Emel ARMUTÇU
Son Güncelleme:
Benzin su fiyatının yarısı, doğalgaz bedava
Birleşik Arap Emirlikleri'nin popüler kenti Dubai, New York'un çöl üzerindeki tekrarı. Öyle ki bu şehirdeki doğal olan tek şey çölün kendisi. Geri kalanlar Hollywood stüdyolarını andırır bir şekilde yaratılmış.
Göz alabildiğine uzanan ve yükselen plazalar, hız yarışı yapan asansörlerle dolu, geniş otoyollarla çevrili. Oteller, lokantalar, gece kulüpleri bir Avrupa kentini aratmıyor. Ara sıra başınızı uzatıp sağda solda çölün kumlarını görmezseniz, bir Arap kentinde olduğunuzu anlamanız pek mümkün değil. Ama doğallıktan, tarihten ne kadar uzak olursa olsun Dubai, gerçek bir başarı ve akıllı yatırım örneği.
Palmiye adalarında ev ister misiniz?
Dünyanın en önemli turizm, ticaret ve alışveriş merkezlerinden olan Dubai, bunu sadece ve sadece 30 yılda başarmış. Petrolün 1960'larda bulunup ihraç edilmesiyle zenginleşmiş, petrol hala suyun yarı fiyatına satılıyor, ancak sadece 14-15 yıllık petrollerinin kaldığını öğrenince, yatırımlarını turizm ve ticaret merkezi olmaya yönlendirmişler. Bunu başarmışlar da. Çünkü her şeye, hayal ederek, ‘‘neden olmasın’’larla başlıyorlar ve gerçekleştiriyorlar. Kilometreler boyu uzanan yemyeşil kumsallarına rağmen turizm turizm diye inleyen Türkiye'nin onlardan öğreneceği çok şey var. Palmiye Adaları projesi, sadece küçük bir örnek: Dubai'nin kumsalı 60 kilometre. Yaz kış doluluk oranları yüzde 80'lerde seyreden 250 otelin 20 bin civarındaki yatak sayısı ve plajlar artık yetmiyor. Bu yüzden yeni ‘‘ada’’lar yaratmaya karar vermişler. Yani çölün kumuyla önce denize iki ada konduracaklar, sonra üstüne kent kuracaklar, ama bu adalar uzaydan bile görünebilecek 17 dallı palmiye şeklinde olacak. Palmiye Adaları'nın her birinde 3 bin ev, 40 otel olacak. Kumsallarının uzunluğuna da böylece 120 kilometre daha eklenecek. Hükümet, evleri satmaya başlamış bile! (500 bin dolardan başlıyor)
Çölde maceralight
Uluslararası büyük çaplı konferansların, beş yıldızlı otel tatilinden hoşlananların, tatili ucuz alışverişten ibaret görenlerin, altın ya da golf sevenlerin de mekanı Dubai. Ama alternatif turizm için de büyük bir kaynağa sahip: Uçsuz bucaksız Arap Çölü. Her şeyin bir tiyatro sahnesi gibi hazırlandığını unutmaya ve kendinizi kandırmaya hevesliyseniz, sahici Arap Çölü’nde light bir macera yaşayabilirsiniz. Nasıl mı? Söylenen saatte son model, uçak konforunda dizayn edilmiş cipler otelinizin önünden sizi alıyor ve otoyolda bir süre gittikten sonra ‘‘çöl’’e sapıyorsunuz. Yol bir süre sonra bitiyor ve kumların üzerinde safari başlıyor. Ciplerin kumlar üzerindeki dansında heyecanlanıyorsunuz ama güvendesiniz, emniyet kemerleriniz bağlı, şoförler eğitimli.
