Aşkımızı nerede bulalım?
Bunun için size 3 adres vereceğim. Buralar yurtdışında ve nispeten uzak sayılabilir ama gidilir mi gidilir. Aşkın kuvvetine bağlı... Üstelik hafta sonuna denk geldiğinden gidilir, yenir, içilir, gezilir ve aşk tazelenip dönülür.
HAYALLERE İNANANLARA
Kuzeybatı İtalya’da Ligurya bölgesinde yer alan küçük balıkçı kasabası Portofino, görünümüyle Avrupa’nın en şiirsel kasabalarından biri olarak kabul ediliyor.
Portofino, 1950’lerin sonunda Fred Buscaglione bestesi “Aşkımı Portofino’da buldum” şarkısı ile tanınmaya başladı. Şarkının sözleri size benim çok sevdiğim İtalyan Rivierası Ligurya Bölgesi’nin eski balıkçı kasabasını anlatmaya yeter.
Aşkımı Portofino’da buldum
Çünkü hâlâ hayâllere inanıyorum
Kaderin garip oyunu
Portofino’da kalbimi aldı
Sabahın tatlı büyüsünde
Deniz seni bana getirdi
Gözlerimi hafifçe kapatıyorum
Portofino’da seni tekrar görüyorum
Seni beklediğim gökyüzünün
Bir kısmını hatırlıyorum
O kadar sevdiğim yüzünü hatırlıyorum
Ve öpülecek dudaklarını
Aşkımı Portofino’da buldum
O öpücükleri bir daha kesinlikle
unutmayacağım
Yolum artık hüzünlü değil.
Aşkımı Portofino’da buldum.
HİSSEDECEKLERİNİZ ANLATILMAZ YAŞANIR
Machu Picchu
2 bin 500 metre irtifada 15’inci asır İnca medeniyeti gizemi. Güney Amerikalılar için bir nevi hac mekânı. Peru’nun başkenti Lima’dan 3 bin 400 metre yükseklikteki gizemli “Cusco” şehrine uçuyorsunuz. Yükseklik hastalığınız geçene kadar birkaç gün “Slow Motion” yaşadıktan sonra Machu Picchu’ya doğru trene biniyorsunuz.
Bu mekândaki hislerimi, duygularımı anlatmak çok zor. 2 bin 430 metre irtifada 1450 yılında kurulmuş (İstanbul’un fethinden üç yıl evvel) tuhaf bir yaşam merkezi. İspanyol istilasından ve katliamından kaçan yerli “İnca” kabilelerinin saklandıkları bu mekâna 1911 yılına kadar beyaz adam ayak basmamış. Gerçi şimdi yeni teorilere göre 1870’lerde Alman kaçakçıları ve mühendisleri tarafından soyulduğu iddia ediliyor ama kanıtlanmamış.
1911’de Amerikalı tarihçi Hiram Bingham tarafından keşfediliyor. 18 aylığına araştırma için ödünç aldığı objeler, gümüş heykeller, seramikler, kemikler vs. nihayet 2012 yılında geri teslim ediliyor Peru hükümetine. Bize gördüğümüz filmleri hatırlatmıyor mu bu ödünç alınan tarih?
DÜNYA BAŞKENTİNDE AŞK BAŞKADIR
New York
New York her zaman bir tılsım, hürriyet ve romans taşır içinde. Dünyanın kültür ve finans merkezi. Değişik etnik kökenli 9 milyona yakın insanlar topluluğu tuhaf bir ahenk içinde yaşar burada. Bu kadar kalabalık, kozmopolit insanların beton, çelik ve cam gökdelenler arasında yaşama zorluğu antidotu bir parça “romans” tır. Central Park’ta bir tur, Metropolitan Opera’da bir tılsımlı gece veya gece yarısı bir Jazz Club, etnik bir Uzakdoğu yemeği için Chinatown... Ve daha yüzlerce seçenek...
İstediğiniz her şey, aklınıza gelebilecek her müzik, mutfak ve kültürel faaliyet ve müze mevcuttur bu dünya başkentinde . Annemin tabiriyle “Pireye don bulunur New York’ta.”
IŞIK DANSI ALTINDA AŞK
Kuzey ışıklarını izlemek için birçok mekâna gidebilirsiniz ama Reykjavik İzlanda’ya bir saat mesafedeki bu otelin barından “Aurora Borealis” izlemek bambaşka bir deney. “Ion Luxury Adventure Hotel” volkanik bir dağ üzerine konmuş duruyor. İstanbul’dan THY Oslo ve devamı Icelandair uçuşlar ile Reykjavik’e gelip oradan bir saat mesafede bu müthiş otele ulaşabilirsiniz. Peki nedir bu “Aurora Borealis” veya güney kutbundaki adı ile “Aurora Australis”? Kuzey ve güneykürenin manyetik alanları olan kutuplarda güneşten kopan elektrik yüklü partiküllerin, dünya atmosferine girip, oksijen ve azot gazları ile çarpıştıklarında oluşan, eşsiz bir doğa harikası ışık şölenidir.