Bu renkleri şimdi kaçırırsanız bir yıl daha beklersiniz
Kastamonu ve Küre Dağları, yılın farklı dönemlerinde farklı güzellikler sunuyor. Mayıs sonunda endemik orkideleri görmeye, mantar zamanı mantar toplamaya, baharda uzun doğa yürüyüşlerine, kışın Ilgaz’da karın keyfini çıkarmaya gidebilirsiniz.
Şimdiyse sohbaharın kızıl tonlarıyla buluşma zamanı. Sadece çam değil, yaprak döken ağaç türlerini de barındıran ormanlarında renk cümbüşü var şimdi. Kent merkezi zaten bir açık hava müzesi. Üstelik lezzetli bir yol bu. Kastamonu yöresinin zengin bir mutfak kültürü var. Ecevit çorbasının, soğuk paçanın, pastırmalı ekmeğin, cırık tatlısının ve çekme helvanın tadına bakmak şart. Kısacası Kastamonu, doğaya ve midesine düşkün olanlar için ideal bir kaçamak adresi.
Tarihi, mimarisi ve kimliği ile tam bir Cumhuriyet kenti Kastamonu. Yakın tarihi, Kurtuluş Savaşı ve Atatürk devrimleri ile içiçe geçmiş. Mimarisi, Cumhuriyet sonrası birinci milli mimari akımının açık müzesi gibi. Şehrin dışına doğru 10 dakikalık otomobil yolculuğundan sonra ise kendinizi ülkenin en büyüleyici doğa parçalarından birinin içinde buluyorsunuz. Bu mevsim özellikle önemli, çünkü sonbaharın tüm renklerini yere dökülen yapraklarda ve kızıla bürünmüş ağaç dallarında görebiliyorsunuz. Tüm Küre ve Ilgaz, pastoral bir tabloya dönüşüyor. Bu nedenle iki günlük bir hafta sonu kaçamağı yapacaksanız, gezinizin ilk gününü şehir merkezine, ikinci gününü Küre Dağları’na ve doğa yürüyüşüne ayırabilirsiniz. Özel aracınız yoksa merkezden tüm ilçelere sık sık dolmuş seferleri yapılıyor. Kastamonu geleneksel Türk evi ve yakın dönem Osmanlı mimarisi örneklerinin yoğun olarak bulunduğu ender illerden. Kentsel SİT kapsamına alınmış. Taşköprü, İnebolu, Küre ve Abana’nın eski mahalleleri hayranlık uyandırıyor.
TADILMASI GEREKENLER LİSTESİ
Damak tadına, midenize düşkünseniz Kastamonu gezisi sırasında başınız dönebilir. Tadılması gereken bir dolu şey var. Önce ekşili pilav ile başlayalım. Siyez bulguru, nane, ısırgan, maydanoz, asma yaprağı ve ekşi yoğurttan yapılıyor. Kastamonu merkezdeki Eflanili Konağı’nda denemeniz şiddetle tavsiye edilir. Burada yaprak sarma ve etli ekmeğin de tadına bakabilirsiniz. Etli ekmek demişken, Kastamonu’da 52 çeşit ekmek yapıldığını söylemekte yarar var. Bunların hepsi bildiğimiz anlamda, somun ekmek değil. Etli ekmekte kullanılan lavaşa da ekmek deniyor. Hakiki köy ekmeklerinin tadına bakmak isterseniz, sabah erken saatlerde semt pazarlarına gidin. Köylü kadınlar ev yapımı erişte, ekmek, tarhana getiriyor. Şanslısınız; bu pazarlardan biri cumartesileri merkezde kuruluyor. Pastırmalı ekmek ve tirit de mutlaka tadılmalı. Pastırmanızı Mahkemealtı Çarşısı’ndaki Tabakoğlu’ndan alın. Soğuk paça çorbası için Küre’ye gitmek gerekiyor. Dil ve paçadan yapılan çorba, soğuk servis ediliyor. Aslında evlerde yapılan bu çorbayı içebileceğiniz tek yer Küre’deki Bolkepçe Lokantası. 1984’ten beri hizmette. Soğuk hali gözünüzü korkutursa ısıtılmış isteyebilirsiniz. Ama yöre halkı soğukken daha lezzetli olduğunu söylüyor.Ecevit çorbasını, Ersizlerdere Köyü’ndeki Emin Usta’nın Yeri’nde içmenizi öneriyoruz. Burası otoyol kenarında Şehriban Kanyonu girişinde. Yayla çorbasına çok benziyor ancak üzerinde yağda kızdırılmış nane değil kekik gezdiriliyor. Lezzetli suyu nedeniyle buranın çayı da nefis.
İSTİKLAL YOLU
İnebolu Türk Ocağı binası önünden başlayıp merkeze bağlı Emirler Şekerköy’de sona eren 95 kilometrelik yolun ıslah çalışmaları bundan 3 yıl önce başladı. İnebolu Türk Ocağı Binası genelkurmay Başkanlığı’nın yardımlarıyla restore edildi, İnebolu’ya Hamamcı Kadı Salih Reis’in heykeli dikildi, geriye sadece temelleri kalan Küre’deki Ecevit Han ayağa kaldırıldı, Kastamonu Cumhuriyet Meydanı yeniden düzenlendi, Mimar Vedat Tek Kültür Merkezi açıldı, Halime Çavuş heykeli dikildi. Yani İstiklal Yolu’na çıktığınızda sadece yol yürümüyor, tarihin içinde dolaşıyorsunuz. İstiklal Yolu yürüyüşü için Kastamonu’ya gidip, valilikten bilgi ve yardım alabilirsiniz. Parkurun büyük bölümünde yürüyüş rahat. Ancak İnebolu yakınlarında, İkiçay-Çatalçeşme arasında yer yer 45 dereceye varan uzun rampalar var. Alışık olmayan yürüyüşçüleri zorlayabilir. Deniz seviyesinde başlayan İstiklal Yolu, Çuha doruğunda 1100, Ilgaz’da 2500 metreye kadar çıkıyor. Bazen karayoluyla kesişiyor ama çoğunlukla orman içlerinde ilerliyor. Bazı bölgelerde yolun kenarına 1920’lerde yerleştirilmiş tarihi kilometre taşlarına rastlıyorsunuz.
