GeriSeyahat Altın Tapınak’ta iki saat gözyaşımı durduramadım
MENÜ
  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Hürriyet Twitter
    • Yazdır
    • A
      Yazı Tipi
Altın Tapınak’ta iki saat gözyaşımı durduramadım

Altın Tapınak’ta iki saat gözyaşımı durduramadım

Neslihan Kayalar (46) Amasya’da doğdu. İlkokul sonrasında ailesiyle İzmir’e yerleşti. 9 Eylül Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Bölümü’nü bitirdi, bilgisayar programcılığı öğrenimi gördü. 1996’da İstanbul’a taşınıp, Sabancı Holding’in bilgisayar alanındaki bir şirketinde 5,5 yıl yöneticilik yaptı. Sonra bir gün Hindistan’ı merak etti. İşinden ayrıldı, eşi Erdoğan Kayalar’la yola düştü. Otobüsle Tahran’a, uçakla Pakistan sınırındaki Zahedan’a, oradan minibüs ve otobüslerle Quetta üzerinden Lahor’a ulaştı. Türkiye’ye döndüğünde 20 günlük macerasını "Hindistan Beni Çağırdı" adıyla kitaplaştırdı. Kayalar, Sihler’in Mekke’sini anlattı.

Plazalarda çalışan döpiyesli bir iş kadınıyken nereden çıktı bu Hindistan merakı?

- Beş Hintli iş arkadaşıma proje yöneticiliği yapıyordum. Hep ülkelerini, baharatlı yemeklerini ne kadar özlediklerini anlatırlardı. Hintçe konuşmalarını taklit eder oldum. Çalışkanlıkları, sohbetleriyle yeni farkındalıklar edindim. Hindistan’a gitmek fikri, farkında olmadan gelişti. Aynı projede denetçilik yapan Belçikalı Julie bir gün "Gelecek ay yokum, işten ayrılıyorum. Altı aylığına Hindistan’a gideceğim" dedi. Laptop’unu kapattı, vedalaştık gitti. Tombik Julie gidince ben neden gitmeyeyim, dedim. Kırılma noktası buydu.

Hep Batı’ya giden sonunda Doğu’ya varırmış, derler...

-
Evet, aynen öyle oldu. Gerçek anlamda ilk Doğu seyahatimi Hindistan’a yaptım. O güne kadar hep "steril" Avrupa’yı gezmiştim. İlk maaşımı alır almaz Paris hayalimi gerçekleştirdim. Londra’daki dayımın uyandırdığı merakla İngiltere’ye gittim. İtalya’nın hep konuşulan Firenze’sini, filmlere konu olan Roma ve baş döndüren Venedik’i keşfetmek için yollara düştüm. Boydan boya Yunanistan’ı gezdim. Sonra Doğu’nun beni çektiğini hissettim.

TAPINAĞA GİRENLE, ÇIKAN NESLİHAN FARKLI KİŞİLERDİ
/images/100/0x0/55ea1947f018fbb8f86b2980

Hindistan’da ilk durağınız neresiydi?

- İlk durak Atari’ydi. Konaklamadan yolumuza devam ettik. Çok görmek istediğim Amritsar’a kadar bisikletli çekçeke bindik. Sağımız, solumuzdaki yemyeşil tarlalar, ağaçlar, kuş sesleri arasındaki birkaç kilometrelik yolculuk rüya gibiydi. Hindistan’ın hoş geldin deyişi gerçekten baş döndürücüydü. Büyülendim.

Amritsar neden önemliydi? Tapınak sizde hangi duyguları uyandırdı?