Bu inişli çıkışlı yolculuk sizi önce çölde güneşin batışını seyretmeye, ardından bir Bedevi yerleşimine götürüyor. Develerle gezinti, halılar üzerinde Arap yemekleri ve oryantal dansla gece bitiyor. Dakikalarca gittiğiniz çölü aynen geri döneceğinizi sanmayın; otoyol hemen yakınınızda. Dansözün Rus, cip şoförlerinin Pakistanlı, Hint ya da Srilankalı olduğuna da takılmayın, sonuçta macerayı yaşadığınız yer Arap Çölü. Çölün kumları da ipeği andırıyor. Rüzgar çıkınca o ipeğin tadına da bakıyorsunuz, (biraz tuzlu) ama olsun.
Çölde kalmak da mümkün. Mesela Al Maha, Emirates Havayolları'nın çöl üzerinde Bedevi çadırları dizaynında butik oteli. Fikir, Dubai'nin bu hale gelmesinde vizyonu ve rolü çok önemli rol oynayan veliaht prens Şeyh Muhammed bin Raşid El Maktum'dan çıkmış. Otelin 30 lüks suitinin her birinde kendine ait bir yüzme havuzu var.
Eğer birşey burada yoksa henüz keşfedilmemiştir
Bu kent Birleşik Arap Emirlikleri'nin İstanbul'u ise Arabistan çölünün de New York'u. Yarımadanın Basra Körfezi'ne bakan yüzünde kurulu ama oraya gittiğinizde bir Arap memleketi göreceğinizi pek ummayın. Yollardaki beyaz entarili Arap erkekleri, İngilizce-Arapça tabelalar, plazalara işli Arap motifleri dışında buna dair bir iz pek bulamayacaksınız. Ama dünyanın bütün mutfakları, çoğu ülkenin kendi okulu, her türlü markanın mağazası, büyük büyük Akmerkez'ler orada. Uçsuz bucaksız sarı kumların ortasında yaratılan bu geniş vaha, İslami yasalarla yönetildikleri için cennet ve cehenneme herkesten biraz daha fazla inanmaları beklenen Araplar'ın özellikle cenneti dünyada yaratma iddiasını taşıyor sanki. Dünya üzerinde ne varsa onu Dubai'de bulabileceğinizi, Dubai'de yaşayanlar şöyle anlatıyor: ‘‘Eğer bir şey burada yoksa, henüz keşfedilmemiştir!’’
20 YILLIK BİNAYA ESKİ DENİYOR
Dubai dünyanın her yerine her yerden daha yakın olması nedeniyle havacılık sektöründe de önemli bir nokta. Uluslararası Havaalanı'nda 100 havayolu şirketi, 230 istikamete sefer yapıyor. Dubai'ye yılda, yarısı transit olmak üzere 13 milyon kişi uçuyor.
Her yüz metrede bir cami var. Ama hepsi farkedilmiyor, çünkü çoğu kubbesiz ve düz kısa minareli.
Dubai'de yaşayanların şanslı olduğu konulardan biri de hiçbir şey için vergi ödememeleri. Petrol çok ucuz ama onlar doğalgaz kullanıyorlar, çünkü o ucuz değil, neredeyse bedava!
Birleşik Arap Emirlikleri'nin sadece 30 yıllık geçmişi olduğu için, bu kentte 20 yıllık binalara ‘‘eski’’ deniyor.
Alışveriş merkezlerinde kimse size bir şey satmak için ısrarda bulunmuyor, pazarlık serbest.
İçki ve ‘‘batılı’’ giyim tarzı ya da sigara konusunda hiçbir problem yok. Sadece Müslümanlar dükkandan (Likör mağazası denen dükkanlarda satılıyor sadece) alkollü içki satın alamıyor, yabancılar ise ‘‘Alkol izni kartı’’nda yazılan miktarda alabiliyor. Otellerde, lokantalarda ise Müslümanlar dahil herkes dilediği kadar içip sarhoş olabiliyor. Ramazan aylarında ise dikkatli olmak gerekiyor.
