36 saatte Edinburgh
Her yıl ağustosta tiyatro, opera, dans ve klasik müziğin nabzı İskoçya’nın başkentinde atıyor.
Uluslararası Edinburgh Festivali dünyadan binlerce sanat meraklısını kente çekiyor. 3 bin sanat gösterisinin bir bölümü de sokaklarda gerçekleştiriliyor. Bu yıl 9 Ağustos’ta başlayacak festival 1 Eylül’e kadar sürecek. Edinburgh şatoları, kafe, restoranları ve göller bölgesine yakınlığıyla da cazibe merkezi.
Cuma
15.00
Küçük tabaklar ve portreler
Lezzet turunuza Hanover Street’teki Urban Angel’dan başlayın. Queen Street Parkı yakınlarındaki kafede kahveler, Earl Grey çaylar kek ve kurabiye gibi ikramlarla sunuluyor. Diğer seçenekler organik mevsim yeşillikleriyle yapılmış sardalya ve gevrekli Sezar salatası ya da parmesan peynirli salata (12-21 TL / urban-angel.co.uk). Biraz nefes aldıktan sonra yakınlardaki Queen Street’teki İskoç Ulusal Portre Galerisi’ne uğrayın. İskoç ressamların tablolarında ulusal kahramanlardan Sean Connery gibi sanatçılarla ünlü İskoçlarla tanışın. Müzenin ayrıca geniş bir fotoğraf arşivi bulunuyor (nationalgalleries.org).
16.00
Merdiven tırmanın
Eğer hava bulutsuzsa 287 basamak tırmanıp İskoç Anıtı’na gidin. Gotik kule 1840’ta yazar Sir Walter Scott’un anısına inşa edildi. Scott Anıtı’nın daire şeklindeki merdiveni yükseldikçe daralıyor. Aşağıya inenlerin arasından sıyrılıp, yukarı çıkabilirseniz sizi harika bir 360 derecelik şehir manzarası bekliyor. Giriş 12 TL (edinburghmuseums.org.uk). İndikten sonra Princes Street Parkı’nı gezin. Bir zamanlar kaleyi koruyan hendekte şimdi çok güzel bir park var. Yeşilliklerin arasında yürüdükten sonra yakınlardaki İskoç Ulusal Resim Galerisi’nin yolunu tutun. Gauguin, Bernini, Sir Henry Raeburn’ün eserlerini görün. Çıkışta, kaldırımda etekli gaydacıya rastlarsanız küçük bir bahşiş vermeyi unutmayın (nationalgalleries.org).
18.00
Pub’da mola
Şehrin en eski pub’larından Doric’te 50 farklı single-malt viskiyi, Edinburgh’un yerel biralarını tadabilirsiniz 17’nci yüzyılda tekstil ürünleri mağazası olarak inşa edilen yapı şimdi 10 yıllık Glenmorangie’den (12 TL) 30 yıllık Balvenie’ye (90 TL) her damağa uygun viskinin merkezi. Üst kattaki bistroda taze yerel ürünler, alt katta ise meşhur sirkeli patetes kızartması sunuluyor (the-doric.com).
20.00
Bistro saati
Beyaz kireçle boyanmış duvarları, minimalist dekorlarıyla, Outsider brasserie arka camından görülen Edinburgh Şatosu’nun resmiyetiyle tezat oluşturuyor. Mönü ağırlıklı olarak Akdeniz mutfağından. Pastırmalı, çamfıstıklı midye, parmesanlı patates kekiyle sunulan fırında kuzu, ceviz, peynir ve ıspanakla sunulan şitake mantarı gibi ana yemeklerin fiyatı 39-60 TL arasında. Yoğun saatlerde mutlaka rezervasyon gerekiyor (George IV Bridge, No: 15). Çıkışta geceye akmak isterseniz Hotel Missoni’nin sosyetik müşterilerini ağırlayan Bar Missoni’yi deneyebilirsiniz.
Cumartesi
22.00
Asilzade voltası
Royal Mile’da yürüşüye çıkmadan Edinburgh’u görmüş sayılmazsınız. Palace of Holyroodhouse’dan (royalcollection.org.uk) başlayıp, kraliçenin İskoçya’daki resmi ikametgâhı Edinburgh Şatosu’na kadar uzanan parkur, kentin en ünlü turistik yerlerinden. Saray yakınında İskoç Parlamentosu’nu göreceksiniz (scottish.parliament.uk). Gelecek yıl İskoçya’nın kaderini belirleyecek bağımsızlık oylaması bu modern binada yapılacak. Royal Mile boyunca hediyelik eşya satan mağazalar sıralanıyor. Dar ara sokaklara girmeyi, çevreye bakmayı ihmal etmeyin. Birçok sokak, ismini geçmişteki işlevinden almış. Geçmişin kasaplar çarşısı Fleshmarket Close (aynı zamanda İskoç polisiye yazarı Ian Rankin’in romanının adı) gibi.
