36 saatte Çang Mai

Cuma
17.00

El ürünleri cenneti
Charoenrat Sokağı boyunca elişi ürünler satan pek çok mağaza var. Kafe ve tasarım ürünleri mağazası Woo’da yaratıcı bitki ve çiçek düzenlemeleri dikkat çekiyor. Üst kattaki sanat galerisinde resim, heykel sergileniyor. Butikteki zengin ürün çeşitleri arasında pirinç özlü dudak kremi, minimalist seramikler, çağdaş sanatçı Damien Hirst’ü kıskandıracak şekilde minik deniz kabuklarıyla süslenmiş kurukafa, minimalist seramikler, rengârenk hippie giysileri dikkat çekiyor. Birkaç sokak ilerideki The Meeting Room Art Cafe’de yerel sanatçıların fotoğraf baskıları, resimleri satılıyor.

19.00

Ping ve ben
Ping Nehri kıyısında günbatımını seyredebileceğiniz en şık bar On the Ping, Sala Lanna Oteli’nde. Yüzme havuzu, beyaz fenerleri, beyaz koltuk ve kanepeleri ve yeşil alanlarıyla huzurlu bir mekân. Mönüde votka, limon otu, yeşil limon karışımı Ping River (43 TL) gibi özgün kokteyller, Tay butik biraları, Tay roze şarabı var.

Tuhaf ve romantik
Ginger & Kafe’yi sanki dünya gezgini, egzantrik bir lord kurmuş. Başka kim geleneksel çöpşiş (satay) tavuğun yanına dilimlenmiş salatalık ve kızarmış ekmek koyar, başka kim tatlı mönüsüne İngiliz kurabiyesini ekler ki? Kısacası romantik ve sıradışı bir mekân. Dekorasyon yerine dikkatinizi mönüye odaklayabilirsiniz.Yeşil limon ve hindistanceviziyle terbiye edilmiş et yahnisi, demirhindi sosunda domuz pirzolası, tropik meyve ve kırmızı köri sosuyla tatlandırılmış ördek göğsü gibi seçimlerden oluşan üçer tabaklık, iki kişilik mönüler 270 TL. Sonra bitişikteki House Lounge’a geçin. Burada mutlaka Colonial Cordial kokteylini (Scotch, Papidoux calvados, Grand Marnier, kekik likörü, 55 TL) tatmalısınız.

Cumartesi
10.00

Tapınaktaki bilgelik
Önce kötü haber: “Her şey doğar, varolur ve tükenir.” Bununla birlikte: “Ayrılık rahatlamak için en iyi yoldur.” Bunlar ağaçların arasında sıralanan tapınaklar, heykeller, gölet ve çeşmelerden oluşan Wat Umong’un yollarındaki tabelalara yazılmış özlü sözlerden bazıları. 13.yy sonunda inşa edilen yapılar günümüzde de Budist tapınağı. İçlerinde en ünlüsü aslan heykelciklerinin süslediği merdivenlerden tepesine kadar çıkılabilen 14. yy’dan kalma, çan şeklindeki yapı.

12.30

Maharetli eller
Yakınlarda, ormanın açıklık alanındaki zanaatkâr köyü Baan Kang Wat’ta ruhani atmosfer yerini yaratıcı fikirlere bırakıyor. Yılankavi patikalar kafe, çayhane, meyve suyu satıcıları ve hediyelik elişi ürünler satan mağazaları birbirine bağlıyor. Hediyelikler arasında el yapımı kâğıt ürünlerden bebek giysilerine ne ararsanız var. Çekiç seslerini izleyerek ulaşacağınız Saprang’da ödüllü tasarımcı Supat Suwannasing, yaprak desenli zarif küpeler, kolyeler üretiyor. Bookoo Studio’daki kâse, vazo, ekmek kesme tahtaları seramik ve ahşaptan.

14.00

İştah patlaması
Ahşap evler, kulübelerden oluşan bir başka yerleşimde hizmet veren Huen Muan Jai, acılı kurbağa çorbası, wok’ta kızartılmış karınca yumurtası gibi sıradışı yemekler sunuyor. Et sevenlerin iştahını açacak seçenekler de mevcut: Muz yaprağında fırınlanmış, egzotik meyveyle haşlanmış, wok’ta mantarla kavrulmuş, yumurta kırılmış, kırmızı köri sosuyla yumuşacık pişirilmiş etler... Alışıldık usullerde pişirilmiş et ya da balıkları da burada bulmak mümkün. Tatlılarda hindistancevizi sütü, muz, mısır şurubu öne çıkıyor. İki kişi ortalama 90 TL.

