Blue jean’e sanat karıştı
Levi’s yeni yüzyılı yenilikler ve değişen mağazacılık anlayışıyla karşılıyor. Yeni ürün yelpazesinin hitap etmediği kimse kalmamış. Ergonomi, modernizm, otantizm, minimalizm ve dramatik görünüm. Ne isterseniz var. Hatta sanat bile...
Geçtiğimiz yüzyıla damgasını vuran şeylerden biri de kuşkusuz blue jean. Ve blue jean'in duayeni LEVI'S yeni binyıla öyle bir giriş yapıyor ki, adına da, tarihine de yakışıyor. Yeniliklerden en göze çarpanı ‘‘üçüncü’’ boyut. Ve sanat: Levi's sanatçılara da tuval oluyor. Bir jean'in heyecan verici olacağını hiç düşünemezdim.
Benim yaşlarımda olanlar bilirler. Bir Levi's alabilmek için gün sayılır, yol tepilir, huşu içinde adrese gidilir ve mutlu mutlu dönülürdü. 1960'lar. En belirgin adresse Tophane Salıpazarı'ydı. Giydiğimizde, şaka değil, başımız göğe ererdi!
Yıllar geçti blue jean'in kült ismi yine meraklılarının başını göğe erdirmeyi sürdürdü. Giyim kuşam tarihinde bu denli popüler kalan, zengin yoksul herkese yar olan, sınıf farkını ortadan kaldıran başka bir şey düşünemiyorum. Moda tarihine bakıldığında kalıcılığı olan bir blue jean var. Sosyolojik boyutu olan tek giysiyi sorarsanız, yine blue jean derim.
Yıl 2000. Blue jean'in kült ismi Levi's, bir değil, iki değil birçok köklü değişiklikle çıkıyor.
En iyisi öyküye baştan başlamak.
LONDRA'DA BİR HAFTASONU
Levi's'ın yenilenen imajını görmek için geçtiğimiz haftasonu bir basın gezisi düzenlendi. Ekip havaalanında toplandığında ortamın dinamizmini bozan bir tek ben vardım. Çünkü uçuş fobim vardı. Lobotomili bir tavşan gibiydim. Durgun ve salak. Ama dönüşümüm uzun sürmedi. Uçağa yaslı binip şen indim. Londra'ya vardığımızda bu güzel ve dinamik kentin bütün görüntüleri, alt yazı gibi gözlerimizde hızla kayıyordu. Herşeyin pırıl pırıl olduğu, tek bir tozlu arabanın olmadığı bu kent hayranlık uyandırıyordu.
Carnaby Street'te Levi's bürosuna gittiğimizde anlatılanları uygulamalı bir ders gibi dinledik. Modeller görüldü, hatta giyilip sergilendi. Ve görüldü ki, Levi's'ın ürün yelpazesi öyle genişlemiş ki hitap etmediği tek bir müşteri profili kalmamış. (Biri hariç, sokağa çıplak çıkmamak için ayağına bulduğunu geçirenler...)
Levi's'a ilhak edenler arasında minimalizm, dramatik unsurlar, nostalji (antika reprodüksiyonu), son beş yılın yükselen trendi parlaklık, otantizm, ergonomi ve sanat var. Klasik olanı da modern olanı da bulabiliyorsunuz.
JEAN'DE ÜÇÜNCÜ BOYUT
Levi's'ın Engineered Jeans serisi beni çok etkiledi. Gerçekten mühendislik söz konusu: Jean'i askıya asın ve üç boyutu görün, Görünmez birisi giymiş gibi karşınızda salınıyor. Bu tasarım, yalnızca jean'e ergonomi katmakla kalmıyor. İnce hesaplarla tasarlanmış dikiş ve kesim unsurlarıyla bedeni (özellikle popo) güzel gösteriyor. Bildiğimiz klasik jean'de şu değişiklikler yapılmış: Minimalist bir anlayışla yeniden yaratılan jean'in yan dikişleri dize yaklaştıkça öne doğru geliyor. İşte bu, üç boyutluluğu sağlıyor. Arkada belden kalçaya geçişte eğime seksilik katan ince çizgiler var. Paçaların önleri uzun arkaları kısa. Arka cepler tam da el cebe sokulduğunda hissedilmesi gereken yerde: Biraz daha yanda, biraz daha aşağıda. Ön cepler de fonksiyonelliğe göre ayarlanmış. Saat cebi de. Biraz daha büyümüş. Arkadaki etiketin hayaleti duruyor. Minimalist bir yaklaşımla yalnızca sınırları sergileniyor. Kısacası, bu seri modernist, fonksiyonel, ergonomik ve bedeni güzel gösteriyor.
Değişikliklerin ürünle sınırlı kalmadığını gördük. Regent Street'teki Levi's mağazasına girdiğimizde tepeden tırnağa atmosfer, farklılığı ile sizi etkiliyor. Mağaza, gençlerin muhabbet ortamı, müze, sanat galerisi, atölye hepsi birarada.
Mağazada sergilenen ürünlerin bulunduğu askı birimleri tekerlekli, çünkü gerektiğinde gençlerin parti yapabilmesi için yer açılıyor. Bir bölümde yine gençlerin muhabbet edebileceği, bilgisayarla ya da müzik dinleyerek geçirecekleri bir alan var.
Orijinal ürünlerin reprodüksiyonu yanında pahalıya satılan antika ürünler de var. Yıllar, yıllar önce giyilmiş ürünler. Fiyatları da tabii ki ona göre.
VE JEAN'E SANAT KARIŞIYOR
Beni en çok etkileyenlerden biri de alt kattaki atölyeydi. Burada ne mi yapılıyor? Aldığınız jean'i kendi zevkinize göre ‘‘özelleştiriyorsunuz’’. İster lazerprint, ister işlemeyle seçtiğiniz motifler, jean'inize geçiriliyor ve giydiğiniz ürün size özel orijinallik kazanıyor.
Regent Street'teki Levi's mağazasından çıkıp, Carnaby Street'deki Chinch! mağazına gittik. Üç katlı mağaza hani neredeyse sergi salonu havasında. Ünlü sanatçıların eserleri sergileniyor. Ama asıl çarpıcı olan, bu ünlü sanatçılar isterseniz Levi's'ınıza da eserlerini konduruyorlar. Hiç abartmıyorum, gördüğümüz örnekler sergi salonunda sergilenecek nitelikteydi.
Bu mağaza, Levi's'ın adını taşımayan tek mağaza. Burada her Levi's mağazasında bulunmayan Red ve Vintage Clothing gibi özel koleksiyonlar yer alıyor.
Levi's'ın 21. Yüzyıla merhaba dediği ürünleri Beyoğlu'nda 'Consept Store' olan Bubble'da ve bu aydan itibaren Akmerkez Original Levi's Store'da bulabilirsiniz.
İşte yenilikler
Düzgün, ütülü görünüm isteyenlere: Levi's Sta-Prest.
Fonksiyonel, bol ve rahat olmak isteyenlere: Levi's All Duty.
Farklı doku, el işçiliği hissi yaratan özel dikiş tekniği ile farklılık isteyenlere: Levi's Red.
Orijinal ürünlerin reprodüksiyonunu giyecek olanlara: Levi's Vintage Clothing.
Ev rahatlığı ve kullanılmış görünümünde jean isteyenlere: Hme Laundry.
Ve Levi's'ın yeni yüzüyle tanışmak, ergonomi sayesinde bedenlerini daha iyi (ve bence güzel!) hissetmek isteyenlere: Engineered Jeans.
Bu arada söylemeden geçmeyeyim. Elbise, etek, bluz... Trend renkler de var.