Papa aslında Fener’e geliyor

Biz kendi derdimize düşmüş, Papa’ya sırt çeviriyoruz. Oysa bu gezinin asıl hedefi, Katolikler’le Ortodokslar arasındaki birleşme sürecini pekiştirmek. Türkiye, yanlış yaklaşımıyla bu yakınlaşmayı adeta kolaylaştırıyor.

Haberin Devamı

Prof. Dr. Halil İnancık, Koç Üniversitesi’nde Şeref Doktorası aldı. Böyle bir onuru en fazla hak edenlerin başında gelen İnancık, düzenlenen törende hepimize tarih dersi verdi.

 

Papa ziyaretinin önemine değindi ve Papa’nın T.C. Devleti değil, Ortodoks Kilisesi için Türkiye’yi geldiğini hatırlattı. Bu ziyareti tarihi perspektife yerleştirdi.

 

Bu ziyaret, daha önce Bartholomeos tarafından ortaya atılan, Katolik ve Ortodoks kiliselerinin önce yakınlaşma, ardından da birleşme projesinin bir parçasını oluşturuyor. Bu birleşme de, ister istemez İslam dünyasına karşı bir cephe anlamına geliyor.

 

Haberin Devamı

İnancık, Osmanlılar’ın Ortodoks Kilisesi’ne verdikleri önemi ve gerekçelerini uzun uzun anlattı. Ortodoks Kilisesi’ni nasıl himaye ettiklerine, Fatih’in Ortodokslar sayesinde İstanbul’u nasıl yaşatabildiğine, Katolik - Ortodoks ayrılığı sürdükçe Osmanlı İmparatorluğu’nun nasıl güçlendiğine dikkat çekti. Papa’nın ziyaretinin en az konuşulan yanını ortaya koydu.

 

Aklıma, modern Türkiye’nin tutumu geldi. Osmanlılar ne kadar Ortodoks Kilisesi’ni koruması altınaalmışsa, genç Cumhuriyet, vatandaşı olan Ortodokslar’a ve kiliselerine öylesine hoyratça davranmış. Hala da aynı hoyratlığı sergiliyoruz.

 

Ortodoks Kilisesi’ni, Osmanlılar gibi kucaklayıp benimseyeceğimize, yerden yere vuruyoruz. Nefes aldırmıyoruz.

 

Papa İstanbul’da Ortodokslar’ın kutsal saydıkları Aziz Andreas Yortusu’na katılacak. Bütün dünyaya buradan “gelin artık birleşelim” mesajı verecek. İslam dünyasına ve Avrupa’dakilaikliğe karşıortak tutum sergileyecek olan Katolik ve Ortodoks dünyaları birleşme yolunda yeni biradım atacaklar. O sırada ise bizler, küçük iç politika oyunlarıyla zaman harcayacağız.

 

Haberin Devamı

Halil Hoca bizlere, ne kadar küçük düştüğümüzü hatırlattı...

                                              

 *                               *                               *

 

BU GEZİYİ İYİ YÖNETEMİYORUZ

 

Türk Hükümeti Papa gezisini iyi yönetemiyor.

 

Yapılan açıklamalarda, genel yaklaşımda bir karmaşa var. Bu şekilde giderse, yarar sağlayacağımızı sandığımız bir ziyaretten borçlu çıkabiliriz.

 

Her şey, Başbakan’ın NATO doruğunu gerekçe göstererek yurt dışına çıkması programıyla başladı. Ardından “Ne yapayım yani, programımı Papa’ya göre mi hazırlayacağım” yaklaşımı geldi.

 

O yetmedi, Gül de yurt dışında iş yarattı ve NATO doruğunda Başbakan’ı yalnız bırakmamayı (!) tercih etti.

Haberin Devamı

 

O da yetmedi, İstanbul Belediye Başkanı Topbaş da  Brüksel’deki bir toplantıya gidiverdi.(!)

 

Bütün bu kargaşa içinde, galiba bu namevcutluk fazla gelmişolacak ki, bu defa Gül “Peki, NATO doruğundan erken dönerim. Birlikte yemek yiyelim” mesajı yollamış. Papa da reddetmiş.

 

Siz olsanız reddetmez miydiniz?

 

Hem dinler arası uzlaşı arzuladığımızı söylüyoruz, hem de bu alandaki en önemli ziyareti nasıl ele alacağımızı bilmiyoruz.

                                             *                               *                               *

ARDA, NE HAKAN NE DE METİN OLABİLECEK


Galatasaraylılar Çarşamba akşamı, ekranlarının karşısında kahroldular. Hepimizin içinden aynı hisler geçti. “Nerede o eski Galatasaray? Nerede o, Avrupa’yı hallaç pamuğu gibi atan takım? O takımı bu hale düşürenlere yazıklar olsun.”

Haberin Devamı

 

Hem de Bordeaux gibi, elimize geçirebileceğimiz en bedava takımdan dayak yedik. Abuk sabuk bir futbol, sonuç alamayan bir ekip idik.

 

Beni ençok rahatsız eden olay,Arda’nın hırçınlığı idi. Arda, daha çok genç. Yeşil sahalara yeni adım atmaya başlayan, son derece yetenekli ama ne yazık ki, daha şimdiden kendini kontrol edemeyen bir futbolcu.

 

Takımı 10 kişi bırakmaya hakkı yoktu.

 

Kafa atarak bir yere varamayacağını bilmeyen, savurgan, dolayısıyla takımı için yararlı değil, aksine zararlı bir insan.

 

Hakan Şükür’den hiçbir şey öğrenmediği açıkça belli. Belki, verilen nasihatları bile dinlemiyordur. İlerde bir Metin Oktay veya Hakan Şükür olabilecekken, kendini harcıyor.

Haberin Devamı

 

Arda, bu tutumunu sürdürdükçe, GS’a layık olmayacağını bilmeli ve kendine çeki düzen vermeli. Değişmezse, belki çok gol atabilir, büyük transferler yapabilir, ancak hiçbir zaman GS’lıların kalbine bir Metin ve Hakan gibi taht kuramaz.
Yazarın Tüm Yazıları