16.00

Yaratıcı koridorlar
Nimmanhaemin Caddesi’nin yan sokakları sanat ürünleri satan mağazalarla dolu. Art Mai Gallery Hotel’in tematik odalarından restoran mönüsüne her köşesinde yerel sanatçıların el emeği var. Fakat en etkileyici bölümü giriş katındaki sanat galerisi ve butik. Mağazada desen ve resimler, özgün tasarımlı eşarp ve çantalar bulabilirsiniz. Yakınlardaki Gallery Seescape’de kurucusu Torlarp Larpjaroensook’un rüyayı andıran soyut resimleri, neşeli robot heykelleri sergileniyor, ayrıca dönüşümlü sergiler düzenleniyor. Jojo Kobe’den yerel sanatçıların baskılarını alabilirsiniz. Güneye doğru yürüdüğünüzde Çang Mai Üniversitesi Sanat Merkezi’ni göreceksiniz. Le Corbusier esinli beton - cam yapının beyaza boyanmış geniş salonlarında çağdaş koleksiyonlar dönüşümlü sergileniyor.

19.00

Karides, istiridye ve sohbet
Yengeç etinizi nasıl arzu ederdiniz? Blackitch Artisan Kitchen’da soruyu “Çin mantısında (won ton) çıtır ve ılık et suyu sosuyla, yanında lahana turşusuyla lütfen” diye yanıtlarsanız önünüze yüzme havuzu gibi bir kâse gelebilir. Su ürünleri konusunda az bilinen diğer lezzet duraklarından biri Nimmanhaemin Caddesi’nde. Bu kült mekân ne şık ne de romantik. Beton zemini ve seramik masalarıyla çok sade, salonu en fazla 15 kişinin sığacağı büyüklükte, çok aydınlatılmış... En az bir gün önceden rezervasyon yaptırmak gerekiyor. Birinci katta olduğu için caddede ilk bakışta görülemiyor. Dahası, seçeneği sınırlı. Her gün değişen standart mönüsü 280 TL. Fakat yemekleri sıradışı. Üstüne nehir karidesi ve somon yumurtası serpiştirilmiş, yosuna sarılarak kızartılmış uskumru... Kafası ve kuyruğu haşlanıp elde edilen suyla ıslatılarak fırınlanıp üstüne hindistancevizi yağında pişirilmiş nilüfer tohumu püresi eklenmiş yayın balığı... Şef ne pişirirse pişirsin sonuçtan emin olabilirsiniz.

22.00

Bira ve botanik
Nimmanhaemin Caddesi’ndeki Beer Lab’da 80 tür birayla oturduğunuz yerde dünya turu atabilirsiniz. Üniversiteli gençler, ülkede yaşayan yabancılar, STK çalışanları, genç profesyoneller dünyanın dört bir yanından biraları yuvarlamak için burada toplanıyor. Örneğin Japonya’dan Hitachino Nest Red Rice Ale 50 TL, yerel Tropical Wheat birası 35 TL. Panoramik manzara için Hotel Yayee’nin çatısındaki bara gidebilirsiniz. Botanik bahçesini andıran barın tavan kirişlerinden sarkan bitkilerden bazıları aromatik kokteyllerle masanıza geliyor. Ardıç özü, aloe vera, kekik ve beyaz üzümle hazırlanan Ananda’s Flyboy gibi kokteyllerin fiyatı 40 TL.

Pazar
11.00

Asya sanatı

Mutlaka merak etmişsinizdir. Ortaçağ ressamı Hieronymus Bosch pop kültürü takıntılı bir uyuşturucu satıcısı olarak 21. yy Tayland’ında hayata dönseydi ne olurdu? Muhtemelen Navin Rawanchaikul’un “Super(M)art Bangkok Survivor”ı gibi resimler yapardı. Tay karakterlerle dolu resimde kimler yok ki? Kalaşnikov tüfekli Buda, kolları dövmeli, çevreye kusan Budist rahipler, filler, Vespalar, çizgi film karakterleri... Duvar boyundaki tablo iki yıl önce açılan dünya çapındaki MAIIAM Müzesi’nin en çok dikkat çeken eserlerinden. Müzenin sabit koleksiyonda muzip, alaycı heykelleriyle Araya Rasdjarmrearnsook, acılı ifadelerle dolu büstleriyle Chatchai Puipia ve pek çok çağdaş sanatçı yer alıyor. MAIIAM kent merkezinden taksiyle 30 dakika uzakta. Giriş 22.5 TL.