36 saatte Washington, D.C.
Günlük yaşamın dinamizmi Amerikan tarihinden öykülerle birleşip başkenti özel şehre dönüştürüyor. Washington son yıllarda epeyce değişti. Artık New York usulü biftek yemek ve federal hükümet binalarının mermer kaplı koridorlarında adımlamak dışında yapacak çok şey var. Hatta unutulmaz birkaç gün geçirmek mümkün.
Cuma 15.00
Mücadele tarihi
2016 Eylülü’nde açılmasından bu yana kentin en popüler noktası National Mall’daki Smithsonian Afrika – Amerika Tarihi ve Kültürü Müzesi. Dev koleksiyonunu görmek için uzun kuyruğa girmeye değer. Nat Turner’ın İncil’inden, Louis Armstrong’un trompetine, Booker T. Washington’ın 1907’de yayımlanan “The Negro in Business” adlı kitabının ilk baskısına kadar çok farklı objeler aynı çatının altında sergileniyor. Sergileme biçimi acılar ve zaferlerle dolu bir yolculuk duygusu yaratıyor. Bu yolculuk çağdaş Afro Amerikalıların yaşam deneyimlerini aktardıkları video filmlerin döndüğü bölümde son buluyor. (Giriş ücretsiz. Hafta içinde saat 13.00’ten itibaren kapıdan bilet satışı başlıyor).
18.30
Keyifli lezzetler
Dörtnala gelişen restoran piyasasında ne yazık ki rezervasyon sistemini ortadan kaldırma modası yaygınlaşıyor. Muhtemelen kentin en yaratıcı işletmesi Himitsu, soruna pratik çözüm getirmiş. Garsona isminizi, cep telefonu numaranızı verin sonra caddeden Petworth’a doğru yürüyün, Ruta del Vino ya da Hank’s Cocktail Bar’da iki kadeh yuvarlayın. Bolivya’dan Gürcistan’a kadar geniş bir coğrafyanın şaraplarını burada tadabilirsiniz. SMS mesajını alınca restoranın yolunu tutun. Şef Kevin Tien’in küçük restoranı Japon müşterilerle dolu. Sürekli değişen mönüsünde ortaya karışık söylenebilen çiğ deniz ürünleri tabağı, soya soslu ızgara tavuk, Asya baharatlı sebzeler ağırlıkta. İyi havalarda dışarıya da masa konuluyor (İki kişi içki hariç yaklaşık 380 TL).
22.00
Demimonde ile gece cilası
Kapısında “Soytarılar giremez” yazan, nakit ödemeyle çalışan küçük bir bar Showtime Lounge. Bloomingdale semtinde. İçeri adım attığınızda ilk dikkat çeken duvarlardaki çerçeveli Humphrey Bogart ve kovboy filmi oyuncularının dev fotoğrafları olacak. Yabancı dilde şarkıların çalındığı barın müdavimleri CNN’in tartışma programlarında bile rastlanmayan cinsten. Bira fıçıdan servis ediliyor. Yanında Utz patates cipsi ikram ediliyor.
Cumartesi 9.00
Lüks ve sabah
Kuzeydoğu bölgesindeki Union Market’in tamamlanması birkaç yıl aldı ama ortaya kentin en şık, en yoğun AVM’si çıktı. 2 bin metrekarelik alanda birkaç restoran, şarküteri, özel gıda satıcıları, çiftçi pazarı bulunuyor. En kalabalık zamanı hafta sonunda kahvaltı saatleri! DC Empanadas, Panorama Bakery ve Peregrine Espresso’dan çarşıya yayılan cezbedici kokular çoğunlukla gençleri cezbediyor. Diğerleri kentin en iyi balık, deniz ürünleri, et reyonlarının yolunu tutuyor. Kahvenizi içip kendinize geldikten sonra, bacaklarınızı esnetip mağazaları turlamaya başlayın. Gözünüz özellikle ithal baharatlar ve çok kaliteli çatal-bıçak takımlarında olsun.
11.00
Kadın sanatçılar kutlaması
Epeyce yüksek bütçeyle kurulan görkemli “National Museum of Women in the Arts” açıldığı 1987’den bu yana turistlerden hak ettiği ilgiyi görmedi. Devam eden özel sergilerden ikisi öne çıkıyor: Afro Amerikalı kadın sanatçıların soyut çalışmaları ve Mexico City kökenli sanatçıların kadına karşı şiddeti yansıttığı, çamaşır ipi kullanılarak yapılmış sanat eserleri. Daimi koleksiyonda ünlü fotoğrafçı Annie Leibovitz, izlenimci ressam Ellen Day Hale gibi Amerikalıların yanı sıra tüm dünyadan sanatçılar yer alıyor. Kahve molası vermek isterseniz, birinci kattaki balkonun yer aldığı bölgede kentin en huzurlu kafelerinden biri bulunuyor (yetişkinlere giriş 38 TL)
13.00
Başkentte şaraphane
En hızlı gelişen semtlerden biri Anacostia Nehri boyunca uzanan, 17 hektarlık Yards. Barlara koşturan milenyum çocuklarının gözde semti geçmişte restoran açısından zayıftı. Yeni açılan District Winery bu durumu değiştirebilir. İşletmede Virginia, California ve New York’tan gelen üzümlerle bir düzineye yakın türde şarap üretiliyor. Vinoloğu geçmişte Brooklyn Winery’de çalışan Conor McCormack. Özellikle zinfandel ve cabernet franc’ları mükemmel. Şarap fabrikasını gezip, tadım yapabilirsiniz. Hepsinden güzeli, District Winery’nin restoranı Ana’da şaraplar yeni Amerikan mutfağının lezzetleriyle eşleştiriliyor. Restoran panoramik nehir manzaralı (Şaraphane turu ve tadım 140 TL. İki kişi içki hariç yemek yaklaşık 300 TL).
