GeriSeyahat 23 milyon yılda geçtiÄŸi yerlerdeki yaÅŸamın akışını da deÄŸiÅŸtirdi: BÜYÜK MENDERES
MENÜ
  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Hürriyet Twitter
    • Yazdır
    • A
      Yazı Tipi
23 milyon yılda geçtiÄŸi yerlerdeki yaÅŸamın akışını da deÄŸiÅŸtirdi: BÜYÜK MENDERES

23 milyon yılda geçtiÄŸi yerlerdeki yaÅŸamın akışını da deÄŸiÅŸtirdi: BÜYÜK MENDERES

Bereketini kıvrımlarında taşıyan Menderes Nehri, 584 kilometre yol katedip, Ege Denizi’ne kavuÅŸtuÄŸunda, yolculuÄŸunun sonuna gelmiÅŸtir artık. Büyük Menderes’in, UÅŸak’ın kuzeyindeki Murat Dağı’ndan ve Afyon’un güneyinden baÅŸlayan serüveni, asırlardır sürüyor.Antik çaÄŸlarda, nehir adını Nehir Tanrısı Maiandros’tan almıştı. ÇaÄŸlar boyu, Anadolu’dan taşıyıp, Ege kıyılarına yığdığı alüvyonlarla büyük bir körfezi dolduran, erozyon, iklim deÄŸiÅŸimleri ve arazilerin aşırı kullanılmasıyla birlikte, 23 milyon yıl içinde, kendisine, muhteÅŸem zenginlikte bir delta yaratan Büyük Menderes, geçtiÄŸi yerlerdeki yaÅŸamın akışını da deÄŸiÅŸtirebilmiÅŸ bir nehir. Antik çağın en önemli liman kentlerinden Efes’in sonunu getiren ve yine bu devrin en önemli 12 Ä°on kentinden, Priene, Milet ve Myus’u da taşıdığı alüvyonlarla, kendi limanlarından uzaklaÅŸtıran, önemlerini yitirmelerine ve birer iç kent haline gelmelerine neden olan nehir, yarım asır öncesine kadar da taÅŸkınlarıyla bölge halkını bezdiriyordu. Öyle ki o zamanlar karadan gidilen yollara kayıklarla gidilir olmuÅŸ, köylüler kimi zaman tarlalarından balık toplamışlardı.Büyük bir körfezin aÄŸzında, bir burun üzerine kurulmuÅŸ olan Milet, bugün denizden sekiz kilometre içeride. Denize 5.5 kilometre uzaklaÅŸan Priene de yine Menderes tarafından doldurulan bu körfezin bataklık haline gelmesiyle terkedilmiÅŸ ve ÅŸimdiki kalıntıların bulunduÄŸu tepeye yeniden kurulmuÅŸ. Myus’un kaderi de farklı deÄŸil. Bu liman kentinin yanındaki küçük koyda alüvyonlar birikmiÅŸ, burası sivrisineklerle dolu bir bataklık haline dönüşmüş ve kent sıtma yüzünden terkedilmiÅŸti.Gariptir ki kentlerin ve halklarının felaketi olmuÅŸ bu nehir, bugün bereket demek. Nehrin yarattığı, denizle kara arasında kalan delta, insanlara olduÄŸu kadar, kuÅŸlara, balıklara ve birçok canlıya da yaÅŸam alanı saÄŸlamış. Akarken, bazen 40, bazen de 100 metre geniÅŸliÄŸe ulaÅŸan nehir, Anadolu’dan taşıdığı verimli topraklarla, yolu üzerindeki ovaları bereketli tarım alanlarına dönüştürmüş. En çarpıcı örnek, iki bin yıl önce bir deniz olan Söke Ovası. Bugün ova, Türkiye’nin pamuk üretiminde en önde gelen bölgelerinden. Söke’ye 28 kilometre mesafedeki Menderes Deltası, bugün 13 bin hektarlık büyük bir alana yayılıyor. Deltanın, denizden ince bir kum ÅŸeridiyle ayrılan üç ana lagünü var. Kuzeyde Karine, ortada Kocagöl ve güneyde Kabahayıt... Deltada hayvanlar otlatıldığı