Son Güncelleme:
Altın Işık Marmara'da
Altın Işık Astroloji ve Bilimsel Araştırma Derneği’nin üyeleri geçen hafta Marmara'ya açıldı. Ve gezegenlerin hareketlerini bir tekneden izledi. Aklınıza hemen kocaman bir tekne ve mükemmel bir teleskop başına toplanmış gökyüzünü inceleyen seçkin bir kalabalık gelebilir. Bir gün inşallah bu hayalin gerçek olduğunu göreceğim. Ama şimdi seçkin olmakla birlikte küçük bir grubun çıplak gözle gökyüzünü incelediğini, son derece keyifli bir astroloji sohbeti yaptıklarını hayal edin. Üstelik sabah hava bulutlu olduğu halde önceden bu programa karar veren gruptan hiçbir kopma olmadan Bostancı Adalar İskelesinden gemiye bindik. Ve önceden gitmiş olan üyelerle Heybeli Ada'da buluştuk. Doğrusu bu gemi sefası pek bir iyi geldi. Hava biraz serin, güneş ara sıra yüzünü göstererek Marmara'yı farklı bir ışıkla aydınlatıyordu. Tabii ışıkla birlikte değişen görünüm hepimizi dingin bir heyecan dalgasıyla sarıp sarmalıyordu. Bir süre sessiz ve sakin bu manzarıyı içimize sindirdik. O sırada bizi almaya gelen tekne kıyıya yanaştı ve Prens Adaları kıyılarındaki turumuz böylece başladı. Belki biliyorsunuz ama bilmeyenler için Marmara'daki Büyükada, Heybeli, Burgaz, Kınalı, Sedef gibi adaların hepsine birden eskiden Prens Adaları denildiğini belirtmeliyim. Bu adın hikayesi ise, Osmanlı döneminde padişah olan şehzadenin kardeşlerini Marmara'daki bu adalara hapsetmesinden geliyor. Neyse efendim, bizim astroloji derneğinin üyelerinden küçük bir grupla Marmara'da dolaşmaya başladık. Böylece Marmara'yı bir kez daha keşfe çıktık. Bu arada yer yer renk değiştiren deniz öylesine büyüleyici ve çekiciydi ki, karşı konulmaz bir arzuyla kendimi serin sulara bıraktım. Şimdi diyeceksiniz ki, ‘‘aman tanrım! o pis sulara nasıl atladın!’’ Hem de pek güzel atladım. Önce pırıl pırıl parlayan suların hemen altında bir grup mink balık sürüsünün dansını izledikten sonra ‘‘bunlar yaşadığına göre benim şansım daha fazla’’ diye düşündüm. Sonra da ‘‘ben bu dünyada yaşıyorum ve şayet yaşamaya devam edeceksem bağışıklık sistemimi güçlendirmeli ve organizmamı değişen koşullara alıştırmalıyım’’ diye düşündüm ve en ufak bir kaygı duymadan kendimi serin sulara bıraktım. Şu anda pek de iyi yaptığımı düşünüyorum. Güneş ve denizle buluştuğum o güne ve buluşturan Altın Işık'a teşekkür ediyorum. Marmara'nın gecesi başka güzeldi. (Tabii ki, teknede yattım!) Bir tarafta çeşitli renklerde parlayan kristal taşlar gibi uzakta gözüken İstanbul, diğer tarafta gecenin parlak laciverdinden değişen koyulukları arasına saklanmış Marmara ve gökyüzünde elmas taşlar gibi parıldayan yıldızlar... Bütün bunların ortasında ben ve astroloji sohbeti yaptığım arkadaşlar. Anlayacağınız yaratıcılığımın şahikasına yükseldiğimi hissettim ve bu sırada ‘‘Bedenle iletişim kurma sanatı’’nı uygulamaya karar verdim. Ve tabii öğrendiklerimi öğretmeye... Bu ayın 18'inde Çarşamba günü, bedenle iletişim kurma sanatını öğrenmek isteyenleri Altın Işık Astroloji ve Bilimsel Araştırmalar Derneğine bekliyorum. Ayrıntıları öğrenmek isteyenler 0216 302 33 37 numaralı telefonu arayabilirler. Düşüncelerinizi durdurup sadece bedeninizin sesini dinlemek, heyecan verici bir duygu. Bunu herkes yakalayabilir, yeter ki, istesin. İsteyenleri bekliyorum, Yasemin'ce...