Borges’in kafesinde
Buenos Aires’in 155 yıllık Cafe Tortoni’sinden kimler geçmedi ki bugüne kadar. Şair Garcia Lorca, tango efsanesi Carlos Gardel, fizikçi Albert Einstein... Uzun yıllar öykücü Jorge Luis Borges’in mekânı olmuştu. Okurumuz Alper Aydoğan gitti, izlenimlerini yazdı.
Güney Amerika’nın Paris’i tabir edilen Buenos Aires’te nefis kafeler bulunuyor. “Şurası Jorge Luis Borges’in kahvesi, burası Federico Garcia Lorca’nın kahvesi” diyorlar. Art nouveau dekorasyonlu Cafe Tortoni, sadece iyi kahvenin değil, kent kültürünün de önemli mekânlarndan biri.
Mayo Caddesi 825 numaradaki kafe kentin ilk ‘confitería’sı. 1858’de Fransız göçmen Jean Touan açmış. Şu anda ülkenin en eski kafesi. Burada içtiğim brendi ve kahvenin ömrüme ömür kattığına bahse girerim. Kafenin bir başka güzelliği de dünyanın meşhur kafelerinin fincan takımlarını sergiledikleri bir küçük müzeleri olması.
ÖĞLEDEN SONRA REZERVASYON GEREK
Tortoni, ‘U city Guides’ tarafından dünyanın en iyi 10 kafesinden biri ilan edilmiş. İlk yıllardaki dekorasyonu, iç mekânı çok güzel korunmuş. Tavandaki ince vitray çalışmaları, tahta masa ve sandalyeler göz doldurmakta. Şehir tarihinin dönüm noktaları duvarlardaki tablolarda resmediliyor. Arka bölümünde ise bir kitaplığı var. Burada domino ve bilardo da oynanabiliyor.
Kafeye akşamüstü rezervasyonsuz girmek neredeyse imkânsız. Uzun kuyruklar oluşuyor. Kapıdaki kalabalığı görünce şaşkına dönüyorsunuz. Şehrin yaşayan tarihini görmek isteyenler zamanına kıyıp bekliyor. İçeriden masa boşaldıkça müşteri kabul ediliyor. En iyisi sabahtan gitmek.
1920’li yıllarda ünlü şair ve yazarlar, sanat ve edebiyatı korumak amacıyla, burada ‘La peña’ olarak isimlendirilen grup toplantıları düzenlemiş.
155 yıldır ayakta duran kafe kimlere ev sahipliği yapmamış ki. Lisandro de la Torre ve Marcelo Torcuato de Alvear gibi politikacılardan tutun da Carlos Gardel, Juan Manuel Fangio gibi popüler idollerden, Albert Einstein, Federico Garcia Lorca, Hillary Clinton, Robert Duvall ve İspanya Kralı Juan Carlos de Borbon gibi ünlüler ve entelektüellere kadar her kesimden kişiler bu kafeye gelmiş. Çok başarılı bir edebiyatçı olmasına rağmen Nobel’i her seferinde ıskalayan Jorge Louis Borges de bu kafeye gelenler arasında. Ünlü isimler kafeyi ikinci evleri haline getirmiş. Kafe içinde ünlülerin duvardaki fotoğraflarıyla geçmişe yolculuk yapıyorsunuz.
ÜÇ EFSANE BİR ARADA
Kafenin girişinde ünlü Arjantinli heykeltıraş Gustavo Fernandez’in balmumu heykelleri göze çarpıyor. Jose Luis Borges, Carlos Gardel ve şair Alfonsina Storni aynı masada oturuyor.
O Borges ki, görme yeteneğini yitirdikçe düş dünyası zenginleşmiş, müthiş kısa öyküler yazmıştı. Carlos Gardel ise tangonun beyefendisiydi. Argodan, erotizmden arındırdığı tangoyu geçen yüzyılın başında Hollywood’a, Avrupa başkentlerine taşımış moda olmasını sağlamıştı. Arjantin sosyetesi bile onun sayesinde tangoya yaklaşımını değiştirmişti. 1938’de, 46 yaşında intihar eden Alfonsina Storni ise kıtanın en önemli modern kadın şairiydi. Anısı Tortoni’de heykelin yanı sıra arkadaki salonda yaşatılıyor. Alfonsina salonunda şiir dinletileri, tango gösterileri, caz konserleri düzenleniyor.
Eğer yeni bir hayata adım atmak istiyorsanız, ayakkabılarınızı giyip burada piste çıkabilirsiniz.
Tortoni’de birbirinden nefis aromalı kahvelerden bir çeşit espresso olan ‘Cortado’yu, ayrıca diğer lezzet abidesi ‘chocolate con churros’u denemenizi tavsiye ederim. Acıktıysanız dünyanın en büyük ama en hafif, ızgara peynir, jambon ve domatesli sandviçi ‘tostado’yu tadabilirsiniz.
Buenos Aires’e yolunuz düşerse Cafe Tortoni’ye mutlaka uğrayın. Bu bohem atmosfere, yaşayan tarihe tanık olun.üney Amerika’nın Paris’i tabir edilen Buenos Aires’te nefis kafeler bulunuyor. “Şurası Jorge Luis Borges’in kahvesi, burası Federico Garcia Lorca’nın kahvesi” diyorlar. Art nouveau dekorasyonlu Cafe Tortoni, sadece iyi kahvenin değil, kent kültürünün de önemli mekânlarndan biri.
Mayo Caddesi 825 numaradaki kafe kentin ilk ‘confitería’sı. 1858’de Fransız göçmen Jean Touan açmış. Şu anda ülkenin en eski kafesi. Burada içtiğim brendi ve kahvenin ömrüme ömür kattığına bahse girerim. Kafenin bir başka güzelliği de dünyanın meşhur kafelerinin fincan takımlarını sergiledikleri bir küçük müzeleri olması.