4 Kadın 1 Erkek, İstanbul Modern'de

Programda İtalyan sinemasının ayrıkotu, yönetmen-senarist  Pier Paolo Pasolini’yi, Barok akımının ilk büyük sanatçısı Caravaggio’yu, gerçek bir edebiyat kahramanı Dostoyevski’yi,  60’ların Güney Amerikası’nda dillere destan bir pop yıldızı Tony Vilar’ı ve İtalya’nın aykırı feminist şairlerinden Sibilla Aleramo’yu konu alan filmler bulunuyor.

Pasolini'nin Öfkesi

İtalyan sinemasının ayrıkotu, yönetmen-senarist  Pier Paolo Pasolini, Pasolini’nin Öfkesi’nde Yuri Gagarin’den Sophia Loren’e, Papa’dan Lenin’e yakın geçmişin önemli ikonlarını kendine has biçimde kurgulayarak modernizmi sorguluyor. Film 1963 yılında gün ışığına çıktığında, yapımcısı Pasolini’nin sol görüşüne karşı bir gazeteciyi projeye dahil etmiş ve filmin bir bölümünü onun yönetimine vermiş. Giuseppe Bertolucci, 45 yıl sonra bu duruma müdahale ederek Pasolini’nin metinlerinden, notlarından filmi yeniden kurgulamış: 16 dakikalık yeni materyal ve Pasoli’nin orijinal kurgusuna bir sonuç bölümü eklemiş. Pasolini’nin Öfkesi, o dönemin gelişmelerini sözleri iğneli, izlemesi ise keyifli bir haber kolajı biçiminde sunuyor.

Caravaggio

Bazıları döneminde anlaşılmaz! Michelangelo Merisi, nam-ı diğer Caravaggio...  Film, ünlü ressamın kariyerindeki önemli olaylara farklı bir bakış açısıyla yaklaşıyor. Çizim modellerini hayat kadınları, sarhoş ve evsizlerden oluşturan ve çağdaşlarınca pek de sevilmeyen ressamın kendisi gibi aykırı hayat hikâyesi. Meraklıları için, “Aziz Matta’ya Çağrı” tablosunun doğuşu oldukça etkileyici.

Düşünceleriniz yayımlandığında artık sadece size ait değildir! St. Petersburg İblisleri, ünlü yazar Dostoyevski’nin yaşamı ve etkilediği hayatlar üzerine çarpıcı bir dönem filmi. Çarlık Rusyası’nın son dönemini ve gerçekleşecek devrimin ilk ayak izlerini gözler önüne seren film, İtalyan yönetmen Giuliano Montaldo’nun 50 yılı aşkın sinema serüveninin son halkasını oluşturuyor. Bu etkileyici hayat hikâyesinde Dostoyevski’yi ünlü Yugoslav oyuncu Miki Manojlovic canlandırıyor.

Tony Vilar'ın Gerçek Efsanesi

Güney Amerika’nın en ünlü şarkıcılarından Tony Vilar, 1960’larda kariyerinin zirvesindeyken ortadan kaybolur. Film, İtalyan şarkıcı Pepe’nin, Vilar’ın izinden Arjantin’den New York’a uzanan arayışına odaklanır. Vilar’ın yolculuğunu anlatırken, alaylı bir dille müzikal ve belgesel türlerini karıştırır. Sıradışı karakterleri, renkli yemekleri ve hüzünlü melodileriyle film, bir yandan Tony Vilar’ın sır perdesini aydınlatıyor, bir yandan da enerjisi bol ve keyifli bir yol hikâyesi sunuyor.

Sibilla Aleramo için “Virginia Woolf’un kalem ve düşünce arkadaşı” desek pek de yanlış olmaz. Michele Placido, Aşk Adında Bir Yolculuk’ta Sibilla Aleramo’nun içinde yaşadığı bağnaz ve ahlakçı topluma karşı başkaldırışını kendisi gibi yazar olan sevgilisi Dino Campana ile olan müthiş aşkıyla paralel anlatıyor. Aleramo, hayatına da yakışır biçimde, bu film seçkisinin tek kadını...