gibi, delta aÄŸzında yapılan balıkçılık, bölgenin önemli bir geçim kaynağı. Samsun Dağı’yla birlikte, etkileyici bir doÄŸası var Menderes Deltası’nın. Bu dizginlenemeyen nehir, asırlar boyu kıvrıla kıvrıla, bir taraftan acımasızlığın, bir taraftan da vericiliÄŸin bir simgesi olmuÅŸ. Bu antik kentlerin kaderiyle bütünleÅŸen delta, baÅŸlı başına bir gezi güzergahı.GeçmiÅŸiyle birlikte taşıdığı tüm görkemine raÄŸmen, yıllar içinde, Büyük Menderes Havzası, çevre sorunlarının bir parçası olmaktan ve yıpranmaktan kurtulamadı. 1992 yılından beri düzenli olarak yapılan bekçilik ve DHKD’nin (DoÄŸal Hayatı Koruma DerneÄŸi) bilinçlendirme çalışmaları sonucunda, balıkçıların Karine lagünündeki pelikanlara zarar vermeleri engellendi. 1993 yılında, WWF (Dünya DoÄŸayı Koruma Vakfı) ve DHKD’nin giriÅŸimiyle, Menderes Deltası koruma altına alınarak, Dilek Yarımadası Milli Parkı’na dahil edildi. Bu milli parkın en büyük özelliÄŸi, Akdeniz’de bir örneÄŸine daha rastlanmayan bir karaktere sahip olması. Bir tarafta, Akdeniz bitki örtüsünün ve canlı hayatının özelliklerini gösteren bir daÄŸlık arazi, diÄŸer tarafta da 250’den fazla kuÅŸ türünün ve balıkların barınabildiÄŸi bir sulak alan var. Yapılan tahminlere göre burada, bataklık kırlangıcı, akça cılıbıt, Akdeniz martısı, Hazar sumrusu, gri balıkçıl gibi, sayısı 70’i aÅŸan türde kuÅŸ ürüyor. Bölgenin ılıman iklimi sayesindeyse, flamingolar, ördekler ve karabataklar, kışı burada geçiriyorlar. Ayrıca, delta, nesli tükenmekte olan canlıların da barınak yeri. Bunların içinde, en ünlüsü Tepeli Pelikan. Burası, tepeli pelikanların, dünyadaki en önemli ilk üç üreme alanından biri.MÄ°LET‘Yine mi tiyatro!’ diyemeyeceksinizYoldan gördüğünüzde, bir ihtimal ‘’yine mi bir tiyatro?’’ diyeceksiniz. Ancak Milet (Miletos) size bunu dedirtmeyecek zenginlikte bir antik kent. Priene’den Didim’e doÄŸru, 20. kilometrede Milet’e varılır. Bu kent, her biri bir donanma için yeteri kadar geniÅŸ, dört limana sahipti. Bu limanların getirdiÄŸi zenginlik, birçok koloni kurmalarını saÄŸlamış, bunun yanında, bilgeleri, Milet Okulu ve sanat eserleriyle ünü her yere yayılmıştı. Ancak, M.Ö. 494’te, bu çaÄŸda en çok anlatılan Lade Adası Savaşı’nda, Persler’e yenilmeleriyle, toprakları Persler’le Karyalılar arasında bölüşüldü. Bu savaÅŸla ilgili bir anekdot var; ünlü ÅŸair Phrynikhos, bu savaÅŸtan çok etkilenir ve ‘’Miletos’un Darios tarafından Zaptı’’ adlı bir trajedi yazar. Herodot’un anlattığına göre, bu piyes oynanırken, gözyaÅŸları içinde kalan halka, ÅŸair böyle bir acıyı yaÅŸattığı için, bin drahmi para cezasına çarptırılır ve trajedi yasaklanır. Ä°skender’in geliÅŸiyle ve sonra Roma devrinde kent geliÅŸir. Ancak Bizans devrinde düşüşe geçer. Yine de Ä°stanbul’daki Ayasofya’nın mimarı Ä°sidoro’nun buralı olması, tekrar kentin adının anılmasını