GeriSeyahat Bir zamanların Las Vegas’ı
MENÜ
  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Hürriyet Twitter
    • Yazdır
    • A
      Yazı Tipi
Bir zamanların Las Vegas’ı

Bir zamanların Las Vegas’ı

Aydın’ın Söke ilçesi yakınlarında yer alan Magnesia’yı şimdiye dek görmediyseniz ilk fırsatta gitmek için çok nedeniniz var. Antik dönemden günümüze ulaşan izleriyle, her adımınız için heyecan verici bir yer. Görkemli Artemis Tapınağı, devasa bir çarşı olan Agora ve içinde kabartmaların yer aldığı dünyadaki tek antik stadyum burada bulunuyor. Antikçağın Las Vegas’ı olan Magnesia, aynı zamanda 300 Spartalı’nın liderinin yaşadığı şehir.

Türkiye’nin dört bir yanı keşfedilmeyi bekleyen değerlerle dolu. Ama keşfetmek sadece bulup çıkarmak değil; gerçek keşif o yerin hem yurtiçinde hem de yurtdışında tanınmasından geçiyor. Hem bireysel hem kurumsal duyarlılığa ihtiyaç duyduğumuz bu noktada, elini taşın altına koyup taşların üzerindeki tarihi gün yüzüne çıkarmak çok önemli. Çağlar öncesinden gelen zengin tarihe dokunan ülkemizdeki önemli projelerden biri, Batı Anadolu Grubu’nun desteklediği Magnesia Antik Kenti kazıları. 1984’te başlamış ve o günden bugüne de bu topraklar üzerinde geçmişte sürülen yaşama dair çok önemli izlere rastlanmış. Prof. Dr. Orhan Bingöl başkanlığında yürütülüyor kazı çalışmaları; tam 32 yıldır.

Bir zamanların Las Vegas’ı

Kültür ve Turizm Bakanlığı ile işbirliği halinde yürütülen proje sayesinde, “Dünyanın kabartmalı tek stadyumu bizim ülkemizde” diyebiliyor, ‘dünyanın en eski kombine bilet sisteminin’ izlerine şahit olabiliyoruz. Bu yıl 50’nci kuruluş yıldönümünü kutlayan grup, geçen günlerde Magnesia Antik Kenti’ne geniş katılımlı bir de gezi düzenledi. Keşke Türkiye’ye kalıcı değer katan bu tür sosyal sorumluluk projelerinin sayısı artsa, bu duyarlılık karşımıza daha çok çıksa...

Kabartmalı tek antik stadyum

Magnesia’nın mermerden inşa edilen stadyumunun duvarlarında boks, binicilik, atıcılık gibi sporların doğuşunu sağlayan oyunların izlerini mermer kabartmalarda sürebilirsiniz. Ayrıca kazanan sporculara ödül olarak verilen çelenklerin frizleri de var. Antikçağların dopingi olan adamotu ise göreceğiniz bir diğer kabartma. Oyunlara çıkan sporcular, performanslarını yükseltmek için adamotunu bir tür ilaç ya da kür olarak kullanırmış. Burası aynı zamanda en yüksek stadyum özelliğini de taşıyor. Karşılaşmaların yapıldığı arena bölümünden başlayan merdivenlerle ayaktaki izleyicilere ayrılan üstteki galeriye ulaşıldığında, yükseklik 45 metreyi aşıyor. Şahit olduklarınız ile anda kalmanız imkânsız; sanki anlamadığınız bir dildeki sesleri duyuyor, ortadaki sporcuların hırslı mücadelesini izliyor gibisiniz... Zamanda yolculuk ancak böyle bir yerde mümkün.

Şeref tribünü ve kombine bilet sistemi

Magnesia’daki stadyum sayesinde, kombine bilet sisteminin ve şeref tribünü uygulamasının antikçağlara kadar uzandığına şahit olacaksınız. ‘Proedrie’ adı verilen bölüm protokole ayrılmış. Buradaki koltukların yüksek sırtlıklarında ve oturma bölümlerinde çok sayıda yazı yer alıyor.
Diğer bölümler ise farklı kategorilere sahip. 30 bin kişilik stadyumda Efes Antik Kenti’nden gelen izleyiciler için 2 bin 500 koltukluk bir bölüm ayrılmış. Smyrna (İzmir) ve Myus gibi diğer şehirlerden gelenlere ayrılan yerler de yine oturma bölümlerine yazılan yazılar sayesinde anlaşılıyor. Ayrıca unvan ve mesleklere göre de gruplama yapılmış. İmparatorun, kent yöneticilerinin, başrahibin nereye oturacağı belliymiş. Fırıncılar, tuzlu balık üreticileri, kuşçular, bahçıvanlar ise koltuklarda adları yazılı meslek grupları arasında yer alıyor. Magnesialılar şehirlerini adeta bir eğlence merkezi olarak inşa etmişler, diğer kentlerden gelenler için düzenledikleri festival, şenlik ve organizasyonlarla para kazanmışlar. Dolayısıyla şehir geçmişin Las Vegas’ı gibiymiş.

