Bizans’ın dini merkezi bugünün görülecek kasabası

Yamaç tepelerinde küçücük evler Trilye'nin oyuncakları gibi, her şey küçük, zeytin lezzetli, tarih köklü burada. Eski Yunanca'da barbunya balığı anlamına gelen Trilye, Zeytinbağı olarak değişen ismiyle de biliniyor. Etrafı zeytinliklerle çevrilen bir vadinin her iki yamacına kurulmuş. Kuruluşundaki rivayetlere göre, bölgede dağınık olarak yaşayan üç köyün halkı, korsanların saldırılarından korunmak için bir araya gelerek Trilye'yi kurmuşlar. Bugün yöre halkınca zeytin anlamında da kullanılıyor trilye sözcüğü.

Bursa-Mudanya 30 km.

İstanbul-Bursa 236 km.

(feribotla ulaşım seçilmemişse)

Bursa'dan Zeytinbağı'na minibüsle ulaşım var.

Hızlı Feribot

İstanbul-Armutlu-Mudanya hattı

Cuma ve Cumartesi kalkış: Bostancı:17:15, Yenikapı: 17:45. Varış: Armutlu:19:00, Mudanya:19:20

Pazar günü dönüş: Mudanya:17:15, Armutlu: 17:45 Varış: Yenikapı:19:00, Bostancı: 19:20

Mudanya'dan batıya doğru sahil boyunca Mudanya Dağları'nın kuzey yamaçlarından geçerek 10 kilometre sonra Zeytinbağı'na geleceksiniz.

Zeytinbağı Osmanlı öncesinde bir Rum yerleşim bölgesiymiş. Evleri, kiliseleri, sokakları, geçim kaynağını oluşturan zeytinlikleri ve ulu çınarlarıyla koskocaman ve sessiz sakin bir kasaba. Tarihi yapıları yanında Çanaklı Çeşme'si iyi bir havada piknik yapmak için ideal. Marmara Denizi'nin güney kıyılarındaki Zeytinbağı, Mudanya'nın batısına düşüyor. Kasaba, Bizans devrinde önemli bir dini merkezmiş.

Kıyıya kadar uzanan İskele Caddesi boyunca 19. yüzyılda yapılan üç katlı kagir evler resmi binaların arasına sıkışıp, kalmışlar bugün. Caddeye iki yamaçtan da Arnavut taşlı sokaklar iniyor. Kıyıdan uzakta, yaşlı çınarlarla heybeti artan cadde ve kıyıya yakın bölgede eskiden bir Bizans kilisesi olan Fatih Camii kasabanın karakteristik varlıkları. Hagios Stephanos'a adandığı bilinen bu eski kilisenin 8. yüzyılda inşa edildiğine dair bilgiler var. Caminin yanında bir de tarihi hamam bulunuyor. İlgilenenler ayrıca 13. yüzyıldan kalan Kemerli Kilise'yi de görmeli; tavanın yarısı ayakta ve Meryem Ana freskosu korunmuş durumda.

Kasabadaki Çamlık tepesi günübirlik gezilerin bildik durağı, kuşbakışı bir manzara için en iyi yer. Akşam erken oluveriyor, biraz daha dolaşıp açlığınızı Bursa Mudanya arasında dönüş yolunda gidermek isterseniz küçük bir çiftlik havasındaki Köy Lokantası ve Kebapçı İskender'i önerelim. Tandır, et yemekleri, sıcak ve soğuk mezeleri yanında en iyi İskender kebabın yenildiği adres olarak ünlenmişler.

Mudanya’da konaklama

Montania Otel, İstasyon Caddesi, Mudanya, 0224-544 6000. Fransızlar tarafından gümrük binası olarak inşa edilip sonradan Mudanya Tren İstasyonu binası olarak kullanılmış olan bu tarihi yapı hemen deniz kenarında. 150 yılı aşkın zamandır kullanılan bina bugün otel ve lokanta olarak hizmet veriyor. Hem balık hem kebap çeşitleri olan lezzetli bir mutfağı var.

Ferah Otel, Halit Paşa Caddesi, Mudanya, 0224-544 1031.

Koç Otel, Halit Paşa Caddesi, Mudanya, 0224 544 1653.


