36 saatte Perugia
Toskana’nın komşusu, Umbria bölgesinin başkenti… İtalya’nın önde gelen kültür merkezlerinden. 14’üncü yüzyıldan kalma Perugia Üniversitesi ülkenin en eski yüksek öğrenim kurumu. Son yıllarda birbiri ardına kaliteli kafe, barlar açılıyor. Tarihi merkezdeki restorasyonlar Etrüsklerden ortaçağa, gotikten 18’inci yüzyıl mimarisine kentin güzelliğini yeniden ortaya çıkardı. Her yıl Umbria Caz, çikolata festivalleriyle dünyadan büyük kalabalıkları çekse de otantik özelliklerini koruyor.
Cuma 16.00
Aile yadigarları
Tekstil atölyesi nitelemesi Giuditta Brozzetti için yetersiz kalır. Bulunduğu yapı bile başlıbaşına önemli: 13’üncü yüzyıldan kalma yüksek kemerli San Francesco delle Donne Kilisesi… Brozzetti’de, 18-19’uncu yüzyılda üretilmiş, Perugia’nın mitolojik simgesi meşhur aslan gövdeli kartal figürünün de işlendiği el dokumaları sergileniyor. Atölyenin şahibi Marta Cucchia, dokumalar hakkında derinlemesine bilgi sahibi. Bu geleneğin yaşatılması gerektiğine inanıyor (hafta sonunda ziyaret randevulu). Moretti Caselli Stüdyosu ise beş kuşaktır vitrayda uzmanlaşmış bir aileye ait. Müze mağaza ülkenin başarılı sanat atölyelerine iyi bir örnek.
17.00
Tatlı koşu
Dondurmaları sıradışı, kışkırtıcı. Fakat ismi biraz tuhaf: Lick (Yala). Ballı cevizli Gorgonzola, zencefilli çilek sorbesi (topu 9 TL) gibi pek çok seçenek var. Güzelim Sant’Ercolano Kilisesi’nin karşısındaki Alphaville kentin çikolata cenneti. En ünlü şekerlemesi ahududu marmelatıyla doldurulmuş çikolatalı pasta. Maskarpon peyniriyle yapılan bir tür cheesecake. Yanında taze sıkılmış meyve suyu, butik çay ve Aperol içebilirsiniz, salonda ya da açıkhavada oturabilirsiniz.
19.00
Happy Hour
Şık Perugia’lılar, mutlu gezginler Mercato Vianova’nın aperitif saatinde bir araya geliyor. Bloody mary ya da şimdilerde popüler olan Moscow mule gibi kokteyllerin yanı sıra çerez servisi yapılıyor. Ilık akşamlarda caddeye bakan koltuğa kurulup çevreyi seyredebilirsiniz. Bu arada T-Trane sadece yeni bir plakçı değil, gecenin saat 01.00’ine kadar açık bar.
21.00
Çiftlikten masaya
Jean Paul Sia, yaşadığı topraklara, Umbria’ya tutkuyla bağlı. Restoranında bölge mutfağını, şaraplarını en iyi şekilde tanıtıyor. Trattoria del Borgo’ya keçi peyniri Diego Calcabrina’dan geliyor. Albaco Orvieto Classico Superiore bölgenin en iyi şaraplarından. Yörenin aromatik bitkileriyle elde yapılan pesto’lu strangozzi’yi mutlaka tadın. Glutensiz yemek seçenekleri de fazla. Şarap dahil iki kişi ortalama 250 TL.
Cumartesi
9.00 Kahve molası
Sandri dal 1860’a (1860’da yapılmış) gitmek, uzun mermer bar, rengarenk freskler ve vitraylarla art deco stili döşenmiş iç mekanını mutlaka görmek gerekir. İsviçreli bir ailenin kurduğu kafeyi daha sonra Perugia’lı aile devralmış. Harika espresso kahvenin yanında çörekler, pastalar da adeta sanat ürünü.
