GeriSeyahat 36 saatte Milano
MENÜ
  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Hürriyet Twitter
    • Yazdır
    • A
      Yazı Tipi
36 saatte Milano

36 saatte Milano

Ekimde başlayacak World Expo öncesinde Milano öylesine yenilendi ki, birkaç yıl önce görenler bile bugünkü manzara karşısında hayrete düşüyor. Şehri şantiyeye dönüştüren çalışmaların büyük bölümü devam ediyor. Kentsel projelerin yanı sıra daha organik bir gençleşme dalgası kenti boydan boya kaplamış. Eski banka, marangozhane, çiftlik, dökümhaneler yenilenip bar, restoran, mağaza ve kültür merkezine dönüştürülüyor. Yenilenmenin enerjisi uzun yıllar sürecek gibi...

36 saatte Milano


16.00
GELECEĞİN MODASI

Kent merkezinde modaevlerinin toplandığı pırıltılı semtlerin ötesinde, yepyeni ve canlı bir atmosfere Zona Tortona. Merkezin güneybatısındaki semt geçmişte endüstri bölgesiydi. Genel atmosferi özetleyen en iyi örnek, Sardinyalı modacı Antonio Marras’ın butiği Nonostante Marras. Apartmanların ardındaki avludan kilitli bir kapıdan geçilerek girilen ferah butiğin dekorasyonu dikkat çekici: Masalsı ışıklarla süslü ağaçlar, antika ev eşyaları, elişi ürünler, silindirik ahşap kitap rafları ve sıradışı kitaplar, geometrik desenli, uzun, beyaz elbisenin içinde asılı lambalar...Raflardaki giysiler en az dekorasyon kadar iddialı: Keten etekler, pastel tonda paltolar, uluyan kurt desenleriyle mesajlı abiye giysiler...

36 saatte Milano


18.30
HAVUZ BAŞINDA APERATİF

Aperatif, Milano’da adeta bir ayin. Bu geleneği en iyi yaşatan ise havuz başı barı ve restoranı Ceresio i7. Dsquared2 moda evinin merkezi olarak kullanılan, faşizm döneminden kalmış bir binanın çatısında, önceki yıl açıldı. Kan kırmızısı lake kaplamalı masaları, tavuskuşu mavisi koltukları, bakır kaplamalı art deco barını Dimore Studio firması tasarlamış. Barın dekorasyonu kadar servisi de güzel: Örneğin Ceresio Spritz (köpüklü şarap, soda, Solerno, Sicilya kan portakalı likörü 40 TL) yanında mortadella peynirli pide, prosciutto salamlı, turp turşulu salata ile servis ediliyor. Havuz başının ışıklı gökdelen manzarasına gelince... İtalya’dan çok Tokyo’yu çağrıştırdığı söylenebilir.

21.00
KAYNAKÇIDA AKŞAM YEMEĞİ
Geçen yıl eski bir kaynak atölyesinde açılan Carlo e Camilla, öylesine popüler bir restoran ki akşam yemeğine yer bulmak için erken saatte gitmek ya da rezervasyon yaptırmak gerekiyor. Kapısı büyük bir sanat enstalasyonu gibi. Mağarayı çağrıştıran yemek salonunda spotlar kristal şamdanları ve beyaz haç şeklindeki büyük masayı aydınlatıyor. Detay merakı mutfakta saygın şeflerden Carlo Cracco’nun yemeklerine de yansımış. Mönüde yenilebilen çiçeklerden resim gibi tabaklar, midye ve şalgam yapraklarıyla süslenmiş domuz paçalı makarna gibi yaratıcı ürünler dikkat çekiyor. İki kişi yaklaşık 300 TL.

36 saatte Milano


24.00
HANGİSİNİ İÇMELİ

Üç harika mekân... Hepsi 2013’te açıldı... Yani, gece kuşları için alternatif bol. Eski bir dökümhanenin karanlık koridorlarının dibindeki Fonderie Milanesi, canlı bir bar. İçerisi Negroni yudumlayıp sohbet eden arif görünümlü Milanolularla dolu. Butik İtalyan birası arayanlar Lambiczoon Pub’ı deneyebilir. Sıcak görünümlü mekân, asitik bira (sour ales) ve ezilmiş malt birası (lambics) konusunda uzman. Dar pantolonlar, büstiyerlerle vücudunu cömertçe sergileyen, genç bir kalabalığın arasına karışmak istiyorsanız Dry’a uğrayın. Loş aydınlatılmış barda modacılar, moda tutkunları bir araya geliyor. Sabaha karşı acıkırsanız pizza servisi var.

36 saatte Milano


10.00
BANKADA RUHA KAHVALTI

İtalyan bankaları sadece para saklamıyor kasalarında. Kanıtını Gallerie d’Italia Piazza Scala’da görebilirsiniz: Üç saraydan oluşan kompleks Intesa Sanpaolo banka grubunun sergi salonu. 2012’de açılan bölüm 20’nci yüzyıl sanatına ayrılmış. Emilio Vedova, Lucio Fontana gibi ressamların eserlerinin sergilendiği bu galeriler bir zamanlar Banca Commerciale Italiana’nın ofisleriydi. Diğer iki sarayda Antonio Canova’nın güzelim rölyefleri, Giorgio Belloni’nin rüya gibi resimleri sergileniyor. Giriş ücretsiz.