saÄŸlar. Türk akınlarıyla gelen ve usta denizciler olarak tanınan MenteÅŸeoÄŸulları, buraya yerleÅŸirler. Tiyatrodan da görülebilen, bitkilerle örtülü, kiremit kubbeli Ä°lyas Bey Camii ve MenteÅŸeoÄŸlu Hamamı o dönemden kalma. Ziyaretçi genelde, sadece tiyatroyu gezer. Ancak Milet’in çok önemli olan, biri zor diÄŸeri kolay gezilebilen kalıntıları da var. Tiyatronun sağındaki basamaklardan çıkınca, kemerli bir kapıya gelinir. Kemerin içinden geçince, tiyatronun dışına çıkılır. Karşıda, epey uzakta Eski Liman ve kent kalıntıları var. Limanlardan biri adını, her iki yanında bulunan aslan heykellerinden alıyor. Bu aslanlardan biri, kırık da olsa, sazlıklar arasında, Menderes Nehri’nin meydana getirdiÄŸi bataklığa gömülü. Milet’in sembolü olan aslan, sikkelerde de vardı. Antikçağ’da, ticarette karayolu taşımacılığının, denizyolu taşımacılığından daha pahalı olduÄŸu göz önüne alınırsa, dört limanlı Milet’in, zenginliÄŸinin kaynağı daha açıklığa kavuÅŸuyor. Liman, gemicilerin, işçilerin, hamalların ve mal getiren öküz ve at arabalarının gürültüsüyle çok canlıydı. Ayrıca, tüccarlara, uzun yolculukları için, para temin eden bankerler de buradaydılar. Farklı dillerin konuÅŸulduÄŸu limanda, çevirmenlik geçerli bir meslekti. Aslanlı Liman’dan kente girilince, çarpıcı Tören Yolu, Didyma’daki Apollon Tapınağı’na kadar giden kutsal yolun baÅŸlangıcıydı. Tiyatronun yanında, araçların girmesinin yasak olduÄŸu patikadan ilerleyince, biraz aÅŸağıda, tonozlu yapılar göreceksiniz. Küçük bir merdivenle inilen bu yapı, Faustina Hamamları. M.S. 2. yüzyıla ait bu hamamlar, Milet’in en görkemli ve en iyi korunmuÅŸ yapıları. Beden eÄŸitiminin yapıldığı, Gymnasion’un Palestra’sının avlusundan soyunma salonuna geçilir, bu salonun iki yanında bulunan küçük sınıflara ve Frigidarium’a girilirdi. Frigidarium’da, bir havuz ve orijinalleri Milet Müzesi’nde bulunan, biri aslan diÄŸeri Nehir Tanrısı Maiandros heykellerinin bulunduÄŸu çeÅŸmeler vardı. Tiyatronun 200 metre güneyinde, çalılara bürünmüş, kiremit kubbesindeki leyleÄŸin hemen göze çarptığı, 15. yüzyıla ait Ä°lyas Bey Camii, MenteÅŸe Beyi Ä°lyas Bey’in Timurlenk’in tutsaklığından kurtulması üzerine, medrese ve camiden oluÅŸan külliyenin bir parçası olarak yaptırılmış. Toprak bir patikayla varılan, sakin ve dingin bir bahçe içindeki bu az ziyaret edilen cami, aslında tiyatro ve hamamların yanısıra, Milet’in en güzel yapısı. Camiyi geçince, saÄŸda Milet Müzesi var. Ne yazık ki 2000 yılında Didim’e taşınmak amacıyla kapatıldı, bir hafta sonra soyuldu ve 64 eser çalındı. Halen taşınmayı bekleyen müzeye kayıtlı 16 bin eser var ve bazıları bahçede. Milet ören yeri, 08.30- 19.00 arası açık. (Milet Müze Müdürlüğü; 0256 875 50 38) PRÄ°ENEÇağının en güzel planlanmış kentiDünya mimarisinin klasiklerinden olan Athena Tapınağı’nı