10.00
Mimari miras
Porta Sant’Angelo’daki Musìca orijinal ve replika enstrümanların sergilendiği, konserlerin düzenlendiği küçük bir müze. Torre del Cassero‘nun tepesine kadar çıkmaya değecek kadar güzel manzaraya sahip (randevulu geziliyor). Bitişikteki Sant’Angelo kentin en eski kilisesi. Pagan tapınağının üstüne kurulmuş. Aynı zamanda ülkenin en sıradışı dini yapılarından. Merkezindeki 5’inci yüzyıldan kalma altarı çevreleyen 16 sütundan herbiri farklı dönemlerden kalma…
11.00
Kendinizi alışverişle ödüllendirin
Tarihi kentin merkezinde spor sevenlere tapınak gibi gelecek Smooth Kicks gibi bir mağaza bulmak şaşırtıcı: Şık spor ayakkabılar, meraklıları için Stan Smiths ürünleri, zor bulunan kaykaylar… Daha kolay taşınabilecek bir armağan için Danimarkalı hediyelik eşya firması Flying Tiger Copenhagen’ın yakınlardaki mağazasına uğrayın. Gelinciklerle süslü mini yemek kutuları, şık ve ucuz güneş gözlükleri sizi bekliyor. Kentin biraz dışına çıkmak isterseniz modacı Brunello Cucinelli’nin müze ve mağazaya dönüştürdüğü ortaçağ şatosunu, İtalya’nın Chanel’i kabul edilen Luisa Spagnoli’nin butiğini gezebilirsiniz.
13.00 Piknik güzeldir
Umbro’dan yerel peynirler, salamlarla sandviç hazırlatın, yanına güzel bir şarap seçin. Sepetinizi doldurduktan sonra kent merkezi yakınlarındaki Via delle Prome’ye gidin. Harika manzaranın tadını çıkarın.
14.00
Suda gösteri
Kent yakınlarındaki Lago Trasimeno, ülkenin kıymeti yeterince fark edilmemiş doğal zenginliklerinden. Geniş göldeki adacıklar, çevresindeki küçük kasabalar öylesine cazip ki George Lucas, Colin Firth gibi pek çok ünlü bölgede ev satın almış. MÖ. 217’de Hanibal’in Romalıları yendiği savaş alanı da göl yakınlarında. Passignano’dan tekneyle göl turuna çıkabilirsiniz. Dönüşte Trattoria del Pescatore’da leziz balıklar yiyebilir, günbatımında Bar del Sole’de bir kadeh yuvarlayabilir ya da operalarıyla servet kazandıktan sonra Monte del Lago’ya yerleşip kendisini yemek pişirmeye adayan Puccini’nin köşkünü gezebilirsiniz.
20.00
Sürprizli sofra
Perugia sahil şehri değil. Dolayısıyla deniz ürünlerinde herhangi bir iddiası yok. Yakınlarda açılan Crudo bu algıyı değiştirmeye başladı. Sahibi istiridye meraklısı. Mönünün başrolü kabuklulara ayrılmış. Çiğ balık çeşitleri de, özellikle somonu leziz.
22.00
Cinema Paradiso
Sanatla öne çıkan semtlerden Via della Viola’da yeni restore edilen Postmodernissimo sineması hâlâ 20’nci yüzyılın başındaki özgün atmosferini koruyor. Film gösterimleri, sergiler, genç sinemacıları buluşturan söyleşiler düzenlenen art deco stili yapı yemek sonrasında birkaç kadeh içmek için de güzel bir seçenek. Sert kokteyllere, yumuşak DJ müziği eşlik ediyor.
Pazar
11.00
Müzede SPA keyfi
Perugia’nın bir başka cazip yönü bölgede görülmesi gereken önemli yerlere yakınlığı. Giotto’nun meşhur freskleri ve tarihi yapılarıyla Assisi, öne çıkıyor. Birkaç yıl önce açılan Nun Assisi konaklamanın ötesinde SPA’sıyla cazip. 13’üncü yüzyıldan kalma yapının yanındaki tarihi Roma hamamı nedeniyle otelin ismine “SPA Müzesi” ibaresi eklenmiş. Termal havuzlarda gevşeyin, ardından tarihi bahçede kokteylinizi yudumlayın. Acıktıysanız panoramik manzaralı Eat Out Osteria Gourmet’de trüflü, pecorino kremalı çılbır gibi sürpriz lezzetleri tadın (İki kişi, şarap hariç ortalama 300 TL).
Nasıl gidilir
Perugia, Roma’ya otobüsle 3 saat (80 TL), Floransa’ya 1 saat uzaklıkta. Havaalanı bulunmasına karşın Türkiye’den direkt uçuş yok. Ekimin üçüncü haftasında İstanbul’dan Roma’ya direkt uçuşlar Pegasus’ta gidiş-dönüş 488 TL’den başlıyor.
Fotoğraflar:Hand weaving Giuditta Brozzetti,The New York Times,tripadvisor.co.za,romatoday.it,epicespresso.com.au,ashka.eu,Várkert Bazár,www.badiaccia.com,iSuiteLife,Private Driver