Bir su, kuş ve buz masalı: Madison
Günümüzde sık duyduğumuz buzul erimesi ilk kez gelmiyor dünyanın başına. 4 milyar yıldır, bir geliyor bir gidiyor buzullar. Tıpkı volkanların oluşturduğu tropik adalar gibi buzullar da yerkabuğunu değiştiriyor. Son buzul çağının bugünkü halini verdiği yeni kıta Amerika’nın ‘göller yöresi’ Madison’a gittik. Boy boy göller arasında, doğal ve kültürel zenginlikler açısından sürprizlerle dolu bir coğrafya…
Bir üniversite kenti olarak bilinen Madison, öğrenciler için olduğu kadar seyahatseverlerin de gözdesi. Üstelik destinasyon sadece yaz dönemi değil, kış dönemi için de son derece popüler. Zira buz balıkçılığı (ice fishing) için çok sayıda turist bölgeyi ziyaret ediyor. Bölgenin kaderini tayin eden buz, günümüzde de Madison için başat aktörlerden birisi. Var bu buzda bir hikmet!
Nedir buz balıkçılığı diye soracaklar için ülkemizde özellikle Çıldır Gölü’nde geleneksel yaşam pratiklerinden biri olduğunu hatırlatalım. Kars ve Ardahan’ın önemli bir turizm destinasyonu olmasında, bölge insanının buzda balık tuttuğu anları gösteren fotoğraflarının etkisini bilirsiniz.
Tarıma dayalı bir kültür
Gelelim Madison’ın alameti farikalarına... Elbette göllerden söz ediyorum. Amerika Birleşik Devletleri’nin en çok göle sahip bölgesi Madison’a haritalardan baktığınızda adını eyalete veren Michigan Gölü hemen dikkatinizi çekecek. Bu göl dünyanın en büyük 5’inci gölü. Ama bu yazıda Madison ve çevresindeki uydu göllerden söz edeceğiz. Zira Madison göller tarafından kuşatılmış, adeta bir ada niteliğinde.Göllerle çevrili kentin tarım dışında en önemli ekonomik gücü su sporları turizmi.
Mendota ve Monana gölleri öne çıkıyor. Elbette bir yerde bu kadar göl ve su olunca, kültürel değerler ve turizm faaliyetleri de bu yönde gelişiyor. Su sporlarının envai çeşidine bölgede rastlamak mümkün. Yaz ayları, su sporlarına yönelik aktivite arayan seyahatseverler için güzel bir zaman.
Kent merkezleri dışında büyük oranda tarım alanları ve otlakları göreceğiniz Madison ve çevresinde, tarıma dayalı gündelik yaşam ön planda. Madison peyniriyle ünlü bir yer. Ziyaretiniz esnasında menüler ve yemekler size bu durumu sık sık hatırlatacak. Öte yandan Instagram’da en popüler olan fotoğrafların çekildiği yerler, turna yemişi tarlaları. Fotoğrafçılar ve sağlıklı beslenme konusuyla ilgilenenler için cazibe noktası çünkü tarlaları kaplayacak derecede su verilip meyveler yüzdürülerek hasat ediliyor. Hal böyle olunca geniş tarım alanlarında devasa kırmızı hasat toplulukları, eşine az rastlanır kareler sunuyor. Fonksiyonel gıda diye de tanımlanan ve yüksek düzeyde antioksidan içeren turna yemişi, günümüzün son derece popüler gıdaları arasında.Kanada turnası
İngilizce adı ‘cranberry’ olan bu bitki, turna kuşunun İngilizce ismi olan ‘crane’den esinlenerek isimlendirilmiş. Bölgede yaşayan iki turna türünden yaygın olanı Kanada turnası (sandhill crane). Bu kuşun kafasının üstünde bir tutam kırmızı tüy var... Bu arada Madison ve çevresini şayet bahar ve yaz aylarında ziyaret ederseniz çok sayıda Kanada turnası göreceksiniz. Bu kuşun özellikle göç dönemlerinde on binlercesi birlikte göç ederken, muhteşem anlar yaşanıyor. Bölgedeki yine doğa turizmi açından kaynak değerlerden biri olan türse whooping crane. Türkçe adını Amerikan ak turna diye de çevirebileceğimiz tür, bizim kelaynakların hikâyesine benzer bir geçmişe sahip.
Sadece 15 tane kalan turna
Binlercesi yüzyılın başına kadar rahat rahat yaşarken yaşam alanı kaybı, tarım zehirleri ve avcılık gibi nedenlerle yok olma tehlikesi altına giriyor. 1940’ların başında sayıları 15’e kadar düşüyor. Yani bayağı yok oluş! Sonra devreye koruma çalışmaları, esaret altında üretme çalışmaları ve yakın arkadaşım olan George Archibald giriyor. Benim de içinde olduğum Dünya Turna Vakfı’nı (International Crane Foundation-ICF) kuruyorlar ve bu kuş yok olmaktan kurtuluyor.
Günümüzde Madison’a birkaç saat uzaklıktaki Baraboo’da ICF’in merkezini, turna müzesini ve rehabilite edilmeye devam eden birçok turna türünü görebilirsiniz. Zira turistik açıdan da son derece popüler bir yer. Popüler olmasının bir diğer nedeni de Aldo Leopold. Hippi hareketi dahil o dönemin birçok hareketine çevre konusunda yön veren doğabilimci ve felsefeci kendisi. Ona da en büyük ilhamı yine turnalar vermiş. Kendisini toprak etiği (land ethic) kavramlarından da hatırlamanız mümkün. ‘Bir Kum Zambağı Almanağı’ ismiyle bir kitabı da Türkçeye çevrildi. Hacettepe Üniversitesi’nde Toprak Etiği Uygulama ve Araştırma Merkezi’nin de kurucusu... Konu nasıl da Instagram için cazip bir hasattan felsefeye ve Ankara’ya geldi! Seyahat ve özellikle de ‘sürdürülebilir seyahat’in farkı diyebiliriz...
Peki ‘sadece turna mı var bu kentte’ derseniz elbette fazlası var. Zira Madison’ı içine alan Wisconsin bu kadar sulak alanla çevrili olunca son derece zengin bir canlı yaşamı var. Özellikle ‘heyecanlı etkinlik’ isteyenlere filmlerde sıklıkla sesi kullanılan buz dalgıç kuşunu dinlemek için gölleri turlayın derim. Tüylerinizin diken diken olması garanti.
Ayrıca ‘Harry Potter’ serisinin ünlü kar baykuşu kış mevsiminde Madison çevresinde görülebiliyor. Bakarsınız bu güzel kuş sizi de aklarla çevrili Madison düzlüklerinde, bir masalın içine çekiverir...
Merkezde gezilecek yerler
◊Hükümet binasını, üniversite kampüsünü, kent terasını (Memorial Union Terrace) ve Monana Gölü terasını
mutlaka görün.
◊Çok sayıda lokal balık ve tarım pazarı olan kentte, bu pazarları gezip incelemenizi öneririm.
◊Bölgenin ünlü yemekleri hep peynirli. Yemeklerin Türkçeleri yok ama bire bir çevirilerini size vereceğim. Bira peynir çorbası (beer cheese soup), peynir kızartması (fried cheese curds) ve sheboygan brats isimli
sosis barbekü.
◊Bölge ayrıca tatlı su balığı sevenler için yüzlerce farklı balık türüyle ve yine yüzlerce balık tarifiyle ünlü.