GeriSeyahat Beş sanatçıdan 'Yaklaşımlar'
MENÜ
  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Hürriyet Twitter
    • Yazdır
    • A
      Yazı Tipi
Beş sanatçıdan 'Yaklaşımlar'

Beş sanatçıdan 'Yaklaşımlar'

Sinan Demirtaş, Nuri Kuzucan, Gülay Semercioğlu, Server Demirtaş, Utku Dervent ve Marius Dahl'ın yapıtlarından oluşan "Yaklaşımlar" başlıklı sergi , 3 Mayıs tarihine kadar Aksanat Kültür Merkezi''nde sanatseverlere sunuluyor. Sergide sanatçıların herhangi bir “Kavram” zorlaması olmadan kendi sanat yaklaşımlarını yansıtan yapıtları yeralıyor.Sinan Demirtaş, resmin yanı sıra, taş baskı yönteminde de ustalaşmış bir sanatçı.  Son dönem eserlerinde biçimsel kaygılardan uzaklaşarak, içe dönük bir tavır benimsemiş olan sanatçının gerçek imgelerle elde ettiği bu soyut dil, bir belirsizlik duygusu yarattığı kadar, üzerinde gidilmesi ya da yürünmesi gereken yollar söz konusu olduğundan, resimlerde figür olmadan figürün varlığını hissettiriyor.  Yeditepe Üniversitesi, Güzel Sanatlar Fakültesi’nde öğretim görevlisi olan Nuri Kuzucan, eserlerinde genellikle kendi yaşadığı mekanları betimlemesine karşın bunlara dışarıdan bir seyirci gibi bakıyor.  Sanatçının resimlerinde dikkat çeken bir başka özellik de çerçeveler, camlar ve bunların yansımasından elde edilen sonsuzluk duygusu.  Gülay Semercioğlu, resimden üç boyutlu mekan düzenlemelerine geçen bir sanatçı.  1990’ların ilk yarısında yatay, dikey ve çapraz çizgilerin ritmik düzenlemelerinde oluşan büyük boyutlu tuvalleriyle dikkat çeken sanatçı, ilk üç boyutlu denemesini kontrplak zeminle yapmış, daha sonra tuvallerindeki yatay-dikey çizgileri alüminyuma aktararak mekana uygulamıştı.  Gülay Semercioğlu’nun emaye bobin teli kullanarak tığla yaptığı “Örgüler” çalışmasında ise, gerek tuvallerinde, gerek ilk alüminyum konstrüksiyonlarında kullandığı geometrik-soyut biçim anlayışından burada uzaklaştığı görülüyor.  Server Demirtaş, resim eğitimi görmekle beraber, mezuniyet sonrası tuvalin iki boyutluluğunu sorgulayan ve ardından tuval yerine PVC yüzeyler kullanmaya başlayan bir sanatçı.  Sanatçının PVC’den başlayan endüstriyel malzeme kullanımı, 1997’den itibaren gerçek “makine”ler üretmeye başladığında başka bir düzleme geçmişti.  Server Demirtaş’ın topladığı makine parçalarını yeniden bir araya getirerek oluşturduğu işleri, ilk bakışta ünlü İslam bilgini El Cezire’nin suyla işleyen makinelerini akla getiriyor.  Utku Dervent’in geometrik-soyut tuvalleri temel olarak birbirini dikine ya da çaprazlamasına kesen güç çizgilerinden oluşuyor.  1990’ların ortasından itibaren geometrik-soyut tanımı içine giren bir dil üzerinde yoğunlaştığı görülen sanatçının, kare, dikdörtgen ve üçgen gibi temel geometrik biçimleri resimsel mekan içinde daha serbest biçimde yerleştirdiği tuvaller dikkat çekiyor.  1998’den itibaren kompozisyonlarına geometrik bir düzen getirdiği görülen Utku Dervent’in eserlerinde kaleydoskopik bir renk ve biçim zenginliği görülüyor.  Norveçli Marius Dahl, sanat eğitimini Oslo’da seramik üzerine yapmasına karşın, yapıtlarında kendisini bu malzemeyle sınırlandırmamış bir sanatçı.  1998’de lisansüstü çalışmasının uygulama projesi olarak Oslo’daki bir metro istasyonu için gerçekleştirdiği mekanda kullanmıştı.  Marius Dahl, MDF ve kontrplakla biçimlendirdiği heykellerinde ise form ve çağrışımlar üzerin odaklanıyor.  Dahl, soyutlamayı, yapıtlarındaki mimari nitelikleri arttırabilmek ve bir oyunda olduğu gibi izleyicileri çağrışımlara yönlendirmek için kullanıyor.  Bu heykeller Marius Dahl’ın makinelere ve makine parçalarının hassasiyetine olan ilgisi kadar, ayrıntıya ve düzgün yüzeylere olan tutkusunu da yansıtıyor.Akbank Kültür Sanat Merkezi İstiklal Caddesi  No:14-18Beyoğlu-İstanbul      Tel: 0212 252 35 03-04
False