Emirates'in emeği çok
Emirates Havayolları'nın Dubai turizminde rolü büyük. Kentteki pek çok etkinliğin sponsoru. Tur operatörü olan şirketleriyle 30 uçuş noktasında yaklaşık 400 tatil seçeneği sunuyor. Geçtiğimiz yıl 5,7 milyon kişiyi taşıyan Emirates, Dubai Emirliği'ne ait, ancak Emirliğin finansal garanti ve desteği olmadan çalışıyor. 2.83 yaş ortalamasıyla dünyanın en genç uçak filosuna sahip havayolu. 39 ülkede 56 noktaya uçuyor. Emirates artık İstanbul-Dubai uçuşlarını da dünyanın son harikalarından Airbus A 330-200'lerle yapıyor.
Palmiye adalarında ev ister misiniz?
Dünyanın en önemli turizm, ticaret ve alışveriş merkezlerinden olan Dubai, bunu sadece ve sadece 30 yılda başarmış. Petrolün 1960'larda bulunup ihraç edilmesiyle zenginleşmiş, petrol hala suyun yarı fiyatına satılıyor, ancak sadece 14-15 yıllık petrollerinin kaldığını öğrenince, yatırımlarını turizm ve ticaret merkezi olmaya yönlendirmişler. Bunu başarmışlar da. Çünkü her şeye, hayal ederek, ‘‘neden olmasın’’larla başlıyorlar ve gerçekleştiriyorlar. Kilometreler boyu uzanan yemyeşil kumsallarına rağmen turizm turizm diye inleyen Türkiye'nin onlardan öğreneceği çok şey var. Palmiye Adaları projesi, sadece küçük bir örnek: Dubai'nin kumsalı 60 kilometre. Yaz kış doluluk oranları yüzde 80'lerde seyreden 250 otelin 20 bin civarındaki yatak sayısı ve plajlar artık yetmiyor. Bu yüzden yeni ‘‘ada’’lar yaratmaya karar vermişler. Yani çölün kumuyla önce denize iki ada konduracaklar, sonra üstüne kent kuracaklar, ama bu adalar uzaydan bile görünebilecek 17 dallı palmiye şeklinde olacak. Palmiye Adaları'nın her birinde 3 bin ev, 40 otel olacak. Kumsallarının uzunluğuna da böylece 120 kilometre daha eklenecek. Hükümet, evleri satmaya başlamış bile! (500 bin dolardan başlıyor)
Çölde maceralight
Uluslararası büyük çaplı konferansların, beş yıldızlı otel tatilinden hoşlananların, tatili ucuz alışverişten ibaret görenlerin, altın ya da golf sevenlerin de mekanı Dubai. Ama alternatif turizm için de büyük bir kaynağa sahip: Uçsuz bucaksız Arap Çölü. Her şeyin bir tiyatro sahnesi gibi hazırlandığını unutmaya ve kendinizi kandırmaya hevesliyseniz, sahici Arap Çölü’nde light bir macera yaşayabilirsiniz. Nasıl mı? Söylenen saatte son model, uçak konforunda dizayn edilmiş cipler otelinizin önünden sizi alıyor ve otoyolda bir süre gittikten sonra ‘‘çöl’’e sapıyorsunuz. Yol bir süre sonra bitiyor ve kumların üzerinde safari başlıyor. Ciplerin kumlar üzerindeki dansında heyecanlanıyorsunuz ama güvendesiniz, emniyet kemerleriniz bağlı, şoförler eğitimli.
Bu inişli çıkışlı yolculuk sizi önce çölde güneşin batışını seyretmeye, ardından bir Bedevi yerleşimine götürüyor. Develerle gezinti, halılar üzerinde Arap yemekleri ve oryantal dansla gece bitiyor. Dakikalarca gittiğiniz çölü aynen geri döneceğinizi sanmayın; otoyol hemen yakınınızda. Dansözün Rus, cip şoförlerinin Pakistanlı, Hint ya da Srilankalı olduğuna da takılmayın, sonuçta macerayı yaşadığınız yer Arap Çölü. Çölün kumları da ipeği andırıyor. Rüzgar çıkınca o ipeğin tadına da bakıyorsunuz, (biraz tuzlu) ama olsun.
Çölde kalmak da mümkün. Mesela Al Maha, Emirates Havayolları'nın çöl üzerinde Bedevi çadırları dizaynında butik oteli. Fikir, Dubai'nin bu hale gelmesinde vizyonu ve rolü çok önemli rol oynayan veliaht prens Şeyh Muhammed bin Raşid El Maktum'dan çıkmış. Otelin 30 lüks suitinin her birinde kendine ait bir yüzme havuzu var.
Eğer birşey burada yoksa henüz keşfedilmemiştir
Bu kent Birleşik Arap Emirlikleri'nin İstanbul'u ise Arabistan çölünün de New York'u. Yarımadanın Basra Körfezi'ne bakan yüzünde kurulu ama oraya gittiğinizde bir Arap memleketi göreceğinizi pek ummayın. Yollardaki beyaz entarili Arap erkekleri, İngilizce-Arapça tabelalar, plazalara işli Arap motifleri dışında buna dair bir iz pek bulamayacaksınız. Ama dünyanın bütün mutfakları, çoğu ülkenin kendi okulu, her türlü markanın mağazası, büyük büyük Akmerkez'ler orada. Uçsuz bucaksız sarı kumların ortasında yaratılan bu geniş vaha, İslami yasalarla yönetildikleri için cennet ve cehenneme herkesten biraz daha fazla inanmaları beklenen Araplar'ın özellikle cenneti dünyada yaratma iddiasını taşıyor sanki. Dünya üzerinde ne varsa onu Dubai'de bulabileceğinizi, Dubai'de yaşayanlar şöyle anlatıyor: ‘‘Eğer bir şey burada yoksa, henüz keşfedilmemiştir!’’
20 YILLIK BİNAYA ESKİ DENİYOR
Dubai dünyanın her yerine her yerden daha yakın olması nedeniyle havacılık sektöründe de önemli bir nokta. Uluslararası Havaalanı'nda 100 havayolu şirketi, 230 istikamete sefer yapıyor. Dubai'ye yılda, yarısı transit olmak üzere 13 milyon kişi uçuyor.
Her yüz metrede bir cami var. Ama hepsi farkedilmiyor, çünkü çoğu kubbesiz ve düz kısa minareli.
Dubai'de yaşayanların şanslı olduğu konulardan biri de hiçbir şey için vergi ödememeleri. Petrol çok ucuz ama onlar doğalgaz kullanıyorlar, çünkü o ucuz değil, neredeyse bedava!
Birleşik Arap Emirlikleri'nin sadece 30 yıllık geçmişi olduğu için, bu kentte 20 yıllık binalara ‘‘eski’’ deniyor.
Alışveriş merkezlerinde kimse size bir şey satmak için ısrarda bulunmuyor, pazarlık serbest.
İçki ve ‘‘batılı’’ giyim tarzı ya da sigara konusunda hiçbir problem yok. Sadece Müslümanlar dükkandan (Likör mağazası denen dükkanlarda satılıyor sadece) alkollü içki satın alamıyor, yabancılar ise ‘‘Alkol izni kartı’’nda yazılan miktarda alabiliyor. Otellerde, lokantalarda ise Müslümanlar dahil herkes dilediği kadar içip sarhoş olabiliyor. Ramazan aylarında ise dikkatli olmak gerekiyor.
Emirates'in emeği çok
Emirates Havayolları'nın Dubai turizminde rolü büyük. Kentteki pek çok etkinliğin sponsoru. Tur operatörü olan şirketleriyle 30 uçuş noktasında yaklaşık 400 tatil seçeneği sunuyor. Geçtiğimiz yıl 5,7 milyon kişiyi taşıyan Emirates, Dubai Emirliği'ne ait, ancak Emirliğin finansal garanti ve desteği olmadan çalışıyor. 2.83 yaş ortalamasıyla dünyanın en genç uçak filosuna sahip havayolu. 39 ülkede 56 noktaya uçuyor. Emirates artık İstanbul-Dubai uçuşlarını da dünyanın son harikalarından Airbus A 330-200'lerle yapıyor.