36 saatte Milano

Duomo di Milano Avrupa’nın dördüncü büyük katedrali

12.30
ÇİFTLİKTE ÖĞLEN YEMEĞİ
Merkezden fazla uzaklaşmadan kentin telaşının biraz dışına çıkmak istiyorsanız Cascina Cuccagna uygun mekân. 17’nci yüzyıldan kalma çiftlik kültürevine dönüştürülmüş. Yaratıcı yazarlıktan yogaya kurslar düzenleniyor. Film gösterimleri yapılıyor, çiftçi pazarı kuruluyor. Üç yıl önce projeye restoran da eklendi. Un Posto a Milano’da mevsimlik mönülerin hammaddeleri özenle seçiliyor. Kış yemekleri arasında balkabaklı, adaçayı ve tereyağı soslu tortelli (40 TL), siyah trüf ve patates püreli çılbır (25 TL) kayda değer...

36 saatte Milano


15.00
DUOMO’NUN ÖTESİNDE

Öğleden sonranızı büyüleyici, fakat yeterince ilgi görmeyen kiliselere ayırın. Cephelerinde gotik süslemeler, duvarlarında Leonardo da Vinci’nin resimleri olmasa da her birine zaman ayırmaya değer. Basilica di Sant’Ambrogio’yla başlayın tura. Milano’nun koruyucu azizi mahzende zarif bir elbiseyle resmedilmiş. Birkaç sokak ötedeki Chiesa di San Maurizio al Monastero Maggiore, şimdi arkeoloji müzesi olarak kullanılan eski bir Benediktin manastırının parçası. İçindeki 16’ncı yüzyıl freskleri müthiş. Geçmişin manastır bölgesindeki resimleri mutlaka görün. Özellikle de tek boynuzlu, efsanevi atların bindiği Nuh’un Gemisi resmini. Turunuzu büyük mağazaların arasında kaybolmuş bir mimari mücevherle noktalayın: Chiesa di Santa Maria Presso di San Satiro... İçeride, sizi bir mucize bekliyor. Donato Bramante’nin elinden çıkan resimli apsis, zorlanmış perspektif tekniğinin büyüleyici bir örneği.

36 saatte Milano


18.00
İKİNCİ EL ALIŞVERİŞ

Milano’nun ünlü modaevleri koleksiyon değiştirdiğinde, vitrinlerindeki ürünler Cavalli e Nastri gibi mağazalara gönderiliyor. Seçkin ikinci el giysi imparatorluğunun üç mağazasından biri 1920’lerden geçen sezona en temiz ürünlere ayrılmış. Erkek bölümünde şık şapkalar, yün paltolar, deri çantalar bulabilirsiniz. Caddenin karşısındaki kadın bölümünde ise ipek Christian Dior etekler, neo-grunge Marni ceketler sizi bekliyor. En yeni tasarımlar için şansınızı Brera’da deneyin. Tezgâhlarda Kenzo ve Pucci’den giysiler Hermès ve Gucci’den ipek eşarplarla eşleştiriliyor.

20.30
NAVİGLİ’DE GECE

Tarihi kanallarla çevrili Navigli semti eğlence için en önemli durak. Geceye Taglio’da yemekle başlayın. Önceki yıl açılan restoran, bar ve gıda mağazasından oluşuyor. Mönü sık değişse de kabakçiçeği dolması kızartması, brokoli çorbası (35 TL) listenin demirbaşı olmalı. Sonra safranla pişirilmiş, kızartılmış balkabağı, badem ve çamfıstığıyla zenginleştirilen Milano usulü risotto’yu tadın (38 TL). Yemeğin ardından klasik bir kokteyl barı olan Mag Cafè’ye uğrayın. İsmini tarihi bir günden alan 10 Gennaio kokteyli, Hendrick’s cini, fesleğen şerbeti, limon kabuğu ve vermutla yapılıyor (24 TL).

36 saatte Milano

10.00
MİS GİBİ EKMEKLER
Bir kafe müşterisini ‘Ekmek ya da Ölüm’ tabelasıyla karşılıyorsa, anlayın ki kahvaltınız yüksek dozda gluten içeriyor... Tıpkı Pavè’deki gibi... Tezgâhındaki cam fanusların içinde fırından yeni çıkmış pek çok hamur işi sergileniyor: İçleri elma doldurulmuş bademli kurabiyeler (frangipane), üzümlü kekler (panettone), ceviz macunlu çörekler (brioche)... Kahvaltı mönünüzü seçip, ortak kullanılan büyük masalardan birine oturun, en büyük boy cappucino ile dinçleşmeye çalışan Milanoluları izleyerek çöreklerin, kurabiyelerin tadını çıkarın.

36 saatte Milano


12.30
MÜTHİŞ SERGİ
İtalya’da hiçbir müzenin yıllık geçici sergi programı Palazzo Reale ile yarışamaz. Piazza Duomo’daki müzede şu anda üç sergi birden gezilebiliyor. 19’uncu yüzyıl ressamının 100 eseri ‘Segantini. Il Ritorno a Milano’ başlığıyla sergileniyor. 200 eserden oluşan retrospektif Marc Chagall sergisi 1 Şubat’a kadar açık. Bunlara ilave olarak özel koleksiyonlarda bulunan, nadiren kamuya açılan Van Gogh eserlerinden oluşan bir sergi 8 Mart’a kadar açık. Nisanda ise tüm sanat dünyası Palazzo Reale’den bahsedecek. İtalya’nın gelmiş geçmiş en büyük Leonardo da Vinci sergisi hazırlanıyor. Acele etmeden, tüm eserleri görün. Çıkışta bir görkemli eser daha sizi bekliyor. Duomo sadece birkaç adım ötenizde...

Nasıl gidilir?
Şubatın üçüncü haftasında İstanbul’dan Milano’ya aktarmasız gidiş-dönüş uçuşlar Pegasus’ta 385 TL, THY’de 415 TL’den başlıyor.

False