ve çağının en güzel planlanmış kentini görmek için, Priene’ye gelmelisiniz. Söke’den Priene- Milet yoluna sapınca, Güllübahçe’ye kadar 11 kilometre devam eden yoldan sonra Priene antik kentinin tabelası sağınızda belirecektir. Bu yol, Tuzburgazı, Atburgazı, eski DoÄŸanbey (Domaçya), Yeni DoÄŸanbey köylerinden geçerek, Dilek Yarımadası’nın en son yerleÅŸimi olan Karine balıkçı köyü ve Jandarma karakolunda sona erer. Priene’nin ilk kenti, M.Ö.1100 yıllarında, Atina’dan gelen Ä°yonyalılar tarafından, Büyük Menderes Nehri’nin denize döküldüğü yerde, Samsun Dağı’nın eteÄŸinde kurulmuÅŸ. Kent, bir zamanlar deniz kıyısındaymış. Ancak, nehrin taşıdığı alüvyonlar denizi doldurunca, halk, M.Ö. 4 yüzyılda, bugün kalıntıların bulunduÄŸu, dağın yamacına yeni bir kent kurmuÅŸ. Priene, zamanında Yunanistan’ın Delphi kentiyle kıyaslanacak kadar güzelmiÅŸ. Özellikle de Ä°skender’in geliÅŸiyle, burası birçok görkemli yapıyla süslenir. Hatta o sırada inÅŸa halinde olan Athena Tapınağı’na ismi yazılırsa, yapım masrafını üstleneceÄŸini söyler. Bu isteÄŸi de kabul edilir. Helenistik ve Roma devirlerinde burada önemli eserlerin yapılması, Bizans çağında buranın bir Piskoposluk Merkezi olması, kentin kültürel altyapısının uzun süre saÄŸlam kalmasını saÄŸlamış. Ayrıca bu devirde büyük saygınlık kazanmış olan, dünyanın yedi bilgesinden biri Bias’ın buralı olması, Miletli Hippodamus’un Priene’yi semtlere ayırıp, dünyanın en iyi planlanmış ÅŸehirlerinden birini ortaya çıkarması ve birçok güzel kentte bugün bile kullanılan ‘’ızgara planı’’nı dünyaya mal etmesi, bu kenti daha da önemli yapıyor. Antik Priene kentine tırmanacağınız patikada, ilk göreceÄŸiniz Helenistik sur kalıntıları çok etkileyici. Roma devrinde hiç onarım görmemiÅŸ, Helenistik oturma sıralarıyla çok iyi korunmuÅŸ 6 bin 500 kiÅŸilik tiyatronun kapasitesi ise Priene’nin nüfusuna eÅŸitmiÅŸ. Ancak Priene’nin en etkileyici ve önemli yapısı, Athena Tapınağı. Zorlu bir tırmanmayı göze alıyorsanız, tiyatronun arkasından Akropol’e kadar yükselen ve zamanında kayaya oyulmuÅŸ basamaklardan yukarı çıkabilirsiniz. Bu sırada bazı su kemerleri ve sarnıçlara da rastlayacaksınız. Geri dönüşünüz, 1-1,5 saat sürecektir. Geri döndüğünüzde, galerilerle çevrili Agora’yı atlamayın. Burada, et, balık satılan yerler, bugün bazı tabelalarla iÅŸaretlenmiÅŸ. Burada sadece satış yapılmaz, hokkabazlar, kılıç yutucular ve dilencilere de rastlanırmış. Halk, burada bulunan Kutsal Stoa’nın altında, yaz ya da kış olumsuz hava ÅŸartlarından korunarak gezinirmiÅŸ. DiÄŸer yönde, hemen Stoa’nın arkasında, Anadolu’nun en iyi korunmuÅŸ Bouleterion’u (Meclis Binası) var. Sıradışı bir mimarisi olan bu yapıda, detaylar ÅŸaşırtıcı. Hemen bitiÅŸiÄŸinde, Prytanion (Vilayet Konağı) bulunuyor. Buradan, Agora’dan aÅŸağıya, çalılar arasında kalan