1900’den, 2000’e Karadeniz
Sebati Karakurt, 100 yıl önce çekilmiş fotoğraflar ve kartpostallardaki yerlerin, bu günkü hallerini bulmak üzere yola çıktı. Bazı yerlerde eski eserlerin izi bile kalmamıştı. Bazı yerlerdeyse fotoğrafın çekildiği yeri bulabilmek için saatlerce dolaştı, halka ve araştırmacılara danıştı. 100 yıl içinde Karadeniz kentleri çok ciddi bir değişim geçirmişti. Ve ne yazık ki bu değişim hemen hemen hiçbir yerde olumluya değildi. Hesapsız betonlaşma, yer kazanmak için denizin doldurulması, doğal plajların tahrip edilmiş olması, eski konak ve binaların zamana bazen de müteahhitlere teslim olmuş olması, bir zamanların gıpta edilen güzellikteki kıyılarını ve kentlerini oldukça tahrip etmişti. 100 yıl içinde Karadeniz'de gerçekleşen hızlı kirlenme, ne yazık ki Karadeniz yöresinde de izlenebiliyordu.
GİRESUN 2000 - 1905
Yüksek beton binalar
MÖ 630 yılında kurulduğu sanılan Giresun yüz yıl sonra en azından Rize'ye göre fazla değiştirmemiş siluetini. Yüzyıl başında 20 bin nüfusunun yarısı Rum'muş. Elimdeki fotoğraflardan biri Gogora Plajı'nda çekilmiş, 1905 tarihli. Eskiden Rumlar'ın yaşadığı yer. Burnun tepesine doğru yayılan evler şimdi yüksek beton binalarla perdelenmiş. Denize doğru uzanan çıkıntı adını, üzerindeki Gogora Kilisesi'nden almış. Şimdilerde Çatakaltı deniyor aynı yere.
TRABZON 1905 - 2000
BANKER KOSTAKİ KONAĞI
1900 başlarında Karadeniz'in en önemli liman kenti olan Trabzon’un şehir merkezi. Nüfus yaklaşık 50 bin, 13 bini Rum. Trabzon'un en görkemli binası hálá banker Kostaki'nin Konağı. Yakın zamana kadar Kız Enstitüsü olarak hizmet veren bina kısa bir süre sonra müze olacak. Gazeteci Turgay Murtezaoğlu küçüklüğünde top koşturduğu konağın bahçesinde bulunan kadın heykelinin elindeki testinin bile çalındığını söylüyor.
RİZE 1900 - 2000
100 YILDA KARADENİZ İNSANI
Rize'nin yüz yıl önceki fotoğrafına bakarak kenti tanımak
neredeyse olanaksız. Yakın zamana kadar Karadeniz'in dalgalarını duvarlarında hisseden eski binalardan artık deniz görünmüyor. Kentin fiziki yapısı değişir de, insan yapısı değişmez mi? Caculi Kardeşler'in (Cacouli Freres) çektiği bu fotoğraf, 1900'den kalma bir kartpostal. Elimdeki eski fotoğrafı gösterdiğim çarşı esnafından bir beyefendi, görüntüde yer alan kişilerin ‘‘eşkıya’’ olduğunu, hatta içlerinden birinin kendi dedesi bile olabileceğini söyledi. Madem öyle, ‘‘aynı pozu verir misiniz’’ deyince Kamburoğlu ailesi kırmadı poz verdi.
Karadeniz sahili boyunca fiziki yapısı en belirgin şekilde değişen il Rize. Denizden kazanılan alanlara çok katlı binalar dikilmiş. Nasıl olmuşsa kentin ortasına küçük de olsa bir ‘‘Cumhuriyet Meydanı’’ yapılmış. Yine de ‘‘içerilerde’’şanslı bir kaç bina kalmış. Eski konaklardan biri Kültür Müdürlüğü tarafından restore edilerek müze haline getirilmiş.
İNEBOLU 1905-2000
Karadeniz kıyısının henüz bozulmamış sevimli kenti İnebolu. Eski fotoğrafın çekildiği Avar tepesine çıkıyorum. Kent yükseklere doğru bayağı büyümüş. Eski yapılarını fazlaca onarmasalar da en azından bozmamışlar. 100 yıl içinde eski fotoğrafa nazaran açıya, alçak katlı evlerin çatıları giriyor. Yüz yıldır değişmeyen en güzel şeyi ayranı. Lezzeti hálá çok güzel. İsmi, İnegöl'le karıştırıldığı için gelen turistler sürekli köfte istiyor.
GİRESUN 1900-2000
Kumyalı plajı'ndan çekilmiş. Giresun'un kısmi görünümü.
Kiraz ağaçlarına ithafen Yunancası Kerasus olan adının,
Giresun'a nasıl çevrildiği hálá çözülememiş. Kirazın dünyaya
Giresun'dan yayıldığı rivayet ediliyor.
Türkiye'nin fındık üretiminin büyük bölümünü karşılayan Giresun'un beton girmemiş bir de adası var. Giresun'un içine çimento
bocalanmış olsa da şehir sevimliliğini hálá koruyor. Bunda gazeteci Mustafa Öztürk'ün büyük çabası olduğu, Giresunlularca ifade ediliyor.
Yüzyıl başında kentin genel görünümünü veren bir kartpostal. S. Tiğtemoğlu tarafından hazırlanmış. Yüz yıl içinde kent alabildiğince büyümüş. Devlet Hastanesi'nin çatısından ancak bu kadarı görüntü alanına giriyor.
SİNOP 1905-2000
1905 yılında çekilen fotoğrafa bakınca görüntüyü kaydeden ustanın ne kadar büyük bir adam olduğunu anlıyorum. Kentin o güne göre en güzel noktasını bulmuş. Aynı yeri ararken orta yaşlı iki hanımefendi yardımıma koşuyor. Eski fotoğrafa bakarak bölgeyi çözmeye çalışıyorlar. ‘‘Aaa bak şurası Nafiz amcaların oraya benziyor, hayır hayır işte şurası Deli Hatçe'nin evinin önü’’ diyerek sihirli sözcüğü fısıldıyorlar. Yeşillikler içindeki yolun iki tarafına dikilen beton binanın tepesine çıkmama yardım ediyorlar. Işık süper. Ben de aynı fotoğrafı çekiyorum. Üstüne üstlük benim fotoğrafta denizin içine girmiş bir liman ve beton yığınlarım da cabası.
TİREBOLU 1910-2000
Yüzyıl önceki fotoğrafın çekildiği yer hálá duruyor. Fotoğrafın çekildiği nokta şimdi şantiye alanı olarak kullanılıyor. Kentin kıyılarında fazla bir değişiklik yok yalnızca yol biraz genişletilmiş. Tabi binalara ne olmuş denilirse; ‘‘Bu olayda fotoğrafçının hiç bir suçu yok’’ derim.
TRABZON 1900-2000
O. Nuri tarafından çekilmiş çarşıya giriş. Kent meydanına çıkan Kunduracılar Caddesi neredeyse tamamen değişmiş. Meydana çıkarken sol tarafta bulunan binanın iki çıkıntısı olmasa aynı açıyı bulmak oldukça zordu.
ORDU 1920-2000
Çarşı esnafı yüz yıllık fotoğrafa bir anlam veremedi. Folklor araştırmacısı Tuncay Tokcan fotoğrafa bakarak bazı ipuçları yakaladı. İşine ara vererek yardımcı oldu. Sora sora Fidangül denilen bölgeye geldik. Yolun ikiye ayrıldığı yerdeki ahşap bina büyüyerek, selvi boylu beton yığını olmuş.