2500 yıllık sokaklar Yemen’de aynen duruyor
Cemal Emden 32 yaşında bir mimar-gezgin. Seyahatlerini mimari gözle yapmayı seviyor. Bugüne kadar sadece mimarilerinden etkilendiği için Yemen, Suriye, Fas, Mısır ve Balkanlar’a gitmiş. Sırada birçok ülke var. Üstelik gördüklerini kendine saklamıyor, sergiliyor da. Garanti Galeri’de Amsterdam-Berlin adında bir sergisi olmuştu.
Şimdi de Yemen fotoğraflarını sergileyecek. Yemen o kadar etkileyici ki, mümkün olsa da hepsini tam sayfa basabilsek dediğim fotoğraflar gördüm bu röportajı yaparken. Cemal Emden, kerpiç gökdelenlerinden, kurulduğu günden beri değişmemiş çarşısından ve çöllerinden etkilendiği Yemen’i anlattı. Emden’in tüm Yemen fotoğraflarını görmek isterseniz 22 Aralık’ta Atatürk Kültür Merkezi’nde başlayacak sergisini kaçırmayın.
Yemen’e nasıl gittiniz?
- İlk olarak Ağa Han Mimarlık Ödülleri’nin bir projesi için gitmiştim. Buraya tekrar gelmem gerek dedim ve 20 günlük bir tur için geri döndüm. Başkent San’a’dan başladık, çölde Shabwah ve Shibam’dan geçerek doğuya vardık.Sonra güneye, deniz kenarına indik, ardından kuzeye çıkarak dağlık bölgeye girdik. Batıda Kızıldeniz’e vardıktan sonra başkente geri geldik. Son olarak da San’a’nın kuzeyindeki Shiharah bölgesine çıktık. Giderken mütevazı koşullara hazırlıklı olmamız gerektiğini biliyorduk ama havaalanında bavullar için iki saat beklememiz bize zamanın burada tahminimizden daha yavaş aktığını gösterdi.
Neydi tekrar gitmem gerek dedirten?
- Her şeyden önce mimarisi tabii ki. Modernleşmemiş, kerpiç kullanılarak oluşmuş bir mimari var. Sonra da el değmemişliği ve bozulmamışlığı. 2500 sene önce yapılmış sokaklar bugün hálá aynı şekilde duruyor.
Neydi mimari olarak sizi bu kadar etkileyen?
- Yemen iki bölümden oluşuyor: Güney Yemen çöl bölgesi, Kuzey Yemen ise dağlık. Çöl bölgesindeki tek inşaat malzemesi çölden çıkardıkları toprak. Bütün binalar kerpiç. Bu evlerin yüksekliği bir statü sembolü. En yüksek binalarda oranın imamı, zengini veya şeyhi oturuyor demek. Sekiz-dokuz kata kadar çıkıyor. En güzelleri Shibam’da. Eşi benzeri olmayan bir yer burası. UNESCO’nun Dünya Mirası listesinde zaten. Shibam, bir vadinin içinde sel baskınları yüzünden 380 metreye-250 metre boyutlarında bir kayanın üzerine kurulmuş. 500 evde sekiz bin kişi yaşıyor. 3000 yıldır kerpiç yapılar var. Bu yapı gelenekleri bugün de aynen devam ediyor. Çünkü çok fakirler, iç bölgelere yeni ve modern yapı malzemeleri ulaşamıyor.
Başkent San’a’da en çok neler etkiledi sizi?
- Öyle çok ki! Efsaneye göre Nuh’un oğlu Shem tarafından kurulmuş. Dünyanın en eski yerleşimlerinden biri. Burası da UNESCO Dünya Mirası listesinde. Hz. Muhammed’in yaşadığı dönemde yapılmış camiler var. Orijinal kalem ve ahşap işçilikleri var, bozulmamış. Konumu da çok enteresan. Bir kale duvarının içine kurulmuş bir kent. 1001 gece masallarının dekoru gibi. Çarşı, Arap yarımadasının kesinlikle el değmemiş, en iyi korunmuş çarşısı. 40 ayrı küçük çarşıdan oluşuyor. Tütün, Hindistan’dan gelen baharatlar, kumaşlar... Dülgerler, marangoz atölyeleri de var.
OTEL YOK, ESKİ HAN VAR
Fotoğraflardaki silindir şeklindeki binalar ne? Bir ortaçağ şatosunun çöle ışınlanmış haline benziyor.
- Eskiden binaları yuvarlak olarak inşa etmek dikdörtgen yapmaktan daha kolaymış. Bunlar ilk örnekler. Yuvarlak veya dikdörtgen, bu yapıların belirlenmiş kullanım alanları var. Giriş kat ahır, üstü depo. Onun üzerinde sırasıyla misafir odaları, mutfak ve yatak odaları var. Kule gibi gözüken en üst katlara ‘mafrai’ veya ‘seyir odası’ diyorlar. İklim çok sıcak olduğu için bu odaların pencereleri kuzeye ve batıya bakıyor ve güzel manzaraları var. Bu odayı genelde erkekler misafir ağırlamak ve kat çiğnemek için kullanıyorlar. Kat hafif kafa yapan, uyarıcı bir bitki, bütün gün bunu emip duruyorlar.
Yemen’de alkol satılmıyor ama kat legal ve her köşede kullanılıyor, öyle mi?
- Evet. Onlar seviyor ama bence çok hoş bir tadı yok.
Bir yazıda adamların hepsinin belinde palayla dolaştığını okumuştum.
