BEYAZ DON TİMLERİ
CNN-Türk’te yayımlanan Haber Makinası’nın konuğu Kadıköy Belediye Başkanı Selami Öztürk’tü. İstanbul plajları tekrar halka açılınca, şehir kültürü yerleşmemiz insanlarımızdan denize donla girenler olmuş, tedbir olarak ‘DON TİMLERİ’ teşkil etmişler.
Eskiden de İstanbul’da beyaz donuyla denize girerdi millet.
Son otuz senedir Marmara’da ve Boğaz’da denize girmek yasaktı. Kirlilik sebebiyle. Yine de girenler vardı. Mikroptan korkmayan, ‘bize bir şey olmaz’ diyen cahiller ve gözüpekler.
Bunlar genellikle Anadolu’dan yarın gelmiş varoş çocuklarıydı. Siyah Türkler’den yani…
Gecekondulara göz yuman hatta destek olan popülist belediyelerimiz, bu çocukların denizde zehirlenmesine veya donla denize girerek görsel kirlilik yaratmasına ses etmezdi düne kadar.
Ama sular temizlenip ‘beyazımsı’ Türkler de plajlara gider olunca ve siyahla beyazın karışması riski doğunca, belediyelerimiz ‘don timleri’ oluşturmaya karar vermişler demek ki.
*
Bir pazar günü, üç arkadaş bir olmuşlar, Sirkeci’den trene atladıkları gibi Menekşe’de inmişler. Senede iki kere çimecekler diye mayo alacak halleri yok ya! Zaten paraları da yok... Ama Türkiye’de çare tükenmez. Deniz kıyısında dizi dizi ‘butikçiler’. Demir parmaklıklara asılmış boy boy şortlar. ‘Deniz donu’nun günlük kirası 5 lira. Bir de kimlik bırakacaksın. Üç arkadaş, iki tane de ‘şambiyel’ kiraladın mı, keyif tamam.
Artık kim kimin donunu aşağı indirecek, kim kimi karga tulumba, itişe kakışa suya atacak, kim kimi suda daha çok boğacak... gibi zarif şakalarla, çabucak geçen, hoş bir gün…
Sudan dudakları morarmış bir halde çıktıkça, dirsek temas aralığında plaja yatacaksın. Isınmak için sıcak kumu kollarınla göğsüne toplayacaksın. Arada biraz da güreş tutacaksın. Ama illa ki bikinili kızları dikizleyeceksin. Onlar da cıbıl cıbıl gezmesin ortada!
Zaten n’olur yani bıraksanız herkes keyfince denize girse? Koca denizde yer mi kalmadı?
Menekşe’de kiralık doncu var, kiralıyorlar. E, Tarabya’da yoook!
Beyaz don rahattır bir defa, tiril tiril. Sonra ‘pilac kabini’ kiralaman, yahut beline havlu dolayıp ööööyle tek ayak üstünde, zor bela dengede durarak mayo değiştirmen de gerekmez. Altında her zaman hazır bir mayo vardır. Bu arada donun da yıkanmış olur.
Çorapları ayakkabının içine tıkarsın, gömlekle fanileni top yapar ayakkabının üstüne koyarsın ve son olarak da pantolonu sıyırır, beyaz donla kalırsın. Al sana mayonun hası. Zaten mayo dediğinin ‘deniz donu’ değil mi? Mayo onun gâvurcası. Biz Devlet Su İşleri kanaletinde yüzmeyi bununla öğrenmedik mi? O zamanlar mayo mu vardı sanki?
Yanında ‘jantiy’ bir plaj çantasıyla gezecek hali yok ya adamın. İçinde öyle deniz havlusu, güneş kremi, terliği, mayosu...
Akşam işten çıkmış, o sıcakta Tarabya’dan geçerken canı çekmiş, halk otobüsünü durdurup atmış kendini suya.
Atmış dediysem, hak’katen atmış. Karşı kaldırıma kadar gerilip gerilip koşmuş arabaların arasından ve Boğaz’ın serin sularına ... artık ya ellerini ayaklarını kurbağa gibi iki yana açarak kafadan dalmış, ya da havada bir takla atarak ‘şılaaaaap’ diye sırt üstü çakılmış, bir güzel pişmiş ama fiyaka icabı artık ses etmemiş.
Yüzmeyi hâlâ öğrenememiş, ama olsun, Allah için bu sefer de boğulmadan kıyıya dönmüş. Çenesinden, kıllı sıska çarpık beyaz bacaklarından ve sarkık donundan sular damlayarak çıkmış. Rüzgârdan korunmak için sıcak asfalta kertenkele gibi yapışıp yatmış, beyaz donu poposunun arasına kaçmış ve çeneleri zangın zangır birbirine vuraraktan..
Ne yani, böylesini seviyorsa yasaklamak mı lazım?
Biz üstsüz güneşlenen turistlere laf ediyor muyuz? Onları plaja sokmayın diyor muyuz? Beyaz don polisi var da, tanga polisi niye yok mesela? Ge-sitirig mayo oluyor da, beyaz don niye olmasın?
Ben, ‘BEYAZ DONA ÖZGÜRLÜK!’ diyorum ve beyaz donlularla dayanışma içinde olduğumu göstermek için de, burada, Hürriyet yazı işlerinde, pantolonumu…
Yahu bırakın arkadaşlar, size ne, yahu bırakın!..
İNSANLARIN KIYAFET ÖZGÜRLÜĞÜNÜ ENGELLEYEN
BU YASAKÇI ZİHNİYETİ DE AYRICA KINIYORUM !..
(Not: Bu yazının bir de görsel malzemesi vardı ama aynı sansürcü kafalar onu da engelledi. Size ne kardeşim, don benim, şey benim ayrıca okur da benim!.. J)