23.00
Şato ziyareti
Yürüyüşünüzün son durağı Edinburgh Şatosu (edinburghcastle.gov.uk). Castle Rock adlı volkanik bir tepenin üstünde bu yapı. 48 TL giriş ücretini verirseniz, surların arkasındaki yapıları da görebilirsiniz: Great Hall, Kraliyet Sarayı, 12’nci yüzyılda inşa edilen kentin en eski yapısı St. Margaret Şapeli... Şato yakınlarındaki 1850’lerden kalma Camera Obscura, mercekler, gün ışığının süzüldüğü tavanları, kentin çevresini ve geçmişini sergileyen fotoğraf koleksiyonuyla görülmesi gereken bir başka önemli müze.
12.00
Tarih dersi
Dönüşte, yokuştan inerken Chambers Street’te İskoç Ulusal Müzesi’ne uğrayın. 2011’de yeniden düzenlenen yapı İskoç tarihi, doğası, bilimi, sanat ve tasarımcıları, çocukların çok seveceği dinozorları, buharlı lokomotifiyle ziyaretçi çekiyor. Koleksiyondaki en ünlü obje Edinburgh Üniversitesi’nce üretilen klon koyun Dolly.
13.30
Gastro pub: Köpekler
The Dogs, hızla yaygınlaşan gastro pub akımının temsilcilerinden. İskoç mutfağının popüler ürünleri var mönüsünde: Güveçte mantarlı, biftek (22 TL), haggis, yani geleneksel işkembe dolması (21 TL), bezelye püreli balık tava (19 TL), vejetaryenler için fırında keçi peynirli kabak ve yeşil soğanlı risotto (20 TL). Pub’un duvarlarını süsleyen fotoğraflardaki, heykellerdeki sevimli köpekler sanki yemeğinizden tatmayı bekliyor. Yemekten sonra yakınlardaki George ve Princes caddelerinde kısa bir tur atın. Ünlü markaların yanı sıra kente özgü mağazalar da yer alıyor bu bölgede (thedogsonline.co.uk).
16.00
Çiçekler ve çay
Eğer hava güzelse kentin 70 hektarlık Kraliyet Botanik Bahçesi’ni gezin; gerçekten görmeye değer (rbge.org.uk). Dev seralar, nadide tropik bitkiler, Anne Kraliçe’nin anısına yapılan özel bahçe, İskoç Sağlık Bahçesi, bölge dağlarında, yaylalarında yetişen nadide çiçekler... Yeşillikler içindeki Terrace Cafe’de beş çayı fırsatını kaçırmayın.
19.00
Nehir boyunda
Kentin Firth of Forth bölgesindeki yük limanı artık barları, kafeleri, Michelin yıldızlı restoranlarıyla yepyeni bir cazibe merkezi. Leith’teki restore edilmiş hangarlardaki şık mekânlardan önce Shore’a uğrayın. Eski ahşaplarla dekore edilmiş pub’da içkinizi yudumlarken Water of Leith manzarası size eşlik edecek (fishersbistros.co.uk). Sonra akşam yemeğiniz için birkaç sokak ötedeki Vintage’e doğru yürüyün. Mönüsünde tütsülenmiş domuz yanağı (9 TL) gibi atıştırmalıklar, butik biraların yanı sıra pancarlı alabalık (36 TL) gibi geleneksel ve modern mutfakları birleştiren yemekler yer alıyor (thevintageleith.co.uk)
Pazar
10.00
Yokuş yukarı
Güne kentin en güzel seyir noktalarından Calton Tepesi’ne yürüyerek başlayın. Ayaklarınızın altına geniş bir manzara serilecek: Leith, Firth of Forth, Edinburgh Şatosu, Arthur’s Seat Tepesi. 12 Dor sütunundan oluşan bitmemiş Ulusal Anıt, Napolyon Savaşları kurbanlarının anısını yaşatıyor. Fakat kentte çirkinlik örneği olarak anılıyor. Daha da yüksek bir yerden Edinburgh’a bakma ihtiyacı hissederseniz Trafalgar Savaşı anısına dikilen Nelson Anıtı’nın üstüne çıkabilirsiniz.
13.00
Yerel tatlar
Calton Tepesi’nin eteklerindeki Kraliyet Teras Parkı, geleneksel mutfağın örneklerini sunan şık bir restorana ev sahipliği yapıyor. Gardener’s Cottage’ın bulunduğu tarihi yapı bir zamanlar bahçıvanların konutuydu. Üç büyük masasında sunulan mevsimlik özel yemekler ve fiyatları, her gün kapıdaki tahtaya tebeşirle yazılıyor: Havuç çorbası (15 TL), İskoç peyniri crowdie ve yabani sarmısakla yapılan omlet (18 TL), pastırma ve fermante edilmiş pazılı mezgit (45 TL). Garsonların işlerinden biri de zaman zaman girişteki blok flütçüye eşlik etmek. Ekip bahçe yemeğine uygun caz ağırlıklı repertuvarıyla yemeğe boyut katıyor (thegardenerscottage.co).