- O palalara jambiya deniyor. Bütün erkeklerin belinde var ama hiç kullanılmazmış onlar. Nasıl pala bıyık erkeklik sembolü, orada da pala öyle.
Kalacak, yemek yenecek yerler nasıl?
- Lokanta diye bir şey yok. Kalacak yer güya var ama berbat. O oteller, hanlar, ilk yapıldıkları günden beri hiç ellenmemiş gibi duruyorlar. Mutlaka uyku tulumu lazım. Birkaç gece nerdeyse sokakta, bir evin köşesinde falan uyuduk. O köyün muhtarı gibi bir kişi bize bir yer gösterip, burada uyuyabilirsiniz dedi. Tuvalet yok, su yok... öyle kaldık.
Neden turistler çok ilgi göstermiyor Yemen’e?
- Ürkütücü ama cevabı çok basit: Çok sayıda adam kaçırılıyor Yemen’de. Fidye istemek için yapıyorlarmış.
Peki güvenlik nasıl sağlanıyor?
- San’a’ya vardığınız zaman San’a dışına çıkmak için içişleri bakanlığından izin almanız gerek. İzinle birlikte size eşlik edecek silahlı askerler veriyorlar. Askeri eskort almadan yola çıkmak yasak. Ayrıca gideceğiniz tüm yerleri de önceden belirtmeniz gerekiyor. O rotanın dışına çıkmanıza izin yok. Her askeri noktada eskortunuz değişiyor. Ülkenin genelinde bu durum normal ve kabul görüyor ama iş, çöle geldiğinizde değişiyor. Çünkü çölde askerleri kaale almıyorlar. Orada bedevilerin sözü geçiyor. Asker sizi çöl kenarında bedevilere teslim ediyor, çölü onlarla geçiyorsunuz. Çöl bitince yine askerlere teslim ediliyorsunuz.
SABAHI, ÖĞLENİ, AKŞAMI BAŞKA
Yanınızda bir eskort olması sorun yarattı mı?
- Rotamız belli olduğu için seyahat programında bir terslik olmadı. Sadece bize eşlik edenler zaman zaman çok komik oluyordu. Bazen de çok korktuklarımız oldu. Biri kavruk delikanlı, saf saf gariban hikayeler anlatıyor; öbürü ‘Önce bir kızı kaçırdım, sonra onu kestim, sonra da annemi vs.’ diye anlatıyordu. Bir kere de bizi emanetine alan bedevi bizi ne zaman kesecek acaba diye bekledik valla...
Bedevilerin ağırlaması nasıldı?
- Çok güzeldi aslında. Çadır kamplarda yaşıyorlar. Kadınlar hizmet ediyor ve çalışıyor. Çölde çünkü inanılmaz iyi bir yön bulma becerileri var. Çöl dediğim yerde yol falan yok. Basbayağı kum tepelerinin üzerinde gidiyorsunuz. İlk çöl geçişimiz üç gün sürdü. İki ciple gidiyorsunuz. Biri bozulursa yola öbürüyle devam etmek için. Çok çok güzel manzaralar gördüm. Sabahı, öğleni, akşamı anlatılacak gibi değil. Gidip görmeniz lazım.
Başka nereleri hoşunuza gitti Yemen’in?
- Marib ve Tarim arası çok güzel. Kerpiç mimarinin çok güzel örnekleri var. Marib de bunlardan biri ama terk edilmiş. Yemen’deki iç savaş döneminde boşaltılmış. Burada bir de dev güneş saati var. Çölde bir şehirden diğerine giderken bazı noktalarda jeneratörle soğutulmuş su satıyorlar. Tarim civarında komik bir mimari var. Buradan Avustralya’ya gidenler olmuş. Geri döndüklerindeki koloniyal stilde kerpiç saraylar yapmışlar. Bir de Al Hajrayn diye bir köye gittik. Bir dağın tepesine kayaların üzerine kurmuşlar, çok vahşi bir görüntüsü var. Orada Bin Ladin’in akrabaları yaşıyormuş..
Deniz kenarında hayat nasıl?
- O bölge volkanik olduğu için doğası çok enteresan. Çöl, volkan ve denizin yeşili iç içe girmiş. Krater göllerinde suyun rengi o kadar yeşil ki, gerçek değil gibi. Doğası güzel ama hayat ve şehirlerin yapısı çok bozulmuş. Harika bir denizi var ama giren yok.
En sevdiği 5 yer
Yemen Fez şehri (Fas) Mostar
YEMEN NEREDE?
Yemen, Arap Yarımadasında Suudi Arabistan’ın güneyinde, Umman’ın batısında. Kızıldeniz ve Aden Körfezi’ne kıyısı var.
seyahatte ne okuyor
Gitmeden önce okuyor, seyahatte okumuyor.
ne dinliyor
Yolculukta nadiren müzik dinliyor. Onlar da oranın müzikleri oluyor.
ne yiyor, ne içiyor
Yöresel yemekleri mutlaka tadıyor.
ne giyiyor
Rahat giyinmeyi seviyor. Kot pantolon, spor ayakkabı.
nerede kalıyor
Halkın içinde olan, lüks olmayan otelleri seviyor.
neyle seyahat ediyor
En çok yürümeyi seviyor. Çünkü bol bol fotoğraf çekiyor.
kimle seyahat ediyor
Yalnız geziyor çünkü seyahat programına bağlı kalmayı sevmiyor. Ama uzun süre yalnız olunca da sıkılıyor. Bazen gittiği yerlerde bir iki günlüğüne yol arkadaşları ediniyor.
çantasının olmazsa olmazları
Sadece fotoğraf makinesi yeterli!