Troia Savaşı’nın izlendiği tepeden kim bakmak istemez

Edremit-Küçükkuyu: 36 km

Bandırma-Edremit: 152 km

İzmir-Edremit: 181 km

Hızlı Feribot:

Yenikapı Bandırma: Cuma: 18:30;

Cumartesi 08:00

Bandırma Yenikapı: Pazar: 19:30

Kaz Dağı, Tanrıların sığınağı, en az bu nedenle, alıp başını gitmeye hep iyi bir seçenek. Kaz Dağı derin vadi ve kanyonları, bitki örtüsü, biyolojik çeşitliliği ve fauna zenginliğiyle Milli Park kapsamında. Dağ binlerce yıldır çeşitli kültürleri barındırıyor ve arkeolojik bir hazine. Troia Savaşı'nın izlendiği tepeden kim bakmak istemez, ya da Paris'in 'en güzel'i seçerken güzelim doğa yarışmaya katılmamış mıydı kim merak etmez?

Dağ, efsaneleri, masallarıyla hemen kucaklıyor insanı. Yolculuk yorgunluğunu atmak için Güre'deki kaplıcalardan başlamalı yöreyi gezmeye. Güre kaplıcalarında suyun çıktığı yerdeki sıcaklığı 67,5 havuza geçtiği yerde 53 derece. Bu su, romatizma, solunum yolları, kas, kemik ve cilt hastalıklarına iyi geliyor. Kaplıcalar Edremit'e 12, Akçay'a üç kilometre uzaklıkta. Bir Osmanlı kasabası olan Güre'nin, ilginç gelecek ama mezarlığına bakmanızı öneririz, sanat eseri gibi taşları.

Güre'ye varmadan üç kilometre önce Taş Köprü'den sola kıvrılıp Akçay'a altı kilometre uzaklıktaki Pınarbaşı'na gidilebilir. Söğüt, kavak ve çınar ağaçlarıyla kaplı derin bir vadinin yeşilliğinde fışkıran pınarlar insana huzur veriyor. Buradaki alabalık tesislerinde konaklamayı ihmal etmeyin.

Yörenin ünlü Sutüven Şelalesi unutulmamalı, 15 metreden dökülen suları görmesi bile insanı gerçekten canlandırıyor.

Yeme-İçme-Konaklama

Cumhuriyet Lokantası: Izgara ve döner, ev yemekleri yeniyor. İnönü Caddesi, Edremit, 0266-373 1076.

Ömür Lokantası: Kebap çeşitleri ve kömürde ızgara yapılıyor, ev yemeği var. Menderes Bulvarı, Edremit, 0266-373 2117.

Oba Restoran: Izgara ve deniz ürünleri yiyebilirsiniz. Akçay, 0266-396 2828.

Zeytinbağı: Tiyatro ve sinema oyuncusu Tuncel Kurtiz'in, mutfağından sahne performanslarına ve şiir okumalarına varıncaya kadar kendinden katarak konuklarıyla ilgilendiği mekan. Çamlıbel Köyü, Edremit, 0266-387 3761/62.

Çetmi Han: Her odası ayrı tasarlanmış mekan ilginç. Yeşilyurt Köyü, Küçükkuyu, 0286-752 6169.

İdaköy Çiftlik Evi: Ev rahatlığında şömineli sohbet için. Çamlıbel Köyü, Edremit, 0266-387 3402.

ZEUS SUNAĞI

Küçükkuyu'ya yaklaşık üç kilometre uzaklıktaki Zeus Sunağı'na dağ yoluyla ulaşacaksınız. Edremit'ten Çanakkale'ye giderken Küçükkuyu'ya 200 metre kala göreceğiniz ilk Zeus Altarı tabelasını takip edin. Üç kilometre sonra karşınıza çıkan ikinci tabeladan 800 metre daha ilerleyin. İki yüz elli metre yükseklikteki bir tepenin üzerinde yer alan Zeus Altarı, Kaz Dağı'nın eteklerine kuşbakışı bakmak isteyenler için doğru adres.

ADATEPE KÖYÜ

Yörenin en ilginç köylerinden biri, Adatepe köyü. Türk ve Rum mimarisinin iç içe geçtiği bu köyde ilginç yapılar var. Köy SİT alanı ilan edilmiş durumda. Köy evlerinden bazıları restore edilerek otel olarak hizmete sunulmuş. Bu evlerden birinde, yöreye özgü yemeklerden tadıp Edremit Körfezi'ni seyretmek isterseniz Hünnap Han çok iyi bir seçim. 0286-752 6581.

TAHTAKUŞLAR KÖYÜ

Edremit çıkışındaki Tahtakuşlar köyünde Türkiye'nin ilk özel etnografya müzesi var. Emekli öğretmen Alibey Kuday kendi çabalarıyla yıllarca uğraşarak Orta Asya'dan Anadolu'ya göç eden Türk boylarının iğneden eğere birçok eşya toplamış.