Sète’te Akdeniz Festivali

“ÜSTÜNDE güvercinler gezen şu rahat damın / Kalbi atar ardında birkaç mezarla çamın /

Haberin Devamı

Şaşmaz öğle zamanı ateşlerle yaratır / Denizi, denizi, hep yeni baştan denizi / Tanrıların sükûnu çeker gözlerimizi / Bir düşünceden sonra, ah o ne mükafattır.”
(Paul Valery. Çev: Sabri Esat Siyavuşgil)

* * *

Kadim dostum Mme.Maithé Vallès-Bled bu yılın başında telefon etmiş ve “bizim” festivali Lodève’den başka bir yere taşıyacaklarını söylemişti.

“Nereye?” diye sordum.

“Sète’e” dedi.

“Ah Deniz Mezarlığı!” dedim.

“Penceremden görünüyor” dedi. Ve festivalin Koordinasyon ve Danışma Kurulu Üyeliğini sürdürmemi istedi. Bir de Sète’te bu yıl ilki yapılacak (23-31 Temmuz) festivale mutlaka katılmamı istedi.

Festivalin Fransızca adı: “Voix Vives de méditerranée en méditerranée” (www.voixvivesmediterranee.com/)

Festivale benimle birlikte Salih Bolat ve Onur Caymaz katılıyor.

* * *

Haberin Devamı

Yukarıdaki şiirin adı “Deniz Mezarlığı” (Le cimitière marin). Yazarı da Paul Valery. XX. yüzyıl dünyasının en büyük şair ve düşünürlerinden biri. “Deniz Mezarlığı” da çağımızın olduğu kadar bütün zamanların en görkemli şiirlerinden biri. 24 adet 6 dizeden oluşan 144 dizelik bir şiir.

* * *

Sète, Güney Fransa’da bir Akdeniz kenti. İspanya taraflarında. Önemli bir liman ve turistik merkez. O tarafları iyi bilirim ama şimdiye kadar Sète’e hiç yolum düşmedi. Tarihi 2010 yıldan çok daha eski. Çok önemli şairlerin, yazarların, ressam ve sanatçıların doğduğu ya da yaşadığı bir yer: Paul Valery, gitarist Manitas de Plata, ressam Pierre Soulages, sinema yönetmeni (bir yanı İzmirli) Agnès Varda, tiyatro yönetmeni (TNP) Jean Vilar, şarkıcı-şair Georges Brassens.
Akdeniz’den 100 kadar şair, ayrıca şarkıcılar, çalgıcılar, dansçılar, tiyatrocular, bilim adamları katılıyor. Sergiler ve gösteriler 8 gün boyunca devam ediyor. Türkiye’den Ziya Azazi’nin 26 Temmuz günü saat 22.30’da bir dans gösterisi var.

7-8 gün boyunca her zaman olduğu gibi karşıma Ermeni Sorunu, Kıbrıs Sorunu, Kürtçülük Sorunu çıkacak. Bir kez daha amatör tarihçilik yapacağım, önyargılarla çarpışmak zorunda kalacağım. Düşünsenize, Venedik Komisyonu Başkanı Thomas Markert bile okumadan Anayasa değişikliği paketini destekliyor ve “Evet” oyu verilmesini tavsiye ediyor. Bereket versin şair, yazar ve sanatçılar öteki insanlar kadar “Dediğim dedik çaldığım düdük!” diye dayatan insan türünden değiller.

“Adam” gerçekten yazar, şair, sanatçı ise bu dünyaya kesinlikle katlanamaz. Bir başka dünya mümkün değilse hayat yaşamaya değer mi?

Yazarın Tüm Yazıları