GeriSeyahat Arapgir’in geçmişi Gözdere’de saklı
MENÜ
  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Hürriyet Twitter
    • Yazdır
    • A
      Yazı Tipi
Arapgir’in  geçmişi Gözdere’de saklı

Arapgir’in geçmişi Gözdere’de saklı

Malatya’nın gözden, gönüllerden ırak kalmış ilçelerinden biri Arapgir. Doğa ve kültürün iç içe yoğrulduğu ilçe turizme açılma çabasında. Kanyonları, yaylaları, yaban hayatıyla doğaseverlere, kerpiç konakları ve arkeolojisiyle kültür turistlerine hitap ediyor.

Arapgir, Malatya merkezine karayoluyla 114 kilometre uzakta. Tarihteki ilk adı Daskuza. İlk yerleşimin MÖ 120’ye kadar gittiği tahmin ediliyor. Bulgular ilçe tarihinin 6-7 bin yıl öncesine kadar gidebileceğini işaret ediyor. Bu topraklardan Asur, Med, Roma, Emevi, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı uygarlıkları geçmiş. Bölgenin en kalabalık yerleşimi son yüz yılda önemini yavaş yavaş yitirip, büyük göç vermiş. 19’uncu yüzyıl başındaki 40 bin nüfustan geriye 10 bin kişi kalmış.

EVLER ONARILIYOR

İlçeyi hakkıyla keşfetmek için en az üç gün gerekiyor. Kanyon geçişine meraklıysanız süreyi dört güne çıkarmanızı öneririm.
Arapgir Belediyesi kendi tarihine saygı duyarak bir zamanlar yoğun bir nüfusa sahip olan Ermeni vatandaşlarımı da unutmamış. Arapgir Belediye Başkanı Haluk Cömertoğlu geçen yıl ilk kez geçmişte ilçede yaşamış, bağlantısı olan 300 Ermeniyi davet ederek bir hafta ağırladı.
İlçeye girişte ilk göze çarpan beton binalar. Dar ara sokaklara girdiğinizde ise çoğu hâlâ kullanılan kerpiç konaklar sizi hemen cezbedecek. Kent merkezinde yüzlerce tarihi evi eski görünümüne kavuşturan Malatya Koruma Uygulama Bürosu (KUDEB), şimdi de Arapgir’in kerpiç konaklarına el atmış. Genellikle bu tür projeleri uygulayanlarla yerel yönetim arasında büyük problemler doğar. Büronun Başkanı Levent İskenderoğlu ve ekibi, Arapgir Belediye Başkanı Haluk Cömertoğlu’yla uyumlu bir çalışma yürütüyor.

ISSIZLAŞAN VADİ

Arapgir’in  geçmişi Gözdere’de saklı

İlçe sokaklarını gördükten sonra bir taksiye atlayıp merkeze 5 kilometre mesafedeki Eski Arapgir’e gidin. İlçenin tarihsel dönemdeki ilk yerleşim yeri Gözdere Vadisi. Yaklaşık 5 kilometre uzunluğundaki bu yemyeşil vadide nüfus çok azalmış. Halk zamanla bugünkü merkeze taşınmış. Eski Şehir denilen yerleşim vadinin batı ve doğu yamaçlarında konuşlanmış. Burada yapacağınız 2 - 3 saatlik bir yürüyüşle, bir kısmı eski ihtişamını kısmen de olsa korumayı başarmış eski kerpiç konakları görebilirsiniz. Konaklar geçmişte bölgede önemli bir yaşam kültürü oluşturulduğunun göstergesi. Eski Şehir’in büyük bölümü Osman Paşa Mahallesi. Burada 1824’te yapılan tarihi hamam ilk ziyaret edilecek yer. Bir zamanlar şehrin hamamıyken şimdi neredeyse bitki örtüsüyle kaplanmış. Sonra sırayla Ali Velikzade Çeşmesi ve ardından da Gümrükçü Osman Paşa Camii var. 1824’te inşa edilen caminin medresi günümüze ulaşamamış. Caminin yaklaşık 500 metre kuzeyindeki Ümmü Gülsüm Hatun Çeşmesi (Nalbant Pınarı) bir başka tarihi değer. Kitabesine bakılırsa 1794’te yapılmış. Geçmişte bu alanda nalbantlar bulunurmuş. Yol üzerindeki Ulu Cami de geçmişin önemli değerlerinden. Çok tahrip edilmesine karşın duvarlarının bir kısmı ayakta. Minaresinin başka bir camide kullanıldığı sanılıyor. Aşağı doğru inerken Hankah, Telli Hamam, Tahta Minareli Cami, Yazılı Mağara, Sarnıç’ı göreceksiniz. En tepedeki Arapgir Kalesi, bahçelerdeki taş köprüleri atlamamak için buraya bir tam gün ayırmak gerekiyor. Eski Şehir, Meydan Köprüsü’nde sona eriyor. Karşı tepedeki Serge Mahallesi de mutlaka görülmesi gereken yerlerden. Araçla içinde kadar girilebilen mahalledeki evlerin neredeyse tümü
kaderine terk edilmiş.