-
Amritsar demek Altın Tapınak demek. Guru Nanak için yapılmış, ziyaret edenler Sihler. Bina görkemli, ulvi. İyi ki gezmişim. Geniş havuzun ortasında pırıl pırıl parlıyor. Çıplak ayakla geziliyor. Havuzlardan başlayan halılar serili. Ziyaretçiler minik havuzlarda ayaklarını temizliyor önce. Halının ilk birkaç metresi ıslak. Erkeklerin de başını örtmesi gerekiyor. Kutularda farklı renklerde örtüler var. Ziyaretçiler, havuzun çevresini soldan sağa tavaf ediyor. Tapınağa sonra girilebiliyor. Bir anda içimde büyük bir titreşim hissettim. Sıcak bir sevgi, kabul duygusuyla sarmalandım. İçimi ısıttı. Ağlamaya başladım, nedenini bilmiyorum. Sanki çok büyük bir enerjiyle yüz yüzeydim. Gözyaşlarımı durduramadım. Yüzümden aşağı süzülüyor, sanki beni yıkıyordu. Üst kattan orta kata bakan balkonlardan birine oturdum. Hálá ağlıyordum. Nedenini sonradan çok düşündüm. Tanrı’nın güzelliği üzerlerine yansımış, aydınlanmış insanları gördüm. Hiçbir şey rastlantı değildi. Kalkıp oralara kadar gidişim, bir yıl öncesine kadar hiç gezmeyi düşünmediğim Altın Tapınak’ı ziyaret edişim. Hindistan beni çağırmıştı sanki. Arınmak gibi bir şeydi. Yabancı bir mekanda, ruhuma aşina, iyileştirici bir şeyle karşılaşmıştım. Çıkışta havuzun yanında kuşlarla kaplı bir ağaç gördüm, yaprak gibiydiler, uyuyorlardı. Sessiz, hareketsiz, uçmayan, uyuyan binlerce kuş bir araya geldiğinde ne kadar büyük bir güç olduğunu hissettim. Hayatımın en etkileyici görüntülerinden biriydi. Kapıdan farklı bir insan olarak çıktım. Sanki yıllarca içeride yaşamış, kuşları beslemiş, yerlerde gecelemiş, yerleri süpürmüş, çiçekler dizmiştim. Üzerime nice günler doğmuş, geceler batmıştı. Sırtım sıvazlanmış, saçlarım okşanmıştı.

KUMAŞ ÇARŞISI RENGARENK

Tapınağın çevresinde dikkat çekici yapılar var mı?

- Tapınağın yanında, odaları geniş avluya bakan üç katlı bir bina var. Gezginler, ziyaretçiler burada ücretsiz konaklayabiliyor. Yüksek tavanlı odalardan binlerce kişi geçiyor. Türk evlerine benzer dolaplar ve şilte var içinde. Uyku tulumunu serip, yatıyorsun. Orta avludaki sütunun çevresinde çeşmeler var. Abdest alıp, el yıkanıyor. "Tuvalet olarak kullanmayın" yazmışlar. Yolun karşısı yemekhane. Bir gece kalıp, ayrılırken gönlünden ne koparsa, bağışta bulunuyorsun.

Alışveriş nasıl?

- Kentin kumaş çarşısı rengarenk. İpekler çok etkileyici. Çarşının sokakları daracık. Kumaşçılar yüksekçe, tahta bir platformda oturuyor. Müşterilere ilgilendiği kumaşın topunu zarif bir edayla, metrelerce açıyor. Anlatıyor. En az 4.5 metre kesiyorlar. Çünkü sari bu uzunluktan çıkıyor. Daha az alsanız bile 4,5 metre ücreti ödüyorsunuz.

Güvenlik sorunu var mı?

- Pek yok. Yine de dikkatli olmakta yarar var. Otelleri güvenli. Özenle kimlik bilgilerini, konut adresini kaydediyorlar. Bu da kişiye güven veriyor.

Gezi öncesindeki Neslihan Kayalar ile şimdiki arasındaki fark ne oldu?

-
Yola çıktığımda kimliğim, hayatım, dostlarım tanımlıydı. Ofisime girip, bilgisayarımı açarken gün hep aynı başlardı. Sonra güneş bir sağdan, bir soldan, bazen masanın altından doğar oldu. Canım sıkılır, bahar dallarına özenir, başkalarına, farklı hayatlara kulak kabartırdım. Döndüğümde neydim? İki küçük Hintli kızı kucaklamış, Altın Tapınak’daki kuşlara ağzı açık kalmış, Buda’nın aydınlandığı yerde botlarını çaldırmış, Ganj’a hayran kalmış, sütlü çay içmekten bir hal olmuş, ocak soğuğunda sandaletle uçaktan inen biriydim. Taşlar fena halde yerinden oynamıştı. 20 günde 10 yıllık yaşamıştım, hayat cinin şişesinden fırlayıp, tepemden aşağı boşalmıştı. Bu hiçbir yere yapılmış, olduğu noktada genişleyen bir yolculuktu belki de. Bir anda derinleşen ve zamanda aşağıya doğru kayan bir yolculuk.

seyahatte ne okuyor

Hikaye kitapları

ne yiyor ne içiyor

Et hariç, yerel yiyecekleri. Şişelenmiş su içmeyeözen gösteriyor.

ne giyiyor

Bol cepli kargo pantolonlar üzerine de yürüyüşü engellemeyecek tişot kazak ve mont giyiyor.

neyle seyahat ediyor

Tren ve otobüsle

nerede kalıyor

Bulduğu ilk otelde, biraz temiz olması yeterli. Gerekirse otelde de uyku tulumunu kullanıyor.

çantasının vazgeçilmezleri

Şampuan, diş fırçası ve macunu, asprin, el feneri

kiminle seyahat ediyor

Eşi ve arkadaşlarıyla
False