16.00
Unutulmuş savaşçılar
ABD’nin başkentine gidip, savaş anıtlarını görmeden dönmek olmaz. En sürprizlilerinden biri Kore Gazileri Anıtı… Başkan Trump’ın Kuzey Kore lideri Kim Jong-un’la giriştiği polemik nedeniyle günümüzde popülaritesi azaldı. National Mall’un kuş uçumu 1.5 km batısındaki anıt 1995’te yapıldı. Çalıların arasında yürüyen, yağmurluk giymiş 19 çelik askerin yüzündeki gerginlik dikkat çekici. Anıttaki notta askerlerin “Bilmedikleri ülkenin, bilmedikleri kişilerin yurtlarını koruma konusundaki yardım çağrısına karşılık verdikleri” belirtilmiş.
17.30
Çatıdaki atıştırmalıklar
Washington’daki politikayla içli dışlı mekânların önde gelenlerinden biridir Watergate. Potomac Nehri kıyısındaki otel ve iş merkezinden oluşan yapıda 1972’de meydana gelen bir hırsızlık ABD’yi sarsmıştı. Başkan Nixon’ı koltuktan düşüren olayın yaşandığı odaya “Scandal Room 214” ismi verilmiş. Watergate’i ziyaret etmek için bir başka neden geçen yaz açılan Top of the Gate. Çatıdaki açık terasa kurulan barın özelliği şehrin bir kadeh kokteyl eşliğinde seyredilebilecek en güzel panoramik manzarasına sahip olması. Yanında küçük bir buz pateni sahası bile var. Eğer hava yağmurluysa lobideki barda viski tadımı yapabilirsiniz.
19.30
Nehir kıyısında deniz ürünleri
Yeni semtlerden Wharf’ta yapılaşma sürüyor. Tamamlanan binaların henüz yarısı boş! Bu haliyle “The Truman Show” filmindeki abartılı kenti andırıyor. Bununla birlikte başkentin yıldızlı restoranlarından Del Mar de Fabio Trabocchi, semtte faaliyete geçti bile. Kurucusu Fabio Trabocchi, Georgetown’da açtığı Fiola Mare ile Cafe Milano’yu tahtından indirmiş, restoran meşhurların uğrak noktası olmuştu. Şef Trabocchi’nin geçen ekimde açtığı, mönüsünü İspanyol mutfağı ve deniz ürünlerinden oluşturduğu restoran jet hızıyla Michelin yıldızına değer bulundu. Yeni açılan popüler restoranlardan Himitsu’nun aksine Del Mar, balık heykelleriyle süslü dekorasyonuyla müşterilerin gözünü kamaştırmaya çalışıyor. Bununla birlikte Trabocchi’nin tüm restoranları gibi öncelik yemek kalitesinde. Mango meyvesi renkli, soğuk servis edilen Endülüs çorbası gazpacho’dan kadife gibi İber salamına, iştah açıcı deniz ürünleri pilavı paella çeşitlerine cazip mönüsü pek çok Washingtonlu için Wharf’a gitmek için başlı başına bir neden. Muhtemelen önümüzdeki aylarda bu trafik daha da artacak. (Şarap hariç iki kişi akşam yemeği ortalama 550 TL)
22.00
Kadehte Fransa ve Virginia
Hızla gelişen semtlerden bir başkası Brookland. Katolik Üniversitesi ve görkemli Basilica of the National Shrine of the Immaculate Conception’la dikkat çeken semte kısa süre önce şehrin en lüks restoranlarından biri açıldı. Fransız bistrosu, hafta sonunda saat 23.00’e kadar “coq au vin”, “boeuf Bourguignon” gibi ülke mutfağından yemekler sunuyor. Primrose aynı zamanda akşamın son içeceği için de uygun mekan. Bara oturup Fransa ya da ortaklardan Sebastian Zutant’ın Virginia’daki bağlarından gelen 15 tür şaraptan birini kadehte sipariş verebilirsiniz.
Pazar 10.30
Önce Dim Sum
Kuzeybatı Washington’ın Logan Circle, Columbia Heights, Adams Morgan gibi yüksek aktivite merkezlerine oranla Shaw semtinde son zamanlarda birbiri ardına zekice tasarlanmış yemek noktaları açılıyor. En yeni ve en iyisi Hong Kong mutfağının mabedi Tiger Fork. Dekorasyonda bambu kamışları ve kırmızı renklerin ziyadesiyle kullanıldığı restoran dar bir sokakta… Çin usulü iç tasarımı Lauren Winter yaptı. Yemek seçimi için slogan “Önce Dim Sum, Sonra Diğerleri”. Hong Kong usulü kızarmış ekmek, Çin jambonu, tofu kreması seçenekler arasında. Pazar sabahının özel kokteyli Bad Girl Mimi, İtalyan beyaz şarabı prosecco ve çarkıfelek karışımından yapılıyor (İki kişi, içki hariç brunch 270 TL).
Nasıl gidilir
Şubatın üçüncü haftasında THY’nin İstanbul-Washington DC direkt uçuşlarında gidiş-dönüş biletler 1881 TL’den, Lufthansa’nın bir aktarmalı uçuşlarında ise 1622 TL’den başlıyor.
Fotoğraflar:Alamy