Macera kanyonu

Arapgir doğa aktiviteleri açısından cazip bir doğaya sahip. 30 civarında yürüyüş rotası bulunuyor. Yaylalarda dağ bisikletiyle uzun gezilere çıkmak mümkün. Maceranın gerçek adresi ise Kayaarası Kanyonu. Arapgir topraklarını ikiye bölen Kozluk Çayı sayesinde oluşmuş bu kanyon. Yaklaşık 13 kilometrelik parkur kaya tırmanışı tecrübesi olmayanlara, yükseklikten korkanlara uygun değil. Yine de çok zorlu olduğu söylenemez. Kanyonun bir tarafından girilip diğer tarafından çıkılıyor. Her iki tarafta da birkaç kilometrelik doğa yürüyüşü yapılacak alanlar bulunuyor. Meydan köprüsünden yaklaşık 2 kilometre ötedeki bir çardağın bulunduğu Kiraz Pınarı’na kadar küçük doğa yürüyüşleri de yapılabilir. Kiraz Pınarı’ndaki küçük çardağa kadar olan etap herkes için çok uygun. Çardaktan sonra kanyonun kayalık ve tehlikeli kısmı başlıyor. Bu aşamadan sonra rotaya sadece kanyon geçişi tecrübesi olanların girmesi gerekiyor. Geçiş süresi grubun temposuna bağlı. 7 saatte de geçilebilir 15 saatte de. Gruptakilerin teknik kaya becerileri ve kondisyonları bu süreyi belirleyecek olan en önemli etken. Bu kanyonda dolaşırken özellikle sabahın erken saatlerinde çatal boynuzlu dağ keçilerini
göreceksiniz.

İki hazine

Onar Köyü doğası kadar kültürel yönüyle de dikkat çekici. Burada çıkacağınız birkaç saatlik yürüyüşte Roma mağaraları ve harabelerini, 1224 yılında köyü kuran Türkmen Şeyhi Hasan Onar’ın yaşadığı yeri, o yıllarda yapılan cemevini, Oğuz Boyu’na ait mezar taşlarını görebilirsiniz. Rota köyün içinde başlıyor. Vadiye bakan taraftaki evleri geçtikten kısa süre sonra yamaçtaki kaya mezarları beliriyor. 20 civarındaki mağaradan en büyüğü ibadet ve depolama amacıyla kullanılmış. Kaya mezarlarından birinin duvarlarındaki kök boyayla yapılmış, Helenistik veya daha eski dönemlere ait resimler hiç bozulmadan duruyor. Tesadüfen bulunan bu resimler bölge turizmi için çok önemli. Kaya mezarlarından sonra köyün arka bahçelerine doğru yürünerek Roma harabesi olduğu sanılan eski ören yerinde kısa bir keşif yapılabilir. Bahçelerden köy içine girilerek Şeyh Hasan Onar’ın yaşadığı ev görülebilir. Cemevinin içindeki Oğuz Boyu’ndan kaldığı düşünülen mezar taşları bile başlıbaşına bir ziyaret nedeni.


Taşköprü’nün arkası peribacaları

Arapgir’in gizli güzelliklerinden biri de Roma Köprüsü. Bölgedeki tek örnek. Arapgir - Divriği yolundaki Suceyin Köyü’ne 6 kilometre mesafede. Karşı yamaçlarında da peribacaları bulunuyor. Köprüden karşıya geçip 6 kilometre yürümeniz gerekiyor ulaşmak için. Patikanın ilk etabı biraz yorucu. Bir süre sonra yamaca paralel ilerliyor. Kısa sürede peribacalarının bulunduğu vadiye ulaşılıyor. Kapadokya, Afyon kadar olmasa da manzara etkileyici. Volkanik faaliyet, iki lav çıkışı etkinliği arasında uzun süreli bir püskürme şeklinde olmuş. Bu püskürmede havzaya çökelen kısmen ince, kısmen de iri taneli malzemeler kalın bir istif oluşturmuş. Zamanla bu ara tabaka rüzgârla aşınmış. İki vadide, oluşum modeli Kapadokya ile birebir aynı olan peribacaları belirmiş. Rota yorucu olsa da görmeye değer.

False