Şef değneğini elinize alın bir müzikçiye yardım edin

RAHMİ M. KOÇ, Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası’nı yönetti.

Program broşüründe şu yazılıydı: Şef: Gürer Aykal, Konuk şef: Rahmi M. Koç.

Şeflik değneğini elinize alıp şef kürsüsüne çıkabilmeniz için önşart 25.000 Euro bağış yapmanız. Bu parayla bir sanatçıya burs veriliyor, bununla eğitimini geliştiriyor, yurtdışında mesleksel deneyimini artırıyor.

Geçen yıl orkestrayı Ahmet Kocabıyık yönetmiş, Bizet’nin Carmen -belleğim beni yanıltmıyorsa- uvertürünü çaldırmıştı.

Lütfi Kırdar Konser Salonu’nda verilen Özel Konser’de A. Vivaldi’nin Bajazet operasından iki arya ile, Dört Mevsim’den seçmeler seslendirildi.

Solistler; Fatma Ayazlar (soprano), Pelin Halkacı Akın’dı (keman).

Geçen yıl alınan para ile Fatma Ayazlar, uluslararası sahnelere çıkabilme olanağına kavuştu.

Ayazlar, bu ekonomik katkının yaşamını değiştirdiğini söyledi. Puccini’nin Turandot operasını seyrettiğinde, operaya kendini adamaya karar vermiş.

Orkestra, Borusan Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Kocabıyık’ın çabalarıyla, önce oda orkestrası olarak kuruldu. Orkestra, aynı zamanda İKSV’nin sürekli festival orkestrası.

RAHMİ M. KOÇ’U BAŞKALARI DA İZLEMELİ

RAHMİ M. KOÇ
’un müzikal cesareti hoşuma gitti. Provalarını da televizyondan seyrettim, çalıştığı belli.

Popüler adların bu tür girişimlerde bulunmasını destekliyorum. Özel Konser’e, müzik meraklıları, orkestranın sürekli dinleyicileri dışında bir çok kişinin gelmesi, Rahmi M. Koç sayesinde gerçekleşti.

Hangi alanda olursa olsun, servet sahibi, toplumca tanınan bir kişinin sahnede görünmesi, bir orkestra yönetmesi büyük ilgi çekiyor.

Benim için başka önemli yanı da, sağlanan parayla bir müzikçinin doruğa tırmanışında kendisine bir merdiven sunulması. Sanırım podyuma çıkanlar, bu katkının da zevkini çıkarıyor.

Türkiye’de batı müziğine, özel kurumların, holdinglerin yardımı, bu müziğin yaygınlaşması açısından beni umutlandırıyor. Birçok kurumun desteklediği orkestralar var, bunların başında Akbank, Borusan, Tekfen, Doğuş geliyor, onların desteklediği festivaller de dinleyenlerin sayısında bir yükselmeyi gerçekleştiriyor.

Cumhuriyet rejiminin kültür politikasında çoksesli müziğin yerini yinelemekte yarar var. Her gün Atatürk’ten söz edenlerin, onun en önem verdiği devriminin çoksesli müzik olduğunu unuturlar.

Ölüm yıldönümünde, anmalarda sık sık Atatürk’ün Sevdiği Şarkılar çalınır söylenir de, onun, A. Adnan Saygun’a bestelettiği Özsoy operası sahnelenmez, seyredilmez. Bir lideri bile tutarlı yorumlayamıyoruz, algılayamıyoruz.

* * *

GELECEK yıl da popüler bir adı, elinde şef değneğiyle kürsüde görmek dileğindeyim. Müzikte bir yıldız daha parlasın.
Yazarın Tüm Yazıları