BUNLARI YAPMADAN DÖNMEYİN
* Arkeoloji ve Etnoğrafya müzeleri ile Kale’yi gezmeden* Hükümet Konağı, Zınbıllı Tepe, Nasrullah Kadı Külliyesi, Yakup Ağa Külliyesi, İsmail Bey Külliyesi, Dokuma Atölyesi ve El Sanatları Atölyesi’ni görmeden* Etli - pastırmalı ekmek, biryan, çekme helvası yemeden* Yöresel dokuma ve yöresel el sanatları ürünlerinden (özellikle ahşap ve bakır işçiliğine dikkat) almadan dönmeyin
TÜRKİYE’NİN İLK ŞAPKA MÜZESİ
Şapka İnkılabı’nın yapıldığı şehirde bir şapka müzesi bulunması doğal tabii. Türkiye’nin ilk şapka müzesi, Kastamonu’da iki yıl önce açıldı. Mimar Vedat Tek Kültür Merkezi’ndeki müzede, Cumhuriyet döneminin farklı yıllarına ait 200’e yakın şapka var. Atatürk’ün ilk istihbarat Şefi Ispartalı Ahmet Hamdi Bey’in fesi, 196O’li yılların Dışişleri Bakanı İhsan Sabri Çağlayangil’in, dönemin başöğretmenlerinden Saadet Berna’nın, Türkiye’ nin ilk kadın Cumhuriyet Savcısı Nebahat Sanyar’ ın şapkaları bunlardan bazıları.
KAHVALTI İÇİN MUTLAKA İZBELİ ÇİFTLİĞİ
Merkez’den otomobille 10 dakika mesafedeki İzbeli Çiftliği, İzbeli Ailesi’ne ait. Osmanlı döneminde tımarlı askerlerin bakımını üstlenmiş ailelerden biri. Kurtuluş Savaşı döneminin Kastamonu için önemli isimleri de bu aileden çıkmış. Çiftliğin muhteşem kahvaltısı dillere destan. Günün her saati kahvaltı için uğrayabilirsiniz. Bakın masanıza neler geliyor: El yapımı kızılcık, alıç, elma, ayva, dağ çileği, erik reçelleri, yine kendi yaptıkları peynir, pekmez, haydari, acı sos, bahçeden toplanan tere ve nane, tereyağı, taze sağılmış süt, köy ekmeği ve sahanda yumurta.
NASIL GİDİLİR
Özel aracınız yoksa Kastamonu’ya gitmek için otobüs kullanmanız gerekiyor. Yerel pek çok turizm şirketi var. istanbul - Kastamonu arası 508 km. ve otobüsle 8 saat sürüyor. Yola ankara’dan çıkacaksanız 245 km. katedeceksiniz. Özel araçla ortalama 3, otobüsle 4 saatlik bir yol.
NEREDE KALINIR
Kastamonu’ya kadar gitmişken, tarihi konaklardan birinde kalmak yerinde olur. Restore edilip turizme açılmış konak oteller var. Toprakçılar Konakları, Uğurlu Konakları ve Osmanlı Sarayı bu tip otellerden.
Önümüzdeki haftasonu nereye? (20-21 Kasım)
istanbul’DAN...
Kastamonu-Safranbolu’ya: 19 Kasım 24.00’te istanbul’dan hareket. 20 Kasım sabah Kastamonu’ya varış. Ilgaz Dağı Milli Parkı, Nasrullah Meydanı, Şerife Bacı Anıtı, Liva Paşa Konağı, Etnoğrafya Müzesi, Münire Medresesi ve el sanatları atölyeleri gezisi. 22 Kasım öğle saatlerinde Safranbolu’ya hareket. Kaymakamlar Evi, Arasta Çarşısı ve konaklar gezisi sonrası 22.00 civarı istanbul’a dönüş. Fiyatı 195 lira (konaklama, ulaşım, kahvaltı, akşam yemeği, rehberlik, Milli Park giriş ücreti) Tel: (212) 249 40 70 www.folklorik.com
Yedigöller Çadır Kampı’na: 20 Kasım 07.00’de otobüsle istanbul’dan hareket. Beş saatlik yolculuk sonrası Yedigöller’e varış, çadır kurma, Milli Park’ta yürüyüş, fotoğraf çekimi, kamp ateşi eşliğinde akşam yemeği, Anıt Ağaç ve Kapankaya gezileri sonrası 21 Kasım’da 20.30 civarı istanbul’a dönüş. Fiyatı 195 lira (ulaşım, rehberlik, çadır konaklaması için ekipmanlar-çadır, uyku tulumu ve mat), Milli Park giriş ücreti, seyahat sigortası, rehberlik) Tel: (212) 243 68 85 www.deepnature.com
Samanlı Dağları’nda safariye: 20 Kasım 07.00’de istanbul’dan hareket. İki saatlik otobüs yolculuğu sonrası Samanlıdağ’a varış. Dere kenarında kahvaltı, akşam ağaç evde konaklama, Aytepe orman içi patikalarında ve yangın yollarında yürüyüş, Aksığın Köyü, Kazandere, Servetiye’de ciple safari. 21 Kasım’da Servetiye üstünden dönüş, 18.00 civar