Benim en ilginç bulduğum detaylardan biri karamsarlara ayrılan özel bölüm oldu. Buradaki koltuklar, psikolojik rahatsızlıkları olan kişilere tahsis edilirmiş. Onları tamamen sosyal hayattan dışlamak yerine özel bir bölümde oyunları izlemelerine olanak tanınmış; bu bölüm bir tür güvenlik önlemi gibi düşünülmüş... Bir de oyunların ayakta izlendiği kısım var. Stadyumun en arkasında yer alan bu bölümün biletlerinin en ucuz yer olduğu düşünülüyor. Günümüzdeki konser-gösteri biletleri için de aynı sistem geçerli değil mi?

Antikçağda sahnede olmak

Magnesia’da dönemin inşaat tekniklerini inceleyebileceğiniz bir antik tiyatroyu da görebilirsiniz. Muhtemelen heyelan nedeniyle inşası yarım kalmış tiyatronun. Ama jüri koltuklarının olduğu bölümler de dahil ilgi çekici detayları görebileceğiniz tiyatroda, gözünüzde tarihi canlandırmak için biraz bilgi biraz da hayal gücüne ihtiyacınız var. Antik dönemin ünlü mimarı Hermogenes’in imzasını taşıyan Artemis Tapınağı kentin sunduğu bir başka armağan. İlginç detaylar arasında umumi tuvalet sisteminin en eski uygulamalarından birine şahit olmak da var. Üstelik tuvaletlere bağlanan antik su kaynağı hâlâ çalışıyor.

Bir zamanların Las Vegas’ı

300 Spartalı’nın şehri
Antik dönemin ünlü kumandanı Themistokles ilk kurulan Magnesia’yı yönetenler arasında olmuş. MÖ 460’larda Pers Kralı 1’inci Artakserkses, kenti, sürgüne gönderilen Atinalı Komutan Themistokles’e vermiş. O da burayı kendine başkent yaparak ölünceye kadar yaşamış. Themistokles’i, ‘300 Spartalı’ filminin devamı olan “300 Bir İmparatorluğun Yükselişi” filmini izleyenler hemen hatırlayacaktır. Sadece sikkeleriyle tanınan bu ilk Magnesia, MÖ 399’da terk edilmiş.

Bir zamanların Las Vegas’ı

İlk şehre verilen ‘Magnesia ad Maeandrum’ adı, ‘Menderes Nehri kenarındaki Magnesia’ anlamına geliyor. Gümüşdağ yamaçlarında, ‘Arkaik Dönem’den beri orada bulunan Artemis Leukophryene Tapınağı’nın olduğu yerde kurulan ikinci yani bugünkü Magnesia kenti ise Menderes’in bir kolu olan antik Lethaios (Gümüşçay) kenarında yer almasına karşın eski adıyla anılmaya devam etmiş. İyonya’da, Efes - Priene - Tralles üçgenini birbirine bağlayan yollar üzerinde askeri ve ticari açıdan stratejik bir konuma sahip bir noktaya kurulan Magnesia, geçmişte tahıl üretimi ve bugün olduğu gibi incirleriyle ünlüymüş. MS 3. yüzyıla ait sikkelerde burası Anadolu’nun 7. kenti olarak geçiyor. Bizans İmparatorluğu ise 12. yüzyıla kadar Magnesia’yı piskoposluk merkezi olarak kullanmış.

Bir zamanların Las Vegas’ı

Magnesia’daki ilk kazılar, 1842-43 arasında Fransız hükümeti adına arkelog ve gezgin Charles Texier tarafından yapılmış. 1891-93 arasında ise bu kez Berlin Müzeleri adına Carl Humann tarafından kazı çalışması gerçekleştirilmiş.

Nasıl Gidilir?Magnesia, Aydın’ın Germencik ilçesinde yer alan Ortaklar beldesine bağlı Tekinköy sınırları içinde kalıyor. Ortaklar - Söke karayolu üzerindeki antik kente, sadece özel aracınızla gitmeniz mümkün. İzmir - Aydın otoyolu üzerinde Bodrum - Söke sapağından çıkıp 1,5 km sonra karşılaşacağınız Magnesia tabelalarını takip ederek ulaşabilirsiniz. Bodrum - İzmir istikametini tercih ederseniz, Söke’yi geçtikten sonra Magnesia tabelalarını izleyerek gidebilirsiniz.

False