GeriSeyahat 30 yıllık bıyık Kıbrıslı'ya feda oldu
MENÜ
  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Hürriyet Twitter
    • Yazdır
    • A
      Yazı Tipi
30 yıllık bıyık Kıbrıslı'ya feda oldu

30 yıllık bıyık Kıbrıslı'ya feda oldu

Komedi dizilerinde oynadığı rollerle hafızalara kazınan Levent Ülgen, bu kez seyirciyi ters köşeye yatırdı, bir drama dizisiyle karşılarına çıktı. Geçtiğimiz hafta başlayan “İnadına Yaşamak”ta ‘Kıbrıslı’ rolünü üstlenen Ülgen’le hem canlandırdığı karakteri hem de rolü uğruna 30 yıllık bıyığına nasıl veda ettiğini konuştuk.

* “İnadına Yaşamak” dizisine nasıl dahil oldunuz?

- Süreç Film’le 10 bölüm kadar “Salih Kuşu” dizisini çekmiştik. Bu dizi yayından kaldırıldı. Vedalaşmak için Süreç Film’e gittim, tam oradan ayrılırken, “Yeni bir projeye başlıyoruz, drama oynamak ister misin?” dediler. Tam da arayıp bulamadığım bir şeydi. Hem seyirci, hem yapımcılar beni biraz da böyle görsünler istiyordum. Bu yüzden seve seve kabul ettim teklifi.

* Canlandırdığınız ‘Kıbrıslı’ rolü için radikal bir değişiklik yaptınız ve bıyığınızı kestiniz...

- Evet, seyirciye inandırıcı gelmesi açısından görüntümün biraz değişmesi gerekiyordu; ya sakallı ve bıyıklı olacaktım ya da bıyıksız olacaktım. Önce sakal bırakarak senarist ve yapımcının karşısına çıktım, daha sonra da bıyığımı kesip gittim. Bıyıksız halimi görenler neredeyse beni tanıyamadı. Herkes bıyıksız halimden çok etkilendi ve rolü, bıyıksız oynamama karar verdik.

* Bundan önce en son ne zaman bıyıklarınızı kesmiştiniz?


- Yaklaşık 30 yıldır bıyıklı bir adamım. Aslında nadiren kesiyordum ama hemen ertesi gün tekrardan bıyık bırakmaya başlıyordum, bu yüzden neredeyse kimse beni bıyıksız görmüyordu.

AL PACINO’YA BENZETİYORLAR

* Aynaya baktığınızda bir an duraksadığınız oluyor mu?


- Hâlâ alışamadım, uzun uzun kendime bakıp aynadaki kişinin ben olduğuma inanmaya çalışıyorum. Şunu söylemeden de geçemeyeceğim; bu halimi Al Pacino’ya benzetenler oldu.

* Diziye dönelim; Kıbrıslı nasıl bir karakter?

- Kumarhanelerde yetişmiş biri Kıbrıslı. İşlerini yoluna koyunca Kıbrıs’ta gazino açmış. Karısını genç yaşta kaybetmiş ve kızıyla baş başa kalmış. Hayatta en değer verdiği kişi, kızı. Bunun dışında çok acımasız bir adam olmasına rağmen bir şekilde dolandırılıyor. Zedelenen itibarını kurtarmak için de dolandırıcıların peşine düşüyor.

GÜLDÜREBİLECEK ZEKAYA SAHİP OLDUĞUMU DÜŞÜNMEMİŞTİM

* Komediden sonra daha ciddi bir rolle seyircinin karşısına çıkarken “ya yadırgarlarsa” diye düşündünüz mü?


- Düşündüm tabii... “En Son Babalar Duyar” ve “Akasya Durağı” gibi uzun soluklu birkaç dizide canlandırdığım sahtekâr tipler adeta üzerime yapıştı. Halbuki ne sahtekârlığı severim ne de komediyi... Bugüne kadar oynadığım çoğu tiyatro oyununda hep ağır rolleri üstlendim. Açıkçası oynayana kadar komediyi becerebileceğimi de sanmıyordum. Hatta komedi işin kolay tarafı diye düşünüyordum. Meğer öyle değilmiş! Bu tamamen benim cehaletimden kaynaklanıyormuş. Oynadıkça hem komedinin kendisini sevdim hem de komediyi kendime yakıştırdım. Çünkü insanları güldürebilecek bir yapıya ve zekaya sahip olduğumu düşünmemiştim. Gördüm ki bende de komik bir yan varmış. 12 yıl boyunca televizyonda komedi oynadım ama artık dramatik bir karakterle seyircinin karşısına çıkma zamanı gelmişti.

BEYNİM DURDU SAHNEYİ TERK ETTİM

* Gelelim tiyatroya. Bu sezon iki farklı oyunla seyirci karşısına çıkıyorsunuz değil mi?


- Evet, bu sezon hem “Kafkas Tebeşir Dairesi”nde hem de “Yatak Odası Diyalogları”nda rol alıyorum.

* Tiyatro sahnesinde yaptığınız ve unutamadığınız bir hatanız oldu mu?

- Hem psikolojik hem de sağlığımın bozuk olduğu bir dönemde tiyatro sahnesini terk ettim. İnanılmaz derecede yorgun olduğum, Ankara-İstanbul arasında sürekli mekik dokuduğum bir dönemdi. Sahnedeyken bir an gözümün önüne bir perde indi, beynim durdu. Hiçbir şey göremez ve duyamaz oldum, “Oynamıyorum” diyerek sahneyi terk ettim. Bu benim için inanılmaz utanç verici bir şey ama bünyem o kadar yoğunluğu kaldıramadı. Bir daha ne benim başıma ne de düşmanımın başına gelmesini isteyeceğim bir olaydır.

DÜNYA BİR YANA HATİCE BİR YANA

* Dizide ya da tiyatroda partnerlerinizle kurduğunuz ilişki yaptığınız işi nasıl etkiliyor?

- “İnadına Yaşamak”ta kızımı oynayan Duygu Sarışın’la çok hoş bir bağ kurduk. Bizim işimizde partnerinizle kurduğumuz ilişki çok önemidir. Oyunculuk kariyerim boyunca en iyi partnerim Hatice Aslan oldu.
Dünya bir yana, Hatice bir yana. Partnerinizden aldığınız pozitif enerji sahnede motivasyonunuzu inanılmaz derecede etkiliyor. Şu an Goncagül Sunar ve Songül Öden’le oynadığımız tiyatro oyunlarında da aynı elektriği yakaladık.

KAYAK YAPARKEN SAKİNLEŞİYORUM

* İşten fırsat bulduğunuzda neler yaparsınız?

- Kış mevsimini çok seviyorum, çünkü bu mevsimde kayak yapıyorum. Şu an dört gözle kar yağmasını bekliyorum. Kayak benim için tiyatro gibi çok büyük bir tutku. Kayak yaparken hem çok rahatlıyorum, sakinleşiyorum hem de bedenimi ve ruhumu dinlendiriyorum.

False