanmanız gerekiyor. Biz de arkadaşım Sönmez Erkaya’yla, iki günlük haftasonu iznimizde hem AladaÄŸlar’ı görüp hem de zirve yapmak için yola çıktık. Bunun için de bizim gibi çoÄŸu iÅŸ güç sahibi, orta yaÅŸ bunalımıyla tanışmasına raÄŸmen içindeki maceracı çocuÄŸu öldürmemekte kararlı Zirve DaÄŸcılık Kulübü üyelerine katıldık. Siz de daÄŸları sadece fotoÄŸraflardan tanıyorsanız, bilen birilerine katılmanız daha doÄŸru.AKINTIYA KARÅžI TIRMANMAKNiÄŸde otoÄŸarından Demirkazık köyüne araç kalkıyor. Köyden 1.950 metredeki Sokullupınar kamp alanına yürüyüş bir saat kadar sürüyor. Biz de bir cumartesi sabahı bu yürüyüşle, maceramıza baÅŸladık. Saat 12.30’da çadırlar kurulmuÅŸ, yemek kokuları çevreye yayılmaya baÅŸlamıştı. Sokullupınar kamp alanı, AladaÄŸlar Mili Parkı’nın iÅŸletmesini alan Sobek Travel tarafından düzenlenmiÅŸ. Kıl çadırlar, tuvalet ve duÅŸlar yapılmış. Kendi çadırınızda da kalabilirsiniz, onların çadırlarında da. Tabii belli bir ücret karşılığı.Birkaç saatlik uykudan sonra gece 01.00’de rehberimiz Hakan Koyuncu’nun arkasında 27 kiÅŸi zirve yoluna düştük. Narpuz Vadisi boyunca tek sıra halindeki yürürken, kafa fenerlerimiz, askeri düzende giden ateÅŸ böceklerini andırıyordu. Bazen karanlık nedeniyle rotayı ÅŸaşırdıysakta kısa süreli gecikmelerin ardından tekrar yolumuzu bulduk. Gece karanlığı, boÄŸaz boyunca yapılan bazı geçiÅŸlerde, bir adım ötedeki 50-60 metrelik uçurumları gizleyerek faydalı oluyor. Sürekli bir eÄŸim gösteren Narpuz BoÄŸazı’nı geçerken ekipte kopmalar baÅŸladı. Bazı arkadaÅŸlar geri dönerken sabah 04.45’te vadiyi bitirip, bana göre en zor kısım olan Kızıl ÇarÅŸak’ın başına geldik.Kızıl ÇarÅŸak, kayalardaki fiziksel çözülme sonucu dökülen, yumruk büyüklüğünü geçmeyen taÅŸlardan oluÅŸmuÅŸ yaklaşık 60-70 derece eÄŸilimli bir bölüm. Sürekli aÅŸağıya kayan taÅŸlarda tırmanmaya çalışmak, akıntıya karşı yüzmekle aynı. Altı adım atıp iki adım ilerleyebiliyorsunuz. Burada hafif olmak iÅŸe yarıyor. Kızlar kedi gibi tırmanırken, 85 kilo halimle her adımımda geriye kaydım. Durum bir süre sonra sinirlerinizi bozmaya baÅŸlıyor. Bir kameranın çıkıp ‘Şaka yaptık’ demesini bekliyorsunuz. ÇarÅŸak, insanı çarÅŸaf, çarliston biber ve Charlie Chaplin’e bile düşman edebilir. Ama inadım sayesinde 2.5 saatte bitirmeyi baÅŸardım.BULUTLARIN ÃœSTÃœNDEBu bölümün sonunda ise tırmanışın son bölümünü oluÅŸturan 400 metrelik, bazı yerlerde 70-80 dereceye varan eÄŸimiyle külah denilen kaya bloku baÅŸlıyor. Ruhunun yarısını ÇarÅŸak’ta bırakmış tırmanıcıların güç toplaması için ideal bir yer. GüneÅŸin ilk ışıkları ve çevredeki manzara kendinize gelmenize yardımcı oluyor. 700-800 metre kadar aÅŸağıda görünen Dipsiz Göl, balıklama dalma hissi uyandırsa da bu çaÄŸrıya uymayın. Bir ÅŸeyler atıştırıp dinlendikten sonra hiç bitmeyecekmiÅŸ gibi görünen tırmanışın son etabına girin. Kah iki, kah dört ayak üzerinde tırmanarak saat 09.00’da, 27 kiÅŸi baÅŸladığımız zirve macerasını 15 kiÅŸi olarak bitirdik. 3756 metrede nesneler yer deÄŸiÅŸtiriyor. Bulutlar ayaklarınızın altına inerken, okyanusun rengi başınızın üzerinde kalıyor. Tabii bunun, yükseldikçe atmosferin incelmesi gibi bir bilimsel açıklaması var ama biraz romantik olmaktan zarar gelmez. Erciyes biraz ilerinizde bulutların arasından fırlamış duruken, dikkatli baksanız BoÄŸaz Köprüsü’nü görecekmiÅŸ gibi oluyorsunuz. Herkes birbirine sarılıp tebrik ettikten sonra 30 dakika boyunca zirvenin tadını çıkardık. Zirve defterini imzaladık, fotoÄŸraflar çektik. Dostlara ‘baÅŸardık’ mesajları atılıp sigara tellendirilirken, Zirve DaÄŸcılık Kulübü Ä°stanbul Åžube’sinin otoriter BaÅŸkanı OÄŸuz Kaan Åženol’un sesi duyuldu: ‘Hemen gevÅŸemeyin. Toplanın bakalım aÅŸağıya iniyoruz!’Gerçekten de dönüşe geçtik diye gevÅŸemeyin, daÄŸ kazalarının yüzde 80’i iniÅŸte oluyor. Külahtan inerken dik olan yerlerde, sabit sikkeler kullanılarak ip açılıyor. 15 kiÅŸilik ekibin iniÅŸi oldukça uzun sürse de güvenlik her ÅŸeyden önemli. ÇarÅŸak bu sefer, sanki az önce canınıza okuyan deÄŸil; küçük taÅŸlardan kendinizi salıverince, 2.5 saatte aldığınız mesafe 15 dakikada bitiyor. Sanırım gerçekten birileri ÅŸaka yapıyor. Bizse Türkiye’deki en zorlu tırmanışlardan birini yapıp, kimsenin burnu bile kanamadan dönmenin haklı gururunu yaşıyoruz. Â