13 bin yıllık ayak izi Tabiat Tarihi Müzesi’nde

MADEN Tetkik ve Arama (MTA) Genel Müdürlüğü bünyesinde 1968 yılında açılan ve dünyanın önemli müzeleri arasında gösterilen Tabiat Tarihi Müzesi, ziyaretçilerden yoğun ilgi görüyor.

Türkiye’nin ulusal anlamda ilk ve tek Tabiat Tarihi Müzesi olma özelliği bulunan müzeyi, 25 Mayıs-30 Eylül tarihleri arasında 25 bin 500 ziyaretçi gezdi. 1935 yılında Atatürk’ün emriyle kurulan ve 7 Şubat 1968 tarihinde MTA bünyesinde bilim dünyası ve halkın hizmetine açılan Tabiat Tarihi Müzesi, 2004 yılında çağdaş bir görüntüye kavuşturulması amacıyla yeni binasına taşındı.

Altı yıl kapalı kaldı

Binadaki inşaat hataları nedeniyle 2005 yılında ziyarete kapatılan müze, inşaat firmasıyla MTA’nın mahkemelik olması nedeniyle yaklaşık 6 yıl kapalı kaldı.
Müzenin giriş katında güneş sistemindeki gezegenlerin yıldızlı bir tavan altında sunulduğu maket, uzay terazisi, dünya maketi, dünyanın ve ayın oluşumuyla yerkürenin jeolojik tarihçesinden bazı sahneleri tasvir eden panolar, aydan getirilen taş ve meteoritler sergileniyor. Müzede, yenileme çalışmaları kapsamında görme ve yürüme engelliler için özel bölümler oluşturuldu.

Müzenin birinci katında bitki fosillerinin yanı sıra, tek hücreli canlılardan çok hücreli canlılara, omurgasız hayvanlardan omurgalı hayvanlara kadar çok sayıda fosil yer alıyor. 140 milyon yıl öncesine ait etobur dinozorla 17-10 milyon yıl öncesine ait hortumlu memelilere ait mülajlar yine bu katta görülebiliyor.
Müzede ayrıca günümüzden 13 bin yıl önce Manisa’nın Kula ilçesinde yaşamış insanlara ait ayak izleri, mağara sanatına ait alçı kopyalar bulunuyor.

Anadolu panteri müzede yaşıyor

280 milyon yıl öncesine ait bir tatlı su sürüngenine ait orijinal fosil, 193 milyon yıl öncesine ait dev bir ammonit fosili, 3 bin 500 yıl öncesine ait Maraş fili ve 2002 yılında Adana-Yumurtalık sahilinde karaya vuran uzun balinanın iskeleti, sergilenen önemli örnekler arasında bulunuyor.

Diorama Bölümü’nde ise, aralarında 1974 yılında Beypazarı’nda bulunan Anadolu panteriyle Ankara tavşanının da yer aldığı nesli tükenmiş ya da tehlike altında olan bitki ve hayvan örnekleri, yaşam ortamlarına uygun canlandırmalarla izleyicilere sunuluyor. Ücretsiz olan müze, pazartesi haricinde haftanın her günü ziyaret edilebiliyor.