basamaklardan inince, az ziyaret edilen bir alt terastaki, Gymnasion ve Stadyum kalıntılarını görmek, zorlu da olsa, denemeye deÄŸer. Gymnasion’un duvarlarında, öğrencilerin kazıdığı 700’den fazla isim, suyun aslanların aÄŸzından aktığı ve sporcuların yıkandığı taÅŸ küvetler hálá görülebilir. Priene ören yeri, 08.30- 19.00 arası açık. (Milet Müze Müdürlüğü; 0256 875 50 38) MENDERES’İN KÖYLERÄ°Söke’den geçilerek girilen Priene- Milet güzergahı üzerindeki ilk köy, Güllübahçe... 18. yüzyılda, yamaçlarda kurulmuÅŸ olan KelebeÅŸ Köyü, daha sonraları aÅŸağı taşınmış ve adı deÄŸiÅŸmiÅŸ. Kiliseden, eski köyün kalıntıları hálá görülüyor. Büyük kilisesi, taÅŸ evleri, dar, parke taşı yolları ve küçük meydanıyla, tüm terk edilmiÅŸ görüntüsüne raÄŸmen, karakteri olan bir köy. En büyük özelliÄŸi, Söke Ovası’nı kuÅŸbakışı görmesi. Söke Ovası’ndan devam edince, pamuk tarlaları boyunca, Priene’den sonra, arkalarından Samsun Dağı’nın siluetinin yükseldiÄŸi köyler, Atburgazı ve Tuzburgazı’ndan geçilir. DoÄŸanbey köyüne gelmeden önce, saÄŸdaki sapak beÅŸ kilometre sonra Eski DoÄŸanbey (Domaçya) köyüne varır. Evleri, Ankaralı ve Ä°stanbullular tarafından satın alınarak, büyük bir zevkle restore edilen, bu bir zamanların 300 hanelik eski Rum köyünde, ÅŸimdilerde pek köylü yaÅŸamıyor. Onlar, yeni köy DoÄŸanbey’e taşınmışlar. Zeytin aÄŸaçlarının içindeki köyün tepelerine çıkınca, harika bir deniz manzarası var. Buradan tekrar Priene- Milet yoluna çıkıp, saÄŸa sapınca, sekiz kilometre sonra, Menderes Deltası lagünlerinin en büyüğü, Karine’ye varılır. Karine’nin sığ sularında, suyun içine girmiÅŸ balıkçıları, sık sık kayıklarını iterken görebilirsiniz. Buradaki balıkçıların hepsi bir kooperatifin üyeleri. Karine’deki tek restoranın balıkları da onlar tarafından yakalanıyor. nerede kalınırRoyal Hotel & Apart *** Ä°ncelik, içtenlik ve profesyonelliÄŸin denge içinde sunulduÄŸu, KuÅŸadası’nın en keyifli otellerinden. Üç yıldızın çok üzerinde bir kaliteye sahip butik tarzdaki otelin, palmiye aÄŸaçları ve sarmaşıklarla çevrili büyük havuzuna bakan konforlu odaları, suit tarzda normal ya da dubleks apartları var. Klasik müzik eÅŸliÄŸinde, havuzbaşında içkinizi yudumlayabilir, barın yanındaki şömineli, zevkli ÅŸark köşesinde kitap okuyabilir ya da balkonunuzdan her ÅŸeye tepeden bakabilirsiniz. Otelin genç sahibi Canan Ä°nanç’ın, aile gibi çalıştığı personeliyle birlikte, 18 yılın tek bir anını boÅŸa geçirmediÄŸi ve bütün enerji ve heyecanını buraya yönelttiÄŸi, her an hissediliyor. Otel restoranının, Akdeniz ve Türk mutfağından oluÅŸan zengin bir mönüsü var. Sabah kahvaltısı açık büfe. KuÅŸadası merkeze 1.5 kilometre mesafedeki otel, hem kent içinde hem de dışında olmayı baÅŸarabilen ender mekanlardan. Söke asfaltı üzerinde, Kirazlı yol ayrımı, KuÅŸadası, 0256 614 87 62, www.kusadasihotels.com/royalPriene Pansiyon & Kamping Mandalina aÄŸaçlarının altında, çok hoÅŸ bir bahçede, 16 sade, tertemiz, taÅŸ oda. Priene’ye yakın konaklamak isteyen turistlerin çoÄŸu burayı tercih ediyorlar. Tuvalet- banyolu odalar, kışın sıcak yazın serin, içlerinde buzadolabı var. Güllübahçe, 0256 547 10 09, 0542 542 87 87Gülten Pansiyon Priene yakınındaki iki mütevazı konaklama seçeneÄŸinden biri... Üç yıldır turistlere hizmet veren bu aile iÅŸletmesi pansiyonun, dört tuvalet- banyolu, vantilatörlü odası, küçük bir havuzu ve havuza bakan bir terası var. Güllübahçe, 0256 547 12 15Hotel Haymanalı Söke’de kalmayı tercih edenler için, merkezde, köklü bir otel... Söke, 0256 518 17 26Akalın Otel Garajın karşısında... Söke, 0256 512 77 93nerede yenirSökeli Balıkçı ErdoÄŸan’ın Yeri Karizmatik kiÅŸiliÄŸiyle, çevresi tarafından sevilen, özel olarak yaptırdığı ızgarası ve balıklarıyla ünlü balıkçı ErdoÄŸan’ın, 24 saat açık restoranı. Tuzburgazı, 0256 518 92 96 BoÄŸaziçi Balık Restaurant ÇakıltaÅŸlarının üzerindeki, denize sıfır, bu salaÅŸ balık lokantası, 14 yıldır, en şık ve turistik restoranlardan kat kat üstün kalitede bir servis ve lezzet sunuyor. Åžefik Bey, mezelerinde kullandığı zeytinyağından balığını piÅŸirme metoduna kadar, her saniyesi titizlikle tasarlanmış şölen masaları hazırlıyor. Tereyağı, peynir, domates, mantar sote, kalamar ızgara, midye tava; her ÅŸey sıradanlıktan uzak ve buna raÄŸmen fiyatlar uygun. EÄŸer KuÅŸadası’nda konaklıyorsanız, bir akÅŸamüstü Zeus Plajı’nın üzerindeki Åžefik’in Yeri’ne gelin ve hava kararıncaya kadar burada keyif yapın. KuÅŸadası’na 17 kilometre mesafede, Dilek Yarımadası Milli Park giriÅŸinde. Güzelçamlı, KuÅŸadası, 0256 646 14 94Sahil Balık Restaurant Duvarlarından çiçeklerin döküldüğü, iki katlı, taÅŸ bir binada, son derece sempatik bir ailenin iÅŸlettiÄŸi, Karine’nin tek balık lokantası. Taze balıklar, sıcak- soÄŸuk mezeler, odunla piÅŸen köy ekmekleri, eski göçmen sobalarında yapılan köy börekleri, fırında ezilmiÅŸ helva... Sabahattin Bey ve eÅŸi Nefise Hanım, çocukları ve gelinleriyle birlikte, her zaman canla baÅŸla çalışıyor. Sıcak günlerde, deniz kenarındaki masalar, suyun içine konuluyor. Karine’de henüz elektrik olmadığından, jeneratörün bulunduÄŸu restoranda her ÅŸey günlük yapılıyor ve kalanlar atılıyor. Dolunayda da etkileyici... Karine, 0533 312 99 47, 0535 480 79 64Åželale Restaurant Tarihi bir kemerden dökülen ÅŸelalenin yanıbaşında, yıllardır Priene’ye gitmek üzere buradan geçen turist gruplarına hizmet veren, Güllübahçe’deki en çok tercih edilen seçenek. Mezeler, ızgaralar ve alabalık var. Ayrıca geceyarısına kadar açık olan Åželale Restaurant’ın ilerisindeki Asmaaltı Çay Bahçesi ve bahçeli Shadow Cafe’de de soluklanabilirsiniz. Turunçlar Mah. Güllübahçe, 0256 547 17 25nasıl gidilir? Ä°stanbul- Yalova- Bursa- Balıkesir- Ä°zmir- Söke 660 km. (Ä°DO ile Bandırma’dan da Ä°zmir’e ulaşılabilir) Ankara- Afyon- UÅŸak- Aydın- Söke 620 km. Ä°zmir- Söke 110 km. KuÅŸadası- Söke 25 km. Söke- Priene 11 km. (Güllübahçe) Söke- Milet 32 km. Söke- Didim 53 km. Uçak; Bu bölgeye ulaÅŸmak için en yakın havaalanı, KuÅŸadası’na 70 km. mesafedeki, Ä°zmir Adnan Menderes Havaalanı (0232 445 53 63). Otobüs; Boss’un (4440880), KuÅŸadası’ndan Ankara ve Ä°stanbul’a direkt seferleri var. Söke garajdan, KuÅŸadası’na servis kalkıyor. Karadeveci (0256 518 21 56), Söke’den Ä°zmir, Bodrum ve Milas’a gidiyor. Söke otogardan Güllübahçe’ye (Priene), sabah saatlerinden 19.00’a kadar, yarım saatte bir, minibüs seferleri var. Balat (Milet) minibüsleri, 10.00- 17.00 arası çalışıyor ancak dönüşler sorun olabiliyor. Minibüs saatleri hakkında bilgi almak için garajdaki Davutlar Durağı’nı (0256 518 56 88) arayabilirsiniz. Söke Birlik (0256 518 13 85), garajdan, Ortaklar- Selçuk aktarmalı olarak Aydın’a gidiyor. Tren; Ä°zmir’den Basmane Garı’ndan Mavi Tren her gün Ankara’ya gidiyor. 9 Eylül Mavi Treni kuÅŸetli ve Ankara 13 saatlik bir yolculuk. Ayrıca Ä°zmir’den Bandırma, EskiÅŸehir, Diyarbakır’a ve ÖdemiÅŸ, UÅŸak, Söke gibi daha yakın noktalara da tren seferleri var. Her gün Ä°zmir’den Söke’ye 19.00’da, Söke’den Ä°zmir’e ise sabah 05.00’te tren seferleri var. (Ä°zmir Devlet Demiryolları Santral- 0232 458 31 31, Ä°zmir Basmane Garı- 0232 484 86 38, Söke Tren Garı- 0256 518 11 83). Ä°zmir otogardan KuÅŸadası ya da Söke’ye otobüsler var. (Ä°zmir otogar, 0232 472 10 10) araba kiralamaBudget Ä°zmir, 0232 441 92 24 Climax Ä°zmir, 0232 465 12 00 Körfez Ä°zmir, 0232 365 79 28 Avis Milas- Bodrum Havaalanı, 0252 523 02 01 Budget Milas- Bodrum Havaalanı, 0252 316 73 82gerekli telefonlarSöke Belediyesi 0256 5182311Söke Emniyet Müdürlüğü 0256 5129860Söke Devlet Hastanesi 0256 518 23 62Söke otogar 0256 5182311- (187)KuÅŸadası Turizm Danışma 0256 614 11 03KuÅŸadası Devlet Hastanesi0256 618 24 14Menderes’te tekne turu Söke- Priene- Milet yolu üzerinden, 1. Menderes Köprüsü’nden (tabelada Taliye Köprüsü yazar) saÄŸa, toprak yola sapılır ve 5.5 kilometrelik toprak yolun sonundaki balıkçı barınaklarına varılır. Yol, yaklaşık 20 dakika sürer. Bu yol üzerinde, mevsimine göre flamingolara rastlayabilirsiniz. Ä°sterseniz, balıkçı Hasan, sizi motoruyla, Menderes Nehri üzerinde ve Ege Denizi’ne açıldığı yerde gezdirebilir. 0536 678 28 64 KAÇINSıcakta Priene’ye tırmanmakYaÄŸmurdan sonra, Milet’in antik limanına gitmeye kalkışmakMilet ya da Priene’de şık konaklama yerleri ummak YAKALAYINÇarÅŸamba ya da pazar günü Söke pazarına gitmek Priene- Milet yolu üzerinde, geriye bakıp Priene Athena Tapınağı’nın sütunlarını görmeye çalışmakMevsim uygunsa, Söke Ovası’ndan birkaç dal pamuk toplamak Â
False