GeriSeyahat Aziz Üstel’in tatil sırları
MENÜ
  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Hürriyet Twitter
    • Yazdır
    • A
      Yazı Tipi
Aziz Üstel’in tatil sırları

Aziz Üstel’in tatil sırları

TV sunucusu, köşe yazarı Aziz Üstel gittiği şehirlerde özgün mekanlar keşfetmeyi seviyor. Yeni otellere, restoranlara uğramaktan kaçınıyor. Yaşanmışlık içeren, samimi yerleri tercih ediyor.

OTELLER
Mark Hopkins Hotel

San Francisco

Kentin en eski otellerinden biri. Kimliğini koruyor. İçinde müthiş antikalar var. Amerikan cumhurbaşkanı adaylarının, ünlü film yıldızlarının kaldığı odalarda imzalı fotoğrafları sergileniyor. Çatısında dönen bir restoran var. Panoramik olarak şehri seyredebiliyorsunuz. San Francisco’da 15 yıl yaşadım, o dönemde otele yemeğe giderdim. Şimdi ne zaman kente gitsem bu otelde kalıyorum. (Mayısta iki kişi kahvaltı dahil 360 TL. www.ihg.com)


Pera Palas
İstanbul

Otel her şeyden önce etkileyici bir tarihe sahip. Atatürk’ten yazar Agatha Christie’ye pek çok önemli kişi kalmış odalarında. Atatürk’ün odası müzeye dönüştürülmüş. Pastanesi harika, restoranı olağanüstü. Zaman zaman hafta sonunda eşimle gidiyorum, geçmişle kucaklaşma konusunda çok hoş bir deneyim. Herkese tavsiye ederim. (İki kişi kahvaltı dahil 620 TL’den başlıyor. www.jumeirah.com)


RESTORANLAR

Russian Tea Room
New York

Şık, hoş bir restoran. 20’nci yüzyılın başlarında açılmış. Rus yemeklerinin yanı sıra mönüsünde Fransız ve dünya mutfakları var. Amerikalılar et düşkünü olduğu için et yemekleri harika. Öğleden sonra çok güzel pastalar, çay eşliğinde ikram ediliyor. Çay keyfine balalaykacı kadın şarkılarıyla eşlik ediyor. Burada pek çok ünlüye rastlayabilirsiniz. Ben romancı Stephan King’i görmüştüm (russiantearoomnyc.com).


La Coupole
Paris

Kentin asırlık restoranlarından. Hangar kadar büyük bir salonu var. Aynı zamanda çok samimi bir atmosfere sahip. Geçmişten kalan kareli masa örtüleri, masalarındaki mumlarıyla biraz salaş olmakla birlikte harika bir atmosfere sahip. Fransız mutfağının tüm yemeklerini burada bulabilirsiniz. Sandviçleri de harikadır. Beni 1980’lerde Neslihan Yargıcı götürmüştü, müdavimi oldum. Bir gün gazete okuyan bir erkek dikkatimi çekti. Çok iyi tanıyor, ismini çıkaramıyordum. Yanına gidip Türkçe konuştum. Başını kaldırıp İngilizce cevap verdi. Kısa bir sohbet sonrası kimliğini öğrendim. Oyuncu Michael Caine’di. (www.lacoupole-paris.com).


KAFE
Cafe de la Paix
Floransa

Duomo’nun girişindeki meydanda, tarihi yapının hemen karşısında, camekanlar içinde, son derece şık, muhteşem bir kafe vardır. En büyük özelliği mönülerin üstünde Rönesans ressamlarının tablolarının olmasıdır. Mönülerin arkasındaki haritalarda sanatçıların evleri, bulundukları mekanlar belirtilir. İçkiler, kahveler, çaylar Rönesans sanatçılarının adını taşır: Davud Heykeli, Mona Lisa gibi.


Cipriani
New York

Samimi, şıklık gerektirmeyen bir mekan. Yaşanmışlık vardır her yerinde. Yemekleri çok güzel, kafesinin pastaları güzel. İstanbul’dakinden çok farklı, kendine özgü bir yer. New York restoranlarında sigara yasağı başladığı günlerde garson sipariş alırken “sigara içiyor musunuz” diye sordu. Meğer içenlerin hesabına 50 dolar ekleniyormuş, kesilecek cezayı ödemek için! Pek çok Türk müdavimi vardır. Örneğin birkaç kez rahmetli Sakıp Sabancı’yla karşılaşmış, sohbet etmiştim (www.cipriani.com).

False