Son Güncelleme:
AKAN ZAMANIN KIYISINDA Kulaklarında yaÅŸamın 'tik tak'ları, akıp giden zamanın içinde ya da kıyısında.En son 'tik' nerede, ne zaman vurur (iyi ki de)
AKAN ZAMANIN KIYISINDA Kulaklarında yaÅŸamın 'tik tak'ları, akıp giden zamanın içinde ya da kıyısında.En son 'tik' nerede, ne zaman vurur (iyi ki de) bilemezsin.Ya peÅŸinden koÅŸacaksın zamanın, ya içinde olacaksın.İçinde olacaksan ertelemeyeceksin içinde fısıldaşıp duran hiçbir ÅŸeyi.Seçim senin…Ertelemeyeceksin sevmeyi, gülmeyi, yazmayı, ÅŸarkı söylemeyi...Ertelemeyeceksin gitar çalmayı öğrenmeyi , güneÅŸin doÄŸuÅŸunu izlemeyi, yaÄŸmurda yürümeyi, kendini şımartmayı…DilediÄŸince susmayı, korkmadan konuÅŸmayı ..Ya peÅŸinden koÅŸturacaksın zamanın, ya içinde olacaksın.Seçim senin.Bir saniye öncesi akıp gitmiÅŸ. Bir sözcük öncesi noktalanmış. Bir bakıverirsin, bugün dün olmuş… Sevgiler bugünlere varamamış, dünlere takılı kalmış. Yarınlar almış başını kaçmış. Bugün yaÅŸamına çakılı kalmış. Belki de, Özdemir Asaf'ın dediÄŸi gibi: "Bugüne en uzak gün dün".***Saatler yönetiyor hayatımızı. Uyanma saati, iÅŸe gidiÅŸ saati, eve dönüş saati… Okul saati, ders saati, çalışma saati… Kış saati, yaz saati… Haber saati, dinlenme saati, tren saati, uçak saati, paydos saati…Saatler yetmiyormuÅŸ gibi, dakikaları, saniyeleri, üstüne üstlük bir de saliseleri ilave etmiÅŸiz. Saliselik farklarla rekorlar kırılıyor. Saniyelik gecikmelerle insanın yaÅŸamı altüst olabiliyor. Bir dakikayla mutluluk, yerini düş kırıklığına bırakıyor.Sevgiliyle beraberken saatler saniye gibi geçiyor da, sıkıcı iÅŸ toplantılarında saniyeler yıl gibi büyüyor. Tatildeyken zaman su gibi akıp bitiyor, hastanede tahlil sonucunu beklerken çığ gibi büyüyor her an.Tik tak… tik tak... tik…"Saat kaç?" "Aaa öğlen olmuÅŸ. Yemek saati…""Acıktın mı?" "Pek deÄŸil ama… Yiyelim hadi…"Yemek yenmeli, yenecek…***Saatler saatlere ekleniyor… Gün geceye dönüyor… Gece güne… Gün günlere… DoÄŸumgünü, evlenme yıldönümü…Anma günü, a günü, c günü , abc günü…***"DoÄŸum gününü kutlamak için aradım…""Sesimi duymak için arasaydın keÅŸke…"***Tik tak… tik tak… tik…Seviyorsun. GüneÅŸin doÄŸuÅŸunu izliyorsun. Patlamış mısır yiyorsun. Müzik dinliyorsun….***YaÅŸamı dinliyorsun…YaÅŸam dinlenmiyor. Yorulmuyor o… Akıp gidiyor. Ya içinde olacaksın zamanın, ya peÅŸinden koÅŸturacaksın dilin dışarıda…"Toplantı ne zaman?""Ne zaman tatile çıkacaksın?""EmekliliÄŸine kaç yıl var?"Tik tak… tik tak… tik… tak…Totaliter zihniyetlidir saatler. Hayatımıza hükmeder, bizi yönetirler... Sizin için, ve size raÄŸmen vardırlar… Sizin adınıza karar verirler."Evlenme zamanın geldi artık.""Daha ne bekliyorsunuz? Çocuk sahibi olma zamanınız geldi de geçiyor bile!""Bugünler bir daha gelmez, deÄŸerini bil!"Tik… tak… tik…YaÅŸamın sesidir bu… Umudun kaynağıyken, bir yandan da soluklarımızı, yürek atışlarımızı sayarlar düpedüz… Geriye doÄŸru…Tik... tak…***Ya tiktaklarla birlikte atarsın sen de…Ya uzaktan sayıp durursun… Geriye doÄŸru…***Zaman hiç bitmeseBiz hiç bitmesekDüz olsa evrenYürüyüp gitsek…Seda SOYBAY - 14 